Aslında atlatmamasıdır. Milyonlarca insanı asgari ücrete veya 1000 tl ye calısmaya mecbur bırakmayı istihdam ve gelişme olarak görmekte ayrı bir marifet tabi. Sen okulunu bitir, çalışmaya başla ondan sonra konuş. Eğer bir mesleğin yada çok iyi bir okulun çok iyi bir bölümünden diploman yoksa 700 küsür lira maaşa köpek gibi çalışırsın.
Ha senin baban zengindir, ensesi kalındır, torpil imkanları geniştir vesairedir onu bilemem ama bu ülkenin bir gerçeği varki insanlar sırf karnını doyurabılmek için ne işler yapıyor. Sana benim bizzat yaptığım bir işten örnek vereyim.
2008 yazında ups kargoda 'yükleme elemanı' olarak çalışıyorum. Bunun türkçesi 'her tür ise koşabilecegin bir işci'dir. Gece vardiyasındayım. Gece saat 1 de servise biniyoruz, 2 de işbaşı yapıyoruz, sabah 8 de bitiriyoruz. Net maaşım 910 tl idi. 1 koca tırı 2 kişi bosaltırdık. Orada her yaştan insan vardı. Babam yaşında adamlar, ben yaşta çocuklar, evlenmek isteyen 25-30 yaşında adamlar. Ben allaha şükür okulumu okudum Mesleğime başladım. Ya orada bir ömür boyu çalışmak zorunda olan insanlar? Evinde çocuğun ekmek beklerken öyle is beğenemiyorsun. O yapılan iş insanın yapacağı is değil. Ama adamlar mecbur oldukları için yapıyorlar. Bu sadece tek bir örnekti. Bunun gibi ö kadar çok örnek varki. Mesela matbaa, kaynak, inşaat, demir çelik işçileri ve daha benim bilmediğim nicelerini 1000 tl ye çalıştıran, onların kat be kat fazlasını işsiz bırakmak gelişmeyse sikeyim öyle gelişmeyi.
Not: komünist, işçi partili veya solcu değilim. Hiçbir ideolojiyi savunmadım dikkat edersen.
ankara büyükşehir belediyesinin borçlarının milyarlarca dolar oldugunu, ülkemiziniç-dış borçlarının yüzmilyarlarca doları aşan borca girdiğini görmeyen bir şakirt söylemidir..
yahu asgari ücretin 780 lira oldugu gecekondu kirasının 500 lira oldugunu nasıl açıklayacaksın.. insanların evini barkını yıkıp mütehaitlere gökdelen yaptırdıgını ya...
eğer ekonomimiz güçlüyse neden borsa 20 gündür düşüyor neden turist iptalleri geliyor neden 1,35 milyar dolar sermaye çıkışı oldu..
recep tayyip erdoğan ülkemizin mahfuz kaderini değişerek; solcuların karanlık çağını kapatmış ve türkiye'nin dünya devi olduğu nur gibi aydınlık bir çağı açmıştır.
üniversiteme konferansa gelen ve ülkenin saygın badem bıyıklı profesörlerinden birisinin arkadaşıma verdiği cevabı bizzat alıntılıyorum; yok öyle bir şey!
bir de şöyle bi cümle var; o nasıl bir kafa öyle? neyin kafası bu? o kafanın içindeki at mı?
birde, gelmiş geçmiş en iyi dedektif sayılan amcamdan alıntı yapıyorum; tanrım, sizin o küçük beyinlerinizin içinde olmak nasıl bir şey? çok sıkıcı olmalı.
açık net gerçektir. ideolojik bakmaktan gözleri kör olmuş bünyeler göremese de türkiye artık çok daha güçlü bir ülke olmuştur. bunun bir çok nedeni de vardır ancak hükümet en önemli nedenlerden biridir. devlet hastanelerine gider muayene olamazdık, satılık, kiralık yeni ev bulamazdık çünkü inşaat sektörü ölüydü, kapkaç terörü vardