""meslek-i imaniyenin hadsiz derece kolay ve vücub derecesinde suhuletli bulunmasını; ve şirk ve dalaletin mesleğinde hadsiz derecede müşkülatlı, mümteni binler muhal bulunduğunu müşahede ettim""
bu sözleri söyleyen bir insanın şirk e yanaşmayacağını aşikarane görüyoruz.
hatta kendisi bilakis şirke düşmandır. şirkle mücadele eder hayatının her safhasında.
"bir hakikat tanesi bin yalanı yutar söndürür" de demiştir ayrıca kendisi.
içeriğine bakmanızı tavsiye ediyorum,yazarın şirk koşulduğuna e dair tek cümle bulamayacağınızın garantisi kitabın kendisidir. okumuş müşahede etmiş milyonlarca okuyucusudur.
okuyan herkes salak bir siz akıllısınız değilmi, milyonlarca insan okuyor dünyada, avustralya da rusya da konferansları oluyor. mısır da yüzlerce yıllık tarihi olan ezher üniversitesi ders olarak bu kitabı veriyor onlar şirk olsun diye okuyorlar değil mi ? herkes okudu imanını kuvvetlendirdi bir siz risale i nurlar da şirk olduğunu söylüyorsunuz. nasıl gördünüz milyonlarca insanın, ilahiyatçı profesörlerin ve alimlerin görmediğini gerçekten bravo!!! elinde hayalinle kurduğun iftirandan başka kanıtında yok.
risale i nur; kur'an ın manevi bir tefsiridir.(meal değil), risale i nur'ların yazarı bediüzzaman said nursi'dir. kitaplarda anlatılanlar iman hakikatleri, peygamberimiz(s.a.v) hakkın da bilgiler, kur'an ı kerim tefsiri, tefekkür ile ilgili anektodlar, risale-i nur talebelerinin said nursi' ye yazmış olduğu mektuplar, sosyal ve içtimai hayatla ilgili tutulması gereken prensibler, yaşanmış olaylar, peygamber kıssalarının risale i nur tarzında yorumu, belağat, vs. vs. vs..
risale-i nur; okuyan herkesin ondan istifade edebileceğini bizzat said nursi söylemiştir. her yönüyle takdireşayan bir kitaptır.dili günümüze göre ağırdır ancak, okudukça açılır.
sırf metelica ,pink floyt gibi grupların maykıl ceksin gibi ecnebi şarkıcıların şarkı sözlerini anlayabilmek için lügat karıştıran hatta lisan kursuna giden bir takım aydın kişinin dili çok ağır anlaşılması zor hatta imkansız diye eleştirdiği fakat daha 80 sene öncesine kadar bu memlekette kullanılan dille yazılmış olan kitaplar bütünüdür.
bu kitapların birçok yerinde said nursi "kalbe ihtar oldu ki" şeklinde tabir kullanır. bununla sanırım yazdıklarını vahiy yoluyla aldıklarına dayandırdığını belirtmek istiyor.
Said Nursi ve talebelerinin Kuran'ın manevi tefsiri olarak nitelendirdiği kitaplar dizisi. Hatta Said-i Nursi "Bu külliyatı ben yazmadım bana yazdırıldı." bile demiştir."
murat bardakçı, ilber ortaylı'ya göre edebi yönden zayıf eser. eserin idraki için kesinlikle "nur talebesi"nden ders almak gerekirmiş. eğer nur cemaatine katılmayı düşünmüyorsanız, eski kelimelere aşina değilseniz bence hiç başlamayın, anlaşılmaz.
said nursi kitabına kaynakça olarak kuranı gösterdiği halde bazıları kurana rakip olarak görüyor. bok atmanın bu kadar ucuzu.
kur'an-ı kerim in alternatifi ya da kur'an da çok okunuyor, kur'andan üstün tutuluyor gibi iftira safsatalarına maruz kalmış son yüz yılın günümüz sorunlarına en başarılı değinen tefsiri.
