bugün

haydi! kalk ayağa içimdeki çocuk!
tekerlemeler söyle, koş yalınayak!
yüzün gözün kir, pis ve dizlerin yarık
bak! peşinden koşuyor mutluluk .
tuyuğa göre daha çok beğendiğim nazım çeşididir.
(bkz: ömer hayyam)
Ne ben bülbülüm ne sen gülsün
Şimdi halimize itler gülsün
Sönsün içimizdeki ateş sönsün
Yaşasan ne olur yürüyen ölüsün.
içinde hiç tanım olmayan başlık.
Yaşamak elindeyken Bugüne bugün
ne diye bırakır, Yarını düşünürsün?
Geçmiş, gelecek, kuru Sevda Bütün bunlar;
kadrini bilmeye bak avucundaki ömrün.
Cennette huriler varmış, kara gözlü;
içkinin de ordaymış en güzeli.
Desene biz çoktan cennetlik olmuşuz:
Bak bir yanda şarap bir yanda sevgili.
Bu dünya iki kapılı bir han,
Girdi mi dertlere düşer insan.
Tanınmadan yaşamak en iyisi:
Elinde olsa da hiç doğmasan.
Bu dünyada nedir payıma düşen, hiç
Nedir ömrümün kazancı felekten, hiç
Bir sevinç mumuyum sönüversem hiçim
Bir kadehim, kırılsam ne kalır benden, hiç.
ben olmayınca bu güller, bu serviler yok.
kızıl dudaklar, mis kokulu şaraplar yok.
sabahlar, akşamlar, sevinçler, tasalar yok.
ben düşündükçe var dünya, ben yok o da yok!

ömer hayyam
"...Sarılıp yatmak mümkün değil bende senden kalan hayâle. 
Halbuki sen orda, şehrimde gerçekten varsın etinle kemiğinle 
ve balından mahrum edildiğim kırmızı ağzın, kocaman gözlerin gerçekten var 
ve âsi bir su gibi teslim oluşun ve beyazlığın ki dokunamıyorum bile... 

Öptü beni: "Bunlar, kâinat gibi gerçek dudaklardır" dedi. 
"Bu ıtır senin icâdın değil, saçlarımdan uçan bahardır" dedi. 
ister gökyüzünde seyret, ister gözlerimde:
"körler onları görmese de, yıldızlar vardır" dedi.

Bu bahçe, bu nemli toprak, bu yasemin kokusu, bu mehtaplı gece 
pırıldamakta devâm edecek ben basıp gidince de, 
çünkü o ben gelmeden, ben geldikten sonra da bana bağlı olmadan vardı 
ve bende bu aslın sureti çıktı sadece.

"Paydos" diyecek bize bir gün tabiat anamız
"gülmek ağlamak bitti çocuğum..." 
Ve tekrar uçsuz bucaksız başlayacak
görmeyen, konuşmayan, düşünmeyen hayat.

Ayrılık yaklaşıyor her gün biraz daha, 
güzelim dünya elvedâ, 
ve merhaba 
k â i n a t . . . 

Balla dolu petek 
yani gözlerin güneşle dolu.
Gözlerin, sevgilim, gözlerin toprak olacak yarın, 
bal başka petekleri doldurmaya devâm edecek..."