bir düşünün. inandığımız hiçbir varlık yok diyelim -ki bence öyle- ruhunu şeytana satmak insanın hayatını istediği gibi şekillendirebilmesi için müthiş bir kreşendo olmuyor mu? dünyaya bir kere geliyoruz.
satılması durumunda tahsilatı sağlama bağlamak lazımdır. gerekirse kredi kartı veya çek ile değil, nakit satılmalıdır. lakin şeytandır bu, ne yapacağı belli olmaz. (bkz: veresiye satan pesin satan)
edit: bakınız verilen bölümde de iki tane satan kelimesi geçiyor, vay anasını, tırstım gece gece, vallahi bilinçli değil, denk geldi.*
arkadaşım şeytan(1988) adlı türk filminde bu konu işlenmiştir.
konusu: fatih (mazhar alanson)arkadaşlarıyla barlarda müzik yaparak geçimini sağlayan. içine kapanık bir gençtir. yaptığı işe çevresindeki kimse önem vermez. onun hayali ise ünlü bir müzisyen olmaktır. dertleştiği tek arkadaşı ise bir gelinlikçi vitrinindeki mankendir. bir gün karşısına şeytan (ali poyrazoğlu) çıkar ve ruhunu kendisine satması karşılığında fatih e istediklerini vereceğini söyler.atıf yılmaz ustadan hafif politik soslu fantastik bir film.