TNT'nin yeni dizisidir. 12 Temmuz 2010 yılında yayınlanması planlanan bu dizinin başrollerinde Angie Harmon ve Sasha Alexander var. Tess Gerritsen'in Rizzoli ve Isles karakterlerinin romanlarından uyarlanan dizinin konusu, Boston polis dedektifi Jane Rizzoli (Harmon) ve adli tabip Maura Isles (Alexander) etrafında gelişiyor. Senaryoyu kaleme alan Janet Tamaro, yapımcılığı Bill Haber ile paylaşıyor. Promo görüntüleri yayınlanmış buyrun;
&feature=related
Dizi ismini yukarıda da bahsettiğim gibi tess gerritsen'in new york best seller'i olan Rizzoli ve Isles serisinden almaktadır. Promo görüntülerine baktım kitapta tasvir edildiği gibi kıvırcık gür saçlı çirkince bir rizzoli ve simsiyah küt saçlı kıpkırmızı ruj kullanan DR. Isles görmüyoruz ama yine de ön yargıyla yaklaşmamak gerekir diye düşünüyorum.
------- bilgiler güncellenmektedir-----------
Kitaplardan bahsedecek olursak; Amerikada serinin 11 kitabı (The Surgeon, The Apprentice, The Sinner, Body Double, Vanish, The Mephisto Club, The Keepsake, Ice cold, Silent Girl, Last to Dieü, Die Again) yayınlanmış olmakla birlikte Türkçeye 10 kitabı çevrilmiştir. Cerrah, Çırak, Günahkâr, ikiz Bendenler, Siliniş, Mefisto Kulübü, Ruh Koleksiyoncusu, Buz Gibi Soğuk, Sessiz Kız ve Sona Kalan
sıralama kısaca şöyledir:
Birinci Kitap (The Surgeon - Cerrah) : Kitaba adını veren, planlı ve kanlı katil Cerrah gerilimi her an ayakta tutmaktadır. Dr. Catherine Cordell, Savannah'da seri cinayetler işleyen bir katilin vahşi saldırısına uğramıştır. Saldırgandan onu silahla vurarak kurtulmayı başarmıştır. Şimdi Boston'dadır. Ancak başka bir katil bu kentte de gerilim yaratmaktadır. Kadınların rahimlerini kesip alan ve korkunç işkencelere tabi tutan adama Cerrah adı verilmektedir. Catherine Cordell birdenbire bu katilin de hedefi haline gelecektir. Olayı çözenlerden birisi ise Jane Rizzoli olacaktır. Rizzoli karakteri burada o kadar belirgin olmayıp bir nevi "giriş" sayılabilir.
-
ikinci Kitap (The Apprentice - Çırak) : Boston dedektifi Jane Rizzoli, Cerrahın elinden yeni kurtulmuş, kâbuslarının sona erdiğini düşünmeye başLamıştır ki, yeni ortaya çıkan bir seri katiLin peşine düşmek zorunda kaLır. Ancak bu yeni katiLin yöntemLerinin Cerrahınkilere oLan benzeliği ürkütücüdür. Davayla ilgili herkesten daha çok şey bilen gizemli bir FBI ajanının ortaya çıkışı Rizzoli'nin işini kolaylaştırmaktan çok daha da zorlaştıracaktır. Uzun yıllardır birlikte çalıştığı ortağının yardımı olmadan tek başına savaşmak zorunda olan dedektif, korkularıyla ve kâbuslarıyla yüzleşip Cerraha ve "çırağına" meydan okumaya hazırlanmaktadır.
-
Üçüncü Kitap (The Sinner - Günahkâr) : Olaylar kimsenin hatırlamadığı bir manastırda ölü bulunan genç rahibe Camille ile başlamaktadır. Manastırda ölü bulunan rahibe Camille ve ağır yaralı olarak hastaneye kaldırılan rahibe Ursula soruşturmasını Jane Rizzoli alır. Adli tabib olarak ise bir önceki kitapta adını duyduğumuz DR. Maura Isles'tir. Bu kitapta bir yandan seri işlenen cinayetleri çözmeye çalışırken bir yandan da karakterlerimzin geçmiş ve gelecek ile yüzleşmelerine tanık olmaktayız. Rizzolinin bir önceki kitaptan kalan kişisel meselesini halledeceği bu kitabın asıl merak konularından birisi ise Dr. ısles'in aniden ortaya çıkan eski kocası'nın işlenen cinayetler ile ilgisi olup olmadığıdır.