kuran tefsiri. fetullahçıların okumadığı ama nurcuların okuduğu(ikisi ayrı meşrep) kitap.
incildeki "alemin reisi geliyor" ibaresi şeytanı kasd değildir. zira bu bir müjde cümlesidir. hz. isa (a.s)'ın şeytanın gelmesini müjde ile haber vermesi gibi birşey de söz konusu değildir. velhasıl: oradaki "alemin reisi" ünvanı hz. muhammed (s.a.v.)'e aittir.
hakkında entry girenlerin yüzde doksanı üç sayfa okumamıştır bu eserlerden. bunu gayet emin biçimde dile getiriyorum. çünkü bu derece anlatım kıtlığı çekenlerin zihninden fışkırmış acınacak cümleler bize herşeyi ispatlıyor. *
ya bir cümle allah canımı al der mi ? cümleler harakiri yapıyor alovvv. size diyorum az daha düşünün dostlar. gece gece güldürdünüz allah idrakinizi versin.
yalan yanlış üçkağıttır efendim.
hepimizin aklı beyni orda, isteyene kur'an-ı kerim'in huzuru, isteyene nietzsche'nin dikenli bilimsel ateistik yolları orda. ve hepimiz düşünebiliyoruz. ama hepimiz şunu bilmeliyiz. öyle büyük ve boş laflar vardır ki, içine bir millet bile hapsolabilir. dolayısıyla ne büyük ve boş lafların, ne de aptallığın sınırı var.
şu kadar basite indirgeyedebilirim. bir ömer çelakıl vardı, götümüzle güldük hepimiz.
allah'a hz.peygamber'den başka elçi yoktur ağalar. islam'ın öz kurallarından biri de budur. safsatalar, hurafeler dindar insanı bırak, günahkar münafığa bilen ziyan!..
önemli bir eserdir. külliyattır. müellifi said nursidir. [ sade dondurma en lezizi. yoksa dumur tesiri yapıyor ]
şimdi parodiye bak sen: "hatırladığım kadarıyla çocuk çantasından bir kitap çıkardı, okumaya başladı. Kitaba dikkatli baktım bu risale-i nur dedikleri kitaptı."
hatırladığım kadarıyle çocuk çantadan kitap çıkardı ne lan. ya kitap çıkarmıştır ya çıkarmamıştır. çocuk kitap çıkardı da senin zihninde tavşan mı çıkarmış gibi kaldı? * çocuk diyorsun hacım sermet erkin değil. sonra bomba: "kitap risalei nur dedikleri kitaptı"... burdan öyle anlaşılıyor ki kitap özne tarafından ilk defa görülmüş. tepki bunu bariz belli ediyor çünkü. öyle olmasa derdi ki: çocuk çantasından bir adet risale çıkardı. biz de bu ifadeden bireyin önceden risale gördüğünü, risalelerin kitap olduğunu bldiği gibi basit çıkarımlara varırdık. ama yok. ifade çok komik. başından geçen olayı değil de sanki ..ten uyrurma bir hadiseyi tarfiliyor gibi. tamamen fantazya. dur daha bitmedi sonrası var. netice dehşet: "E dedim oradaki Türkçe'yi ben bile anlamıyorum hele de sabah kafasıyla hiç anlamam sen nasıl anlıyorsun?" yahu çocuk kitabı çantadan çıkardığında verdiğin şaşkın tepkinden senin ilk defa risale gördüğün aşikarken kalkıp çocuğa ordaki türkçeyi ben anlamıyorum sen nasıl anlarsın demek de neyin nesi ? zaten olaya hakim değilsin ki. hiç okumamışsın ki. kaldı ki sen başından geçen vakayı anlatmakta bu kadar çaresizken , risaleyi anlamakta elbet zorlanacaksın. bu senin kabahatin değil ama. seni dilinden koparanların kabahati.
bilenler bilir yıldız teknik'in davutpaşa kampüsü vardır ve mühendislik bölümlerinin servis dersleri orada verilir.
bu kampüse gitmek için sabahın köründe kalkıp mecidiyeköy'den 500 es e bindim her zamanki gibi.
