en sevdiklerim;
bir fırtına tuttu bizi.
çalın davulları.
drama köprüsü.
bülbülüm altın kafeste.
deniz üstü köpürür.
bu türkülerin bir kaçı kurtlar vadisi jeneriği olarak kullanıldığı için bazılarına itici gelebilir.
düğünlerde genellikle hep çalınan şarkılardır. normal hayatta pek tercih edilmezler. sebebi fazla oynak olmalarıdır. malum gerçek hayat oynak olmadığı için ağır müzikler kaldırıyor bizim toplum.
o topraklara ait kimseleri her dinlediğinde daha farklı bir etkileyen bir de memleketten uzaktaken dinlendiğinde insanı tebessümle birlikte gözyaşlarına sürükleyen türkülerdir.
şimdi bu türküler ilginçtir. müzik olarak oynaktır. oynaktır da. hüzün bir taraflardan içinize işler. aynı anda oynamak, ağlamak ve düşüncelere dalmak istetir insanı.
bunları bir de gerçekten trakya da yaşayan köy kültürü almış bayan seslerden dinlemek var ki. işte gerçek duygu buradadır.
usulca bağırıp çağırmadan derinlerden gelen bir sesle söylerler.
kızcağızın sevgilisine duygu dolu çağrısıdır.
asker yarine, uzaktaki anne babasına, kardeşine, özlemidir.
tarlada güneşin altında yanan güzelliğine acımasıdır.
arada köyün yaşlı kişilerine muzip göndermeleridir.