gürgen öz olmasa çekilecek bir tarafı yok, hikaye klasik, filmde ya şimdi şu olsun dediğin herşey oluyor, fakat sözü yine gürgen öz'e getirecek olursak * o 3 nokta dövmen, o gözlükler, playboy tip, fıldır fıldır dönen gözler falan... harikaydı. *
--spoiler--
bu ayakkabılardan hangisini giyersem bana verirsiniz. *
--spoiler--
cemal hünal ıssız adam karakterinden bir sıyrıl be abi, yahu eşofman altı giyip üst açık *uyuma durumun bile aynı, sarılışın mimiklerin falan, bitti abi alper, izledik bitti tamam bu başka film. * sedef avcı yı bergüzar korel zannetim ilk, saç ağız dişler gülüş, valla bergüzar aynı *
film izlenmezse hiçbir şey kaybedilmez, izlenirse kazanılmaz. sabah işe geç kaldım sırf şu film için keşke değseydi yani...
not: 1.35 dk sürüyormuş film, bir türk filmi için 95 dk çok yahu bir çok sahneyi çıkarsak şu filmden konudan gram sapma olmazdı. üste bir de 30 dk reklam izledik iyi mi...
sinem kobal'ı hala dadı dizisindeki dilara kıvamında gördüğümüz flim o kadar yıl geçmiş hiç mi bişey koyamaz insan oyunculuğunun üstüne.. flime gelince gidilmezse bişey kaybedilmez ama sıkıcı bi günde vakit geçirmek adına iyi bi flim..
yönetmenliğini ketche ve hakan kırvanaçın yapmış olduğu komedi romantik türünde türk filmi.
oyuncular; sinem kobal, gürgen öz, engin altan düzyatan, sedef avcı, cemal hünal, burcu kara, begüm kütük, burcu esmersoy, janset, mert yavuzcan, kubilay penbeklioğlu, pelin çalışkanoğlu ve seda kement.
sürekli eleştirmenler tarafından "türk sex and the city" diye yakıştırılan film.
gidip izleyen görecek ki bu kadar çok alakasız bir film olamaz.
bu kadar da tahmin edilebilir bir film görmedim efenim ben.
--spoiler--
sinem kobal ı rolünde çok itici buldum. fakat ilk başta esas oğlanlarla kızların göz göze geldiği an etkileyiciydi hakkını vermek lazım.
erdiş rolünde oynayan kubilay penbeklioğlu harika bir iş çıkarmış.
burcu esmersoy ise bu filmde çok çekici geldi bana. hatun konuşmayınca çok daha güzel geliyor insana yahu. *
gürgen öz ise ayakta alkışlanmayı haketmiş. replikler, hareketleri ve tavırları, "bu ayakkabıyı giyince mi verirsin yoksa elimdekini giyince mi?" diye soruşu, tamamiyle rolüne kaptırmış. acaba gerçek hayatta da böyle olabilir mi diye düşünmedim değil.*
velhasıl cemal hünalın yanına sedef avcı yakışmamış.
esas kızın kitap yazması ise apayrı olay ona girmeyeyim.
--spoiler--
ona harcayacağınız vakitle youtube'dan romantik komedi konulu film fragmanları izlediğiniz takdirde daha mutlu olacağınızı anlatan film olduğunu iddia eden şey.
bir romantik komediden beklenen komediyi yeteri kadar vermiştir. romantiklik de iyidir bence. yeterdir. zira türk halkı romantik deyince ağlamak anlıyor. 10 üzerinden 8 dir. gidin ejder kapanı'na para vereceğinize takın kolunuza sevgilinizi biraz gülün, hayatın çok eğlenceli olduğunu hatırlayın.
bu filmi daha yeni izlemiş bulunmaktayım. ne yalan söyleyeyim ilk başta ön yargıyla yaklaştım ve diğerleri gibi laçkalaşmış sanıyordum. ama filmin insanları gerçekten çok eğlendirmek için yapıldığını, filmde dakikalar ilerledikçe farkettim. filmin sonu çok klişe olsa da gerçekten çok zevkli bir 1 saat 50 dakika geçirdim. filmi anlatmak istemiyorum, spoiler kullanmayı da sevmiyorum açıkçası. bu sebepten dolayı en kısa zamanda eğlenceli bir vakit geçirmek için bu filmi siz sayın yazarlara ve okurlara tavsiye ediyorum. film bittikten sonra kendinizi mutlu hissedip nickullah entryoglu söylemişti diyeceksiniz bundan eminim. 1000 in üzerinde film izlemiş* bir kişi olarak bana iş stresinden sonra çok güzel bir zaman dilimi yaşattı. tanım yapmak gerekirse şu şekilde yapabiliriz: gerçek hayatın ta kendisi olan ve ayrıca herkesin kendinden bir şeyler bulacağı bir yapımdır.
ve hayat öyle bir şeydir ki bazen, kötü olacağından adınız gibi emin olduğunuz bir filmi izlemeye koyuluverirsiniz. izledikçe oyuluverirsiniz. oyuldukça yoruluverirsiniz. zordur hagi'm zordur. esasen güzel hagi'm, bu arkadaşı, reklamcılık ekseninde döndüğü için seyreyledim. bakalım neler gözlemledim:
sonuç1: reklamcı milleti yavşamışın önde gidenidir.
