insan
ya hayrandır sana, ya düşman.
Ya hiç yokmuşsun gibi unutulursun
ya bir dakka bile çıkmazsın akıldan...
2
Çürüksüz ve cam gibi berrak bir kış günü
sımsıkı etini dişlemek sıhhatli, beyaz bir elmanın.
Ey benim sevgilim, karlı bir çam ormanında nefes almanın
bahtiyarlığına benzer seni sevmek...
4
Gün iyiden iyiye ışıdı artık,
tortusu dibe çöken bir su gibi duruldu, berraklaştı ortalık.
Sevgilim, sanki seninle yüz yüze geldim birdenbire :
aydınlık, alabildiğine aydınlık...
Beni özene bezene yaratan kim? Sen!
Ne yapacağımı da yazmışın önceden.
Demek günah işleten de sensin bana:
Öyleyse nedir o cennet cehennem?
Ömer HAYYAM
Gönlün temiz mi hocam, kanıtın var mı?
Gösterişten başka bir anıtın var mı?
Hırkan, seccaden tamam; yarın sorunca;
Tanrı'ya vermek için yanıtın var mı?
çiçek açmış benzeri mademki mutluluğun
neden ey güzel kadehinden çok uzakta kolun?
acımasızdır dünya, yazık durma şarabını iç;
sanmam ki bir daha gelesin, sürüp gitsin bu oyun
şu testi de mutlak benim gibi biriydi
bir güzele vurgundu o da elbet dertliydi.
kim bilir garibin belki boynunda kulp da
sevgilinin öpülesi bembeyaz eliydi.
ömer hayyam rubailer 41-60
Ruhum ne ondan önce vardı, ne ondan ayrı bir sırrın kemâlidir,
ruhum onun, o dışımdaki âlemin bende akseden hayâlidir.
Ve aslından en uzak ve aslına en yakın hayâl
bana ışığı vuran yârimin cemâlidir...
bu dünyadan başka bir dünya yok, arama;
senden benden başka düşünen yok, arama!
vaz geç ötelerden, yorma kendini:
o var sandığın şey yok mu, o yok arama!
Ferman sende, ama güzel yaşamak bizde:
Senden ayığız bu sarhoş halimizde.
Sen insan kanı içersin, biz üzüm kanı:
insaf be sultanım, kötülük hangimizde?
Gül verme istersen diken yeter bize,
ışık da vermessen ateş yeter bize,
tekke post most olmasa da olur.
Kilise çanları bile yeter bize.
Gün iyiden iyiye ışıdı artık,
tortusu dibe çöken bir su gibi duruldu, berraklaştı ortalık.
Sevgilim, sanki seninle yüz yüze geldim birdenbire :
aydınlık, alabildiğine aydınlık...
senden benden önce de vardı bu gün bu gece
felek dönüp durmakdaydı hep bu gördüğünce
usulca bas toprağa, çünkü bastığın yer
bir güzelin gözbebeğiydi beş on yıl önce.