-
Dördüncü Kitap (Body Double - ikiz Bedenler) : Dr. Maura Isles etrafında dönen bu kitapta olaylar Isles'in evinin önünde ölü bulunan bir kadın cesedi ile başlar. Bu cesedi özel kılan ise görüntüsünün tıpatıp Isles'e benzemesidir. Daha da ilginç olanı ise bu cesedin Isles'in hiç tanımadığı ikiz kızkardeşi olduğudur. Bu gerçeği öğrendikten sonra maura bir geçmiş yolculuğuna çıkar. Hamile dedektifimiz Rizzoli bir yandan işlenen cinayeti çözmeye çalışırken bir yandan da Maura'nın hiç tanımadığı annesini bulmasına yardımcı olacaktır.
-
Beşinci Kitap (Vanish - Siliniş ) : Kendini bir rehine krizinin yanlış tarafında bulunca, hamile olan cinayet masası detektifi Jane Rizzoli, hayatının en mutlu saatleri olabilecek süreçte kendini tam bir kâbusun ortasında bulur. isimsiz, güzel bir kadın, morga ceset olarak getirilir, fakat Boston'lu tıp uzmanı Maura Isles ceset torbasını açıp baktığında, unutamayacağı bir korku yaşar: ceset gözlerini açar! Hastenedekilerin rehin alınmasına kadar giden olaylar zincirinde Rizzoli de aktif rol oynar.
-
Altıncı Kitap (The Mephisto Club - Mefisto Kulübü) : Tarihin karanlıkta kalan yönlerinin, açıklanamayan olay ve sembollerinin mistik cazibesine kapılan Mefisto Kulubü üyeleri şu teoriyi kanıtlamaya çalışıyordu: Şeytan aslında içimizde... Eşiklerine bırakıLan dehşet verici ceset, birilerinin ya da bir şeyin şehirde kendine kurban aramak için kol gezdiğinin açık bir işaretiydi. Kulüp üyelerinin kanıtlamaya uğraştıkları teori, artık onlar için büyük bir tehlike ve korku kaynağıydı. Bu acımasız katil aralarından biri olabilir miydi? Ya da istemeden Şeytanın gizlendiği karaalıktan çıkmasına mı yol açmışlardı? Bu kafa karıştırıcı ve sıradışı olayları derinlemesine araştıran Maura ve Jane kötülüğün kalbine doğru dönüşü olmayan, dehşet verici bir yolculuğa çıkarlar.
-
Yedinci Kitap (The Keepsake - Ruh Koleksiyoncusu ) : Boston'da bir müzenin bodrumunda iki bin yaşında olduğu sanılan bir mumyanın keşfi kamuoyunda büyük ilgi uyandırır. Ancak bilgisayarlı tomografi taraması, mumyanın bacağında iki bin yıl öncesine ait olamayacak bir cisim ortaya çıkarır: Bir kurşun. Dedektif Jane Rizzoli ile adli tıp uzmanı Maura Isles'ın yolları bir kez daha kesişiyor. Arkeoloji Katili'ni yakalayamazlarsa vahşi cinayetler son bulmayacak.
-
Sekizinci Kitap (Ice Cold - Buz Gibi Soğuk) : Bir tıp konferansı için Wyoming'e giden adli tabip Maura Isles, hafta sonunu arkadaşlarıyla birlikte bir kayak merkezinde geçirmeye karar verir. Ancak korkunç kar yağışı altında araçları devrilir ve ıssız dağ yolunda mahsur kalırlar. Yürüyerek ulaştıkları on hanelik köy ilk bakışta tamamen terk edilmiş gibi görünse de, sofralarda dokunulmadan bırakılmış yemekler, garajlardaki arabalar, ölüme terk edilmiş evcil hayvanlar burada bambaşka, esrarengiz olayların yaşandığını düşündürmektedir. Maura'dan haber alamayan ve onun peşinden bu köye gelen dedektif Jane Rizzoli, arkadaşının izine rastlayamasa da karların altında tüyler ürpertici bir başka gerçeği keşfeder.
