Batının en doğulusu olduğu için dikkat çekici olabilir. Türk edebiyatının da doğunun en batılısı olduğu için dikkat çekmesi gerekir lakin ki öyle değildir.
sikimsikimov ve sikimveçya dar ve rutubetli evde bir odada oturmuş çaresizce konuşuyorlardı. sikmeçya ve sikivanya son rublelerini viskiye harcamışlardı.
fransız edebiyatıyla birlikte dünyanın en kallavi zenginlikte iki edebiyatından biri olsa ve seveni çok olsa da benim sevemediğimdir.
Normalde dram türü yapıtları severim. Ama dram da bir yere kadar; hiçbir iyi şey olmayan, sonu her açıdan kötü biten şeyler de normal değil.
Ama rus edebiyatı bana çok kasvetli gelmekte, soğuk ve kapalı havanın kasvetini ister istemez hissediyorsunuz.
Zor anlaşılan ağır bir dil, fazla uzun eserler sıkıcı yani boğuyor bence.
bir türlü ısınıp keyif alarak okuyamadım, bu kadar insan elbette yanılıyor olamaz muhtemelen sorun bendedir ama sevemedim. elden bir şey gelmez.
bu kadar kasvet, bitmek bilmeyen tasvirler, upuzun monolog ya da diyaloglar. beni boğuyor. sus artık amına koduğumun adamı diyesim geliyor -ki kabalıktan hiç hoşlanmam.
Aci, fakirlik, huzun agirlikli edebiyat, ruslardan nasil böyle bir edebiyat cikti bilmiyorum ama kucuk yasta kitap okuma aliskanligimi bu kitaplarla kazanmistim.
dünyadaki sayılı edebiyatlardan biri olduğuna şüphe yok. kendisine ilk (bkz: dostoyevski) nin (bkz: yeraltından notlar) ıyla giriş yaptım. bir süre 3 4 kitabını daha okumanın akabinde çehov un (bkz: altıncı koğuş) unu da okuduktan sonra suç ve ceza ile bitirme tezimi verdim. çehov un bahsettiğim kitabı dışında full dostoyevski gittim desem yalan olmaz. ama cidden sıkıyor bir yerden sonra, yani hep bunalımlı hayatlar, aşamamışlıklar, sik taşak keyfi için bir çuval inciri berbat eden pervasızlığın son noktası karakterler, entrikavari olayların yoğunluğu ve sık sık geçen flashbacklerle daha da karmaşıklaşması, bitmek bilmeyen betimlemeler, yani birçok roman bu dinamikler ve onların sanatsal anlatımı üzerine kurulu, hepsinin çok nitelikli olduklarında hemfikirim ama şu anda herhangi bir rus edebiyatı eserini okumak için bir sebep bulamıyorum çünkü yine benzer konseptleri okuyacağım, farklı konseptte roman-eser önerisine de açığım, özel mesajlara bakıyor olacağım.
Ruslar Kiev knezleri’ni atalarından kabul etmediklerinden ve neredeyse sadece kilisenin dini öğretilerini ifade etme çabası sayesinde ilerleyebilen Avrupa kültüründen soyutlanmış dünya tarafından çok da takılmayan bir edebiyat türüyken, Avrupa’dan etkilenmelerle beraber ilk önce çeviri ve taklitlerle sonra da romanlarına kazandırdıkları milli benlikle Tolstoy, Dostoyevski, Puşkin, Turgenyev, Çehov ve daha niceleriyle altın çağı yaşamış dünya edebiyatına büyük katkıları olan tür. Okuyun, okutun.
Roman sahasında Batı’yı ezmişlerdir; evet Avrupa romancıları küçümsenemez lakin Puşkin’in evlatları çıtayı çok yükseltmişlerdir. Özellikle Dostoyevski ve Tolstoy...
boris ve arkadiy strugatskiy kardeşlerin yerinin ayrı olduğu edebiyattır.
evet sovyet vatandaşı bu iki kardeş hem rus edebiyatına hem de dünya edebiyatına uzayda piknik gibi müthiş bir eser kazandırmışlar. tarkovski usta da bu kitabı sinemaya uyarlayarak stalker gibi bir başyapıtı dünya sinemasına kazandırmıştır.
19. yüzyılda Rus edebiyatı en parlak dönemini yaşamıştır. Bu dönemin en büyük adı, Rus ve dünya edebiyatının önemli kilometre taşlarından biri ve tam anlamıyla ilk klasik Rus yazarı olan Aleksandr Sergeyeviç Puşkin'dir. Avrupa'daki Romantizm hareketinin Rus edebiyatına girmesini sağlayarak özgün bir Rus Romantizmi yaratan Puşkin, Yevgeni Onegin (1833) adlı romanıyla Rus Gerçekçilik Akımı'nı da başlatmıştır. Puşkin'in ölümü üzerine yazdığı şiirle tanınan ve gene onun gibi genç yaşta bir düelloda ölen bir başka Romantik Rus şairi de Mihail Lermontov'dur. Puşkin'in ardılı ve Rus edebi-yatının en önemli şairlerinden biri olan Lermontov, Zamanımızın Bir Kahramanı (1840) adlı romanı ile kendinden sonraki Rus yazarlar üzerinde derin bir etki yaratmıştır. Rus edebiyatında felsefi şiirleriyle ünlü Yevgeni Abramoviç Baratinski ve köy yaşamını betimleyen şiirleriyle tanınan Aleksey Vasiliyeviç Koltsov bu dönemin şiir alanında son temsilcileridir.