insanın olana bitene değil hayata ve yaşanacaklara bile sıkılmasıdır.
ruhu sıkılan kişi off poff yapmaz, derinlere dalar ve sadece kendinde kaybolur. sıkıntısını kimseye aksettirmez.
öyle böyle bir sıkılma değildir. hani bir yeriniz yaralandığında, bir süre sonra yaranın üzeri kabuk bağlar ya. işte bütün vücudunuz onunla kaplıymış gibi düşünün. soysan soyulmaz soymasan boktan bi durum. öyle işte.
eğer borçluysanız, bir takım sağlık sorunlarınız varsa yada aşıksanız ve karşılık bulamıyorsanız bu tam size göre bir iştir. ruhunuz sıkılır. bunalırsınız nefes alamazsınız. helede çaresizseniz bittiğiniz andır. yatarsınız, yatakta döner durursunuz. 'ne yapabilirim?' safhasını geçip hiç bir şey yapamayacağınızı anladığınızda 'ne olacak peki?' sorusu aklınızı başınızzdan alır. tam o sırada derin bir nefes alırsınız ve işte o an ruhunuzun en çok sıkıldığı andır. ertesi gün sabahın köründe kalkmak zorundsınızdır ama uyuyamazsınız. bir sigara yakarsınız derken bir sigara daha. inançlıysanız kalkıp bi namaz kılarsınız ve üstünüzden büyük bir yük kalkmış gibi hissedersiniz. oysa hâla herşey aynıdır. biraz önce ne düşünüyorsanız hepsi hala geçerlidir. şanslıysanız ettiğiniz dualar kabul olur ruhunuzu sıkan olaylardan kurtulursunuz yok değilseniz daha çok çekeceğiniz vardır. tabi unutmadan burdaki şans bildiğimiz şans değildir ve bunun belirleyicisi insanın kendisidir. O'na layık kul olursan şanslısındır.