loş sokaklar, her kose başında votka şatlayan insanlar , içlerinde ufak sineklerin uçuştuğu agır yemek kokularının olduğu kucuk dar binalar, kiralık odalar. güzel bakımlı kadınlar, savaşçı bir halk olmaları, soğukları, güzel mimarileri, kurumuş balığa olan duskunluklerı gib gibi sayabılecegımız klasık şeyler.
karamazov kardeşlerin başını çektiği rus yazarların kaleminden çıkmış büyük romanlardır.ortak özellikleri hacimli olmaları ve roman sanatının doruk noktasını temsil etmeleridir.
o kadar basit bir dil ile bu klasikleri nasıl yazmışlar hala akıl sır erdiremediğim olaydır. adamların dili bildiğin tarzanca. ( evet farkındayım bana öyle geliyor ama algım bu ve değiştiremiyorum)
okunulması gereken bir yapıttır.yazar bu kitabı kumar borcunu ödemek için inanması güç ama 21 günde tamamlamış ve basmıştır.bu kitaptan çok büyük paralar kazanmıştır ve bütün borçlarını kapatmıştır.
insana "ne biçim dünya bu hüsnü" dedirtmesine rağmen ruhu feci derecede dinlendirip rahatlatan, sadece edebiyatla sınırlı olmayan klasiklerdir. edebiyat alanında, diğerlerinden farklı olarak basit yazılar yazmaz; okuyucunun dikkatini çekmeye, okuyucuyla karşılıklı oturuyormuşçasına anlatmaya çalışırlar. bu yüzden çoğu rus romancısı ancak 15-16 yaşında okunup anlaşılabilecek şeyler yazar, çünkü kişinin iç dünyasını yansıtır genelde ve kimliğini fark etmemiş çocuk bunların kelimelerini anlasa da anlamını toparlayıp ne dediğini algılayamaz. yazarların abazanlığıyla paralel olarak ayrıntıları da artar bu klasiklerin, puşkin'in kadın ayak ve bacaklarına yazdığı zibilyon tane şiiri mevcuttur. bu yüzden kitap sayfalarının arasında yer yer fışmıklara da rastlanabilir, insan öküz olunca amacından sapıyor; seks hikayesi okurmuşçasına okuyor şiiri. hem ruhunu, hem vücudunu besliyor. ama tasvip etmiyoruz bu davranışları, efendi gibi okuyun, efendi gibi dinleyin.
rus klasiklerinin başını herkesin bildiği üzere dostoyevski,tolstoy,çehov,gorki,puşkin gibi yazarlar çeker. rus klasiklerinin büyük bir kısmı 19. yy 'da yazılmıştır. fazlaca inceleme içerirler. betimleme dediğimiz bir kuşun kanatlarının renginden duruşuna kadar anlatılması ya da bir kadının ayakkabısının çıkardığı tak tak seslerinden bir saç telinin nasıl durduğunun anlatılması gibi yazıyı zenginleştiren anlatım şekilleri en ala şekilde ve hatta abartılarak kullanılır. daha çok iyi-kötü , zengin-fakir, din-dinsizlik (bilhassa dostoyevski'de) işlenir. rusya'da yaşanan sancılı ve bir o kadar karışık günler adeta yaşanıyormuşçasına hissedilir satır aralarında. raflarda bu kitaplara yer edindirmeli ve sık sık okuyarak ruha gıda vermeli.