kapitalist üretim sisteminin en önemli silahıdır. reklamcılığın çağımızdaki en önemli görevi yapay ihtiyaç yaratmaktır. insanları daha fazla tüketime teşvik etmektir.
less is more ilkesinin temel prensip sayıldığı sektör. eğlenceli bi de. öyle görünüyor yani. fikirler, espriler havada ucsun, creatifler yakalamaya calışsın en usturuplusunu filan....bi de içine girebilsek..
insanlarda yenilik bağımlılığı yaratma sanatıdır reklamcılık. asla sahip olamayacağımız şeylerin hayalini kurdururlar insana, photoshop ta rötuşlanmış kusursuz mutluluklar, hep güzel kadınlar.. işin tuhaf tarafı, yeni bir modeli elde edebilmek için çırpındığınız sıralarda, adamlar o modeli demode etmiş oluyorlar.. mutlu olmanızı istememek onların kutsal görevidir çünkü mutlu insanların tüketim yapmayacaklarını çok iyi bilirler..
reklamcılık; psikoloji,sosyoloji,grafik tasarım,fonotik,müzik,edebiyat,sinema,sesbilimi gibi birçok alanın bir araya geldiği disiplinler arası iletişim sürecidir.
kafayı yedirten bölümdür. en yaratıcı insanı bile köreltebilir. reklam özdenetim kurulundan onaylanmadan gayri ahlaki değer taşıyarak hedef kitlesine ulaşan onca marka vardır ki, bazen misketlerinizi toplayıp oynamıyorum arkadaş diyesiniz gelir. bir yarışma varsa maddiyat biraz problem olabilir. * işin en kolay alt dalı radyo reklamcılığıdır. diyalogları net olan televizyon reklamları biraz kurguyla kolayca verilebilir frekanslara. eğlenceli iştir ama bazen uğraştığınız adamlar bu işin okulunu okumadan bir yere gelenler olursa, ciddi anlamda delirme zirvesine ulaşırsınız. sonra o adamları o zirveden aşağı sallandırasınız gelir.
amerika pazarlama birliğine göre reklam: bir malın, bir hizmetin veya bir fikrin bedeli verilerek ve bedelinin kimin tarafından ödendiği anlaşılacak biçimde yapılan ve yüz yüze satış (kişisel satış) dışında kalan tanıtım etkinlikleridir.
yalandan ziyade malı satmaya yönelik çalışmadır. reklamlara dikkat ederseniz önemli bir kısmı zaten abartıya dayalıdır ki bu abartıyı gerçek zannedenler pişmanlığa uğrar. kimse bir damla bulaşık deterjanıyla dağları silemez ya da kimse bilmemkaç dakikası kaç kontöre dilediği kadar konuşamaz. reklam senin beynine hitap etmek için vardır. ilk hedef budur. beyninde yer ettikten sonra onu sen alırsın. bu kadar basittir.
Satılacak ürünü, mutluluğun, güzelliğin, gençliğin, erotizmin, tatilin girdiği cennetsi bir yaşamla bütünleyerek kitleleri kendine çekmek, baştan çıkartmak olayı, kandırıkçı bir ibnelik hadisesi. ayrıca servet yapmanın en zarif ve hızlı yollarından biri olsa gerek.
nedir, nasıl meslek haline gelir, kime uygundur, kim ustasıdır; en iyi ankara üniversitesi iletişim fakültesi'nde, reklam atölyesi'nde öğrenilir. tasarımcı ve reklamcı, metin yazarı ve reklam yazarı, reklam yazarı ve reklamcı, müşteri temsilcisi ve reklamcı arasındaki farklar büyüktür ve önemlidir. işte reklam atölyesi bu farkları öğretir, yaratır ve bu sayede mezunlarının sektörde fark yaratmasına katkıda bulunur.