-
Dokuzuncu Kitap (The Silent Girl - Sessiz Kız) : Boston'daki Çin Mahallesi'nde kesik bir el bulunur. Ardından bir binanın çatısında da elin sahibi. Simsiyah giyinmiş bir kadındır bu ve boğazı bir kılıçla kesilmiştir. Cesedin yanında bulunan susturuculu silah ise akla kiralık katil olasılığını getirmektedir. Araştırmaları, Maura Isles ile Jane Rizzoli'yi on dokuz yıl önce Çin Mahallesi'ndeki bir restoranda yaşanan tüyler ürpertici bir katliama ve bu katliamla bağlantılı görünen kayıp kızlara götürür. Tanıklıklarına başvuramadıkları bu kızlardan biri, bütün olayların kilit noktasındadır ve söyleyecek çok şeyi vardır.
-
Onuncu Kitap (Last to Die - Sona Kalan) : Herkesin yarası vardır, ama bazılarınınki daha belirgindir Bambaşka hayatlara ait Claire, Will ve Teddy adında üç masum çocuğun yolları bir anda, hiç beklenmedik bir trajediyle kesişir. Önce aileleri, ardından koruyucu aileleri katledilen bu çocuklar için artık hiçbir şey eskisi gibi değildir. Peki, onları bir araya getiren bu sarsıcı olaylar bir rastlantı mı yoksa birbirleriyle bağlantılı gerçeklerin önemli bir halkası mıdır? Jane Rizzoli ile Maura Isles, katledilen ailelerle ilgili araştırmalarını derinleştirdikçe uzayan sır perdesini aralayabilecek, bu çocukları bekleyen korkunç kaderi değiştirebilecekler midir?
Kitapla ilgini not: kitapta diğer kitaplardaki bir çok karakter tekrar bir araya geliyor, sırf bu yüzden bile diğerlerinden bir tık önde bir kitap...
-
Onbirinci Kitap (Die Again-) : Henüz türkçeye çevrilmemiştir. Fakat martı yayınlarının çevirilerine başladığını 2015 mart gibi raflara koymayı planladığını duydum...
tess gerritsen'ın rizzoli ve isles serisinden yararlanılarak yapılmış bir dizi. hikayeye çırak adlı kitaptan başlamışlar ama görülen o ki cerrah'a da dönüşler yapılacak gibi duruyor.
--spoiler--
kitapların hiçbirinde rizzoli ile isles bu kadar samimi değiller fakat dizide yedikleri içtikleri ayrı gitmiyor. ayrıca pat diye bütün kitap karşınıza çıkıyor ilk bölümde. nasıl dönüşler olacak kestirmek şimdilik mümkün değil. ayrıca rizzoli göze batmasa da maura, kitapları okuyanların gözüne batacak gibi duruyor.
--spoiler--
sonuç olarak hangi yapım asıl esere sadık kalıyor ki bu dizi kalsın, bu nedenle keyif almak için gayet güzel izlenebilir ve kitapları okumama rağmen ikinci bölüm için beni bile heyecanlandırmayı başardı.
premierini yapmış dizidir.
--spoiler--
fazlasıyla tatmin edici bir ilk bölümdü bana göre... en azından kitapla bağlantısını düşünürsek, hem bekleneni veren hem de şaşırtabilen birşeyşer yapmışlar. tıpatıp kitaptaki gibi bir çeviri beklemiyordum zaten ,ki beklenmemeli de... dizi kendi içinde karakterleri ve olayları birazcık evirmiş-çevirmiş kıyısından köşesinden değiştirmiş, bence iyi de olmuş, evet kitabın bazı kritik kısımları yoktu ilk bölümde ama genel havası hakimdi.. unutmayalım ki kitaplar "olay" odaklı yani karakterlerden çok olaylar önemli, (gerçi ilerleyen kitaplarda akarakter odaklı oluyor ama olsun cerrah ve çırak karakterlerinden çok içindeki seri katilleri ile dikkat çeken kitaplardır) ama dizi öyle değil dizide görüldüğü gibi karakter odaklı ilerliyoruz, yaşanan olaylar 2. planda önceliğimiz jane ve moura'nın kişilikleri-işleri ve tabiki arkadaşlıkları...
diziye dönersek; ilk bölüm sinema tadındaydı biraz da... ve "çırak"ı neredeyse bitirdiler.. birkaç ayrıntıya değinilmedi sadece.. bazı karakterlerden bahsedilmedi.. bana göre bundan sonra dizi kendi hikayelerini oluştracak ama ana karakterlerin yaşadıkları temel olaylara sadık kalacaktır...
eklemeden geçemiycem, dizi kısmen aksiyon ve dram dizisi ama ilginç de bir komedisi var * birkaç ince espri seyir keyfimi ikiye katladı valla *
--spoiler--
ilk iki bölümü ile yaklaşık 7.5 milyonluk izleyici toplayan dizi sıkı bir başlancıç yaptı diyebiliriz sanırım... tabiiki bu izleyici kitlesinde kitap hayranlarının payı büyüktür, eğer dizi bu istikrarını sürdürürse yeni fenomenimizi bulduk demektir.. devam ettiremez ise olacaklar belli zaten, kitaptan dizi olmaya çalışmış başarısız bir denem olarak raflara kaldırılacaktır..
neyse ilk bölümde dizi "cerrah" kitabını neredeyse bitirdi diyebiliriz sanırım.. ben kitabı bir sezona yayarlar diyordum ama ilk bölümde olaylar bitince diğer bölümlerin karakterlerin temel olaylarına sadık kalarak kendi içinde olayları anlatacağını düşünmüştüm, nitekim 2. bölümde de böyle olduğunu gördüm. kitapla alakalı olmayan ikinci bölümde çözülen olaylar "seri katil" temalıydı ama kitaptaki katillerle alakası yoktu.
karakter açısından bakarsak ise dizi kitaptaki karakterleri iyi yansıtıyor bence.. hernekadar bazı tavsirleri kendi içinde değiştirmiş olsa da dizide geçen bazı repliklerin kesinlikle kitaptan esinlenerek yazıldığını farkediyorsunuz... jane'in bölümünde tek kadın dedektif olmasının zorluklarından tutun da maura'nın ölülerle yaşanlardan daha iyi vakit geçirmesine kadar herşey kitapla örtüşüyor.. ekstra olarak dizi olayları biraz daha espriyle karışık anlatıyor.. kitaplarda ciddi bir dil, birbirinden farklı olsa da ciddi karakterler dizide yerini biraz daha günlük dile ve esprili karakterlere bırakmış... dizinin kendi farkını ortaya koyması açısından olumlu karşılanabilecek bir farklılık bence bu..
sonuç olarak; iki bölüm yayınlanan dizinin katiller etrafında geçeceği belli ama asıl konumuz rizzoli ve isles olacak, kitaptaki gibi ciddi bir katil psikolojisi analizi beklemeyin yani *
süper bir dizidir özellikle rizolli ve isles arasındaki çekişmeler çok eğlencelidir. ayrıca rizolli karakteri angie harmon a cuk oturmuştur, farklı ve etkileyici bir havası vardır.
baş karakterleri tess gerritsen'in kaleminden okuyan şahsım için hayal kırıklığı yaratmış dizidir. olay örgüsünün ilk iki bölümden sonra kitaplardan tamamen sıyrılması kabul edilebilir, fakat kişiler, özellikle de maura isles kitapta simsiyah saçlı, bembeyaz tenli, soğuk ve çekici bir kadınken dizideki isles sarışın, buğday tenli,sıcakkanlı ve azgın bir kadından öteye geçememiş, orjinal isles'taki meslek aşkını verememiştir. kitapta yalnızca görevler sırasında bir araya gelen bu iki kadın dizide bildiğin kankadır, gün boyu ölüler ve katillerle iç içe olan, hatırı sayılır ölçüde de bu durumdan etkilenen hiç bir dişi kendine ayırdığı zamanda mesleğini hatırlatacak insanlarla bir arada bulunmak istemez, dizi bütün uyumsuzluklar bir yana bu noktada, sıçtığı yetmiyormuş gibi sıvamıştır da.
dizisi gerçekten kitapları kadar iyi değildir ama yine de güzeldir. dizideki barry frost'un intiharına da üzüldüm. kitaplardan birinde * öğrendim ve o erkeksilik nereye gitti dedim. ona da üzüldüm.