sonuç2: iki dakikada metin yazarı olabilirsiniz.
sonuçbonus: yalnızca 5 günde, ses getiren bir roman yazarı olabilirsiniz.
sokayım böyle kolpa sonuçlara, sokayım böyle romantizme ve sokayımbonus böyle komediye afedersin.
adam da akıl bırakmaz böyle filmler, bir sürü akla mantığa sığmayacak durum vardı filmde, esas kızın eski çıktığı neydi öyle, neden böyle absürd bir karakater yaratılmış; hayır absürd komedi olsa belki olabilir ama adam tek basına absürdlüğü temsil etti filmde. unutmadan teknik anlamda başarılı bir filmdir.
gürgen öz ün rolü için izledim ama nafile, o da yetmemiş dediğim film.
--spoiler--
kız, erkek arkadaşını aşağılamak için "dans ederken ibnelere benziyorsun" diyor ama tüm film boyunca bi ibnenin yanından ayrılmıyorlar. herkes başarılı filmde, herkeste para var, çalışmadan tüketebiliyorlar, evler şahane, işsizlik geçiyor birkaç cümlede ama yok kardeşim, böyle işsizlik muhabbetine can kurban. kız elini tutan erkeğin yatağına giriveriyor anında, sabahınada beni kaybedersen aptalsın diye not yazıyor. dur lan, daha yenisiniz, ayrılığı hemen sabahına mı aklına getirdin?
--spoiler--
gibi saçmalıklarla dolu, gerçekle alakasız, aşk ın a sını dahi barındırmayan, amerikan özentisi aptal film.
aptal aşıkların canlandırıldığı filmlerdir.
güldürürken bir an da ''ahhhh! ayyy! yaaaa! cok tatli!'' gibi tepkiler vererek iç çekilesi filmlerdir.
kaliteli film olmadigi sürece izlemedigim türdür.
Genç kizlarimızın tercih ettigi filmlerdir.
Uzar gider...
gürgen öz'ün jenerik kısmında kafadan koparttığı filmdir aynı zamanda.
--spoiler--
gürgen öz ve engin altan ps3 te pes oynamaktadır, gürgen öz kolları değiştirme talebinde bulunur;
g. ö.: o zaman bir el daha?
e. a.: tabi.
g. ö.: güzel, yalnız ben senin kolu alayım çünkü o daha rahat bir joystick onu görüyorum ben.
e. a.: evet evet o daha uzun.. uhuuu
g. ö.: ayy! çok çirkin bir espiri oldu hocam bu , çok çirkinleştin şuanda.
e. a.: şşşt! bu oyun kolla oynanmıyo.. kolla oynansaydı.. keşke ahh keşke.. o zaman belki yenerdin beni be ha? ne dersin?
g. ö.: hmmmm hmmmm doğru söylüyosun..
e. a.: hadi.. hadi başla.
g. ö.: sen ne sıklıkla joystickle oynuyorsun?
e. a.: baya sık.
g. ö.: kendinle yalnız kaldığında joystickle oynuyor musun?
e. a.: ıhhhhhhh
g. ö.: senin joystickle oynuyor musun?
e. a.: ahahaha!
g. ö.: joysticki çok iyi kullanıyorsun!
e. a.: hadi be abi hadi..
g. ö.: joysticki çözmüşsün sen.
e. a.: hadi be abi! commodore64 den geliyorum ben olm!
g. ö.: ben tuvaletten geliyorum.
--spoiler--
beğenmeyenler olacaktır bir çok Türk yapımı komedi filmi gibi izledikten sonra verdiğim paraya yanıp uyuz olmayayım diye sinemada izlemedim, fakat** film bu tarzda türkiyede çekilmiş en iyi film olduğunu gösterdi* ne çok abartılı duygusal sahneleri var ne de eski sevgili hariç absürd bir oyunculuk var ve tabiki ne de amerikan versiyonu kardeşleri gibi gereksiz erotik sahneleri var.
sırf sedef avcı için izlemeye koyulduğum lakin filmden yine ıssız adam cemal hünal çıktı. lan oğlum her filmde sevdiğim kadınları çatır çatır .... neyse bak. film fena değildi yani eh işte. gürgen öz filmin komedi tarafını üstleniyor. burcu kara niye oynamış anlamadım hiçbir vasfı ağırlığı yok filmde . filmin müzikleri sanki daha iyi olabilirdi . film galiba iyi izlenmiş ki ikincisi de çekilecekmiş.
"engin altan düzyatan gibi bir güzelliği nasıl daha önce fark edememişim ben" nidalarına sebep olan filmdir. içinde minicik bir sevişme sahnesi vardı; onda da birlikte izlediğim kız arkadaşlarım bakmadılar ekrana; anlayamıyorum ben bu yeni nesili! *
komik, sıkılmadan etmeden bitebilecek bir film. hayatın anlamını bulmak için izlenmiyor zaten, azıcık kafa dağıtmak için faydalı. çok eleştirmeye lüzum yok ondan.
