bugün

ülkemizin, güzide bir cemaatinin "kutsal yazıtları" olarak bilinen risalenin, ne amaçla kaleme alındığını, neyi amaçladığını düşünen insanın cahil sorusudur.

şimdi bir din var ve benim inancıma göre özünden sapmadan günümüze gelebilen tek hak din de kendisi oluyor; müslümanlık. bu inancın da kendisine ait bir peygamberi(hz. muhammed) ve kendisine ait bir kutsal kitabı(kur'an-ı kerim) var. bunun yanı sıra dini, anlaşılır kılabilmek ve elçinin kendisinden ders almak feyzinden mahrum kalmış biz sonraki nesillere "neyin, nasıl yapılacağını" açıklamak adına, farklı dönemlerde kaleme alınmış "islâm ilmihâlleri" var(ki nasuhi hoca tercihimdir. nurcular, pek itimat etmese dahi).

peki bu durumda risale nedir? ne için yazılır? kimler okurlar? ve neden kimileri için kur'an-ı kerim'in, kendisinden daha çok rağbet görür? bunları anlamak ve anlamlandırmak epey zorluyor insanın zihnini. hani madem ki alim bir adamsın otur, araştır ve ilmihâl yaz. ya yok hatırat yazıyorsan da buna "kutsallık katma çabası" ile element uydurma hocam.

hadi ama biraz dürüst olalım. kitabın kendisini anlamak bu kadar mı zor? vay efendim hapishanede balı, gındık gındık yedim de sonra da "iktisad risalesini yazayım" dedim.

gidip de tolstoy'dan, din nedir'i tekrar okumak dahi daha yararlı olur. adam neden inanılması gerektiğini, kendisinden önce bunu araştıranların nerelerde hatalar yaptığını, açıkça dökmüş ortaya.

neyse işte, hadi gençler okuma kampına...