Otobüs tıklım tıklım dolu ve ayaktayım. Hemen dibimdeki koltukta da Kazak Türk'ü bir öğrenci oturmakta. Uykusuzluktan kafam dönmüş bir şekilde 1.sınıf olmanın da verdiği öğrencilerle tanışma arzusuyla ve Kazak Türk'ü olmasının verdiği sempatiyle çocukla muhabbet açmaya yer arıyorum.
Çocuğa dikkatli baktım belliki çocuk da uyku mahmurluğunda içimden aman salla dedim. Neyse okmeydanına doğru geldik hatırladığım kadarıyla, çocuk çantasından bir kitap çıkardı, okumaya başladı. Kitaba dikkatli baktım bu risale-i nur dedikleri kitaptı.
dedim muhabbet açayım bari ve
Ne okuyorsun kardeş dedim.
risale-i nur dedi
E dedim oradaki Türkçe'yi ben bile anlamıyorum hele de sabah kafasıyla hiç anlamam sen nasıl anlıyorsun?
Eleman da dedik ki
-Bunu anlamadan okumak da sevapmış bize öyle söylediler.
Neyse dedim uzatmaya gerek yok zaten kafam da bir milyon sustum.
ek: Bir virgül hatasını bulup tümceyi anlamamak için ektir. E be sivri zekalım orada hatırlamamın zor olduğu ne var? Okmeydanına gelmemiz mi risale-i nur çıkarması mı? Hadi ben Yanlış noktalama veya da yanlış yerde öbeği kullanmışım da sen benim yanlışımı anlamayacak kadar akıldan yoksun musun? Anadilin türkçe değil mi senin bu yanlışı beyninde doğruya çeviremeyecek kadar? bundan yıllar önceki olayda Okmeydanını net hatırlamam garibine gitmedi, Risale-i nur hakkında yazıyorum risale hakkında "hatırladığım kadarıyla" diyeceğim değil mi?
yazarinin eserini sahiplenmedigi ender calismalardandir. Said nursi diyorki; "risale-i nur bana ait degildir, ben ancak bir kuyumcuda, en guzel altin ve mucevherlerin pazarlamacisi olarak calisan bir memur olabilirim".
bu yukaridaki sozu bile samimiyetinin kanitidir.
risale-i nur da yazanlar, bircok alimin anlatmaktan cekindigi kader, olum, kismet vs. tarzi basliklari da icinde kapsar, ve bu konularin anlatim sekli en dusuk seviyedeki insanin bile anlayabilecegi bir yapidadir. risalerde verilen analojiler, karsilastirmalar ve aciklamalar cok zekice ve mantiklidir. kendisini sevmeyenlerin ama risaleleri okuyanlarin bile hakkinda soyleyecegi pek kotu sey yoktur. eserlerine laf atanlarin ise %99'u hicbir risaleyi okumamistir.
bu eserleri okuyan ateist bir insan bile, felsefi acidan bakildiginda bu kadar iyi bir kulliyatin var olmasini sasirtici bulur.
said nursi'nin bazi konulara girisinde yazdiklarindan bir alinti yapip konuyu bitirecem, "yazdiklarimin hepsini anlamayabilirsiniz, ama hicbir sey anlamadan da bitirmezsiniz, ayni gulizar da olup uzerine gul kokusu sinmesi gibi, burada yazdiklarimdan da ne kadar feyizleneceginiz size bagli".
Cahil cühela Türkçesiyle yazılmış saidi Kürdi eseridir.
Nurculara göre bunun anlamadan okumak bile sevaptır.Zaten okuyup da anlayanının olduğunu pek sanmıyorum.
işin en ilginç yanı ise Hristiyanların aslında Müslümandan pek farkı olmadığını bol bol öğütlemesidir ki bu da islam dininin hristiyanlaştırılması açısından dinler arası diyaloga temel oluşturur.