rte fıkraları

entry7 galeri1
    1.
  1. yaran recep tayyip erdoğan fıkraları dır.

    RTE ile Bush ilk buluşmalarında birbirlerine hava atarlar. Bush RTE'ye: "Bizde öyle bir teknoloji var ki, ölüyü diriltiriz!.." der. RTE altta kalmaz ve o da; Bizdeki teknoloji çok farklı, partimizin bütün elemanları 100 metreyi, 3 saniyede koşmayı beceriyor!.. der. Türkiye'ye döndüğünde RTE'yi bir düşünce alır. Danışmanlarını çağırır ve attığı palavrayı anlatır; "Haftaya Bush geliyor, yalanımız ortaya çıkarsa ne yaparız?" diye sorar. Danışmanlardan biri hemen cevap verir:
    - Onlara ölüyü nasıl dirilttiğini sordunuz mu?
    - Hayır sormadık.
    - O halde hiç korkmayın başbakanım... Alın Bush'u Anıtkabir'e götürün ve Atatürk'ü diriltmesini isteyin. Diriltemezse o rezil olur. Yok eğer diriltirse, siz zaten 100 metreyi 3 saniyede koşarsınız!..

    Başbakan'a sormuşlar: Reform nedir?
    Yanıt: AB bir form verir bunu doldurur, geri göndeririz. Bu işleme reform denir.
    2 ...
  2. 2.
  3. Erbakan ölmüş ve cennete gitmiş.
    Meleklerin karşısında cennetin kapısında dururken arkasında saatlerle dolu
    çok büyük bir kapı görmüş ve sormuş:

    -"Bu saatler ne böyle?" melekler cevap vermiş:

    -"Bunlar yalan saatleri. Dünyadaki herkesin bir yalan saati vardır. Her
    yalan söyleyişinde saatteki ibre hareket eder."

    Erbakan

    -"OO, peki bu kimin saati?"

    -"Bu ATATÜRK'ün saati. ibre hiç bir zaman oynamadı, yani hiç yalan
    söylememiş."

    -"inanılmaz!" demiş Erbakan.

    -"Peki, bu kimin saati?" melekler cevap vermiş:

    -"Bu ismet inönü'nün saati. ibre iki kez hareket etti, yani inönü tüm
    yaşamında sadece iki kez yalan söyledi...'

    En sonunda Erbakan dayanamamış ve sormuş:

    -"Peki Tayyip'in saati nerede?"

    -"Tayyibin saati Hz. Muhammed’in ofisinde, Hz. Muhammed onu vantilatör olarak
    kullanıyor."
    2 ...
  4. 3.
  5. Rte bir gün bir kanal açmaya karar vermiş.
    4 ...
  6. 4.
  7. rte bir gün maradona'nın yanına gitmiş. rte alay edercesine bir tavırla maradona'ya yaklaşmış:

    rte: maradona lan ingiltere'ye gizlice elinle attığın gol harbiden tanrının eli miydi?

    maradona durur mu yapıştırmış cevabı...

    maradona: peki senin vatandaşlarının cebine gizlice attığın el tanrı'nın eli mi?

    rte: error...
    2 ...
  8. 5.
  9. Bir gün tayip * hakkın rahmetine kavuşur. Ahiretteki melekler ender de olsa hala görevdeki bir başbakanının karşılarına geldiğini görür ve derler;

    - Hoş geldin tayyip evladım. Senin özelliğindeki insanlar buralara ender gelirler. Senin gibiler için değişik bir uygulamamız var.

    Tayyip heyecanlanır ve bu uygulamanın ne olduğunu sorar. Bunun üzerine ahiretteki melekler;

    - Önce bir günlüğüne cehenneme gideceksin. Daha sonraki günde cennete gideceksin ve bize nerede kalmak istediğini söyleyeceksin.

    Tayyip kızgın bir şekilde;

    - Ama ben cennete gitmeliyim. Kararımı çoktan verdim. Allah için iman ettim.

    Bu lafın üzerine melekler kuralların kati olduğunu ve asla değiştirilemeyeceğini salık verirler. Tayyip çaresiz bu teklifi kabul eder. ilk cehennem macerası başlar. Tayyip bir kapıdan içer girer ve karşısında uçsuz bucaksız, yemyeşil bir golf sahası bulur. Birde bakar ki tanıdığı simalar karşısına dikilmiştir. Kimler yoktur ki orda. Adnan Menderes, Turgut Özal ve daha niceleri tayyip'i hoş bir şekilde karşılarlar. Bir taraftan golf oynamaya diğer bir taraftan ise sohbet etmeye devam ederler. Konu genelde "benim memurum işini bilir, köy enstitülerini kapatmanın yararları ve halkı kandırmanın bin bir türlü yolları" gibi eğlenceli sohbetlerden oluşmaktadır. Bir an şeytan tayyp'in yanına gelir ve elindeki margaritayı tayyip'e uzatır. Tayyip;

    - ben içki almayayım, teşekkür ederim. Alkol benim için günahların en günahıdır.

    Şeytan edalı bir gülüşle;

    - iç evladım. Artık herkes ahir. Dünyadaki sınanma günleri geride kaldı.

    der. Tayyip ikna olmuş ve içkisinden yudumlar alarak gününü hoş bir şekilde bitirir. Cehennemden çıkar ve melekler tayyip'i ertesi gün için cennete yollarlar. Cennetin kapısından içeri giren tayyip karşısında Atatürk, Nazım Hikmet ve Ecevit gibi bir takım ünlü kişileri görür. Herkes tayyip'i tevazu ile karşılar. insanlardan, doğadan, edebiyattan ve toplumsal sorunlardan bahsedilen sohbetler dönmektedir. Tayyip gördüğü sevgiden dolayı son derece mutludur. Gününü bu şekilde bitiri ve ahirete geçer.

    Melkeler tayyip'e sorarlar;

    - Evet evladım. Her iki yeri de gördün. Şimdi söyle bakalım nereyi seçeceksin?

    Tayyip;

    - Her iki yerde de güzel anlar yaşadım. Ama ben kendimden olan insanların yanına gitmek isterim. Yani benim için cehennem daha uygundur.

    Melekler tayyip'in isteğini yerine getiriler ve gideceği kapıyı gösterirler. Tayyip kapıyı açar ve gördükleri karşısında dehşete düşer. Daha iki gün önce geldiği yer burası değildir. Dayanılmaz bir sıcak, kötü bir koku ve hepsinden önemlisi elleri kurumuş ağaç dallarına kelepçelenmiş arkadaşları. Tayyip büyük bir korkuyla şeytana döner;

    - Burada bir hata olmalı. Benim gördüğüm yer burası değildi.

    Şeytan sinsi bir sırıtışla tayyip'e döner ve der ki;

    - Kusura bakma evladım. O gördüklerin sadece seçim kampanyasıydı.
    1 ...
  10. 6.
  11. 7.
  12. "sen kimsin ya, sen kimsin. bu fakiri milleti muhatap görmüş. tırnak içinde fakir olması .
    0 ...
© 2025 uludağ sözlük