"Mübarek soba, benim teessüratımı ve tazarruatımı dinleyen tek ve menfaatli arkadaşım bana haber veriyor..." ortamlarda sobadan haber geldi dersin kim bilecek.
Fetocularin okudugu birsey ,
Dikkat ettigim bunu okuyanlarda etki olarak , vatan hainligi , kendilerinden baskalarini ötekilestirme , kendilerini bi alt sanma gibi etkiler gösteriyor .
Müslümanlikla alakasi olmayan hz.muhammed i bile anmayan topluma zehir sacan deli sacmasi .
deli saçması kitap serisi. bu herifin deli olduğunu ben demiyorum, yine aynı tayfanın çok sevdiği osmanlı hanedanının bir üyesi diyor. benim için çok gerekli olmadığından bahse konu padişahın ismini araştırıp buraya yazmayacağım. ayrıca fetocuların önem verdiği bir kitap serisi olduğundan artık ne kadar muteber siz düşünün.
her sabah said nursi paylaşımı yapan, fakat said nursi hakkındaki eleştirilere göğüs germeye korkan lightsaber, bu başlık altında paylaştığım said nursi'yi ifşa eden videolara hiç mi verecek cevabın yok?
Evet benim de saçma bulduğum / katılmadığını yerler var.
Ama bu kalan %99 unda değerli fikirler / bilgiler olduğu gerçeğini değiştirmez.
Yani bugün tıp kitaplarının bile birkaç onyil sonra belki %20-30 u ( belki geçmiş on yıllarda oldugu gibi %40tan fazlası ) yanlış bilgiler içerdiği farkedilecek.
Dolayısıyla beseri bir kitaba yüzde yüz doğruluk arayarak bakamazsin. Bulduğun bir hatadan dolayı binlerce sayfaya hatali deyip cope atamazsin. Öğrenmek istersen vakit ayırır okursun. Öğrenmek istemezsen saygı duyup geçersin.
önyargı denizinde bogulmussan yapacak birşey yok kin nefret öfke ne varsa kusarsin.
Nurcular, ceviz için bile ölmüş gitmiş geylani'den medet uman said nursi'nin bu rezaletine karşı ne tür bir savunma/kendini kandırma geliştirdiler acaba?
sapıklığın, şirkin dibi:
''Beşinci vecih: Üstadımız kendisi söylüyor ki: "Ben sekiz-dokuz yaşında iken, bütün nahiyemizde ve etrafında ahali Nakşî tarikatında, ve oraca meşhur Gavs-ı Hizan namıyla bir zâttan istimdat ederken, ben akrabama ve umum ahaliye muhalif olarak 'Yâ Gavs-ı Geylânî' derdim. Çocukluk itibarıyla elimden bir ceviz gibi ehemmiyetsiz birşey kaybolsa, 'Yâ Şeyh! Sana bir Fatiha, sen benim bu şeyimi buldur.' Acîptir ve yemin ediyorum ki, bin defa böyle Hazret-i Şeyh, himmet ve duasıyla imdadıma yetişmiş. Onun için bütün hayatımda umumiyetle Fâtiha ve ezkâr ne kadar okumuşsam, Zât-ı Risaletten (a.s.m.) sonra Şeyh-i Geylânî'ye hediye ediliyordu.''
kur'an'ı çağa tefsir eden külliyat diye tanımlanıyor.
aracı kitap ise ilgilisi okumalı.
kur'an-ı kerim, kur'an-ı kerim'den okunarak öğrenilmeli.
kur'an-ı kerim'i okumadan onu anlatan kitapların okunmasını doğru bulmuyorum. herkes ilk kaynak olarak kutsal kitabın kendisini okumalı.
öğrenmek isteyenler için çok değerli isimlerin türkçe çalışmaları var.
birkaç kere neymiş arkadaş bu kadar diye birkaç paragraf okumaya çalıştığım ama birşey anlamadığım kitaplardır. Kuranın meali de tefsiri de bundan çok daha kolay anlaşılıyor ki neyini anlatıyormuş kuranın.