bugün

love actully izleyip keira knightley'e aşık olurlar bunlar. sonra How to Lose a Guy in 10 Days'i izleyip kate hudson'a, ardından da 50 first dates izleyip drew barrymore'a, jeux d'enfants izleyip marion cotillard'a aşık olurlar. ulan ben alien izleyip sigourney weaver'e aşık olanına bile rastladım. ya bunlar ulaşılamaz değil ki canlarım! hani eskiden olsa greta garbo, marlene dietrich dönemi olsa bir şey diyemeyeceğim. " yıldızlar kadar uzaklar..oh my god!" ... ya şimdi keira knightley'i tatile gitsen görürsün ki zaten anoreksiğin teki. abartmamak lazım... bir kız bulmak lazım ... sinemada bu filmleri çift olarak izlemek lazım...
sevgilisiz olunan dönemde bünyeyi rahatlatmak adına ağlama modunda bir elinde selpak, diğerinde çekirdek çitlemek suretiyle film izleyen mutsuz ancak umudunu hala kaybetmemiş kitledir.Aşkı filmlerde de olsa yaşamak ister, oradaki karakterlerin yerine öpüştüğünü hayal eder, sevgilinin yaptığı türlü jestlerle hergünü mutlu mesut geçirdiğini zanneder.Filmde de olsa 1,5 saatliğine de olsa yaşadığı bir mutluluktur, hayal dünyasından çıkarmaya çalışıldığında sert tepki gösterebilir.
bir erkek için iki ucu boklu değnektir bu filmler.

oturup da bi erkek romantik komedi izlemez hele ki tek başına, sevgiliyle falan izlenir hadi zoraki.

işin ironi içeren tarafı ise kızların bu filmlere tapması ve yalnız erkeğimizin ortamlarda sinema muhabbeti açıldığında en azından
"jeux d'enfants süperdi yeaa" falan demesi lazım gelir ki hemen kızı bi yerinden yakalasın ve eternal abazanlık tutsaklığından sıyrılsın garibim.
yani allah belasını versin bu filmlerin.

ukte: o filmin sonunda ne oluyo bana bi mesajla şey edin lan izledik dedik izlemedim ben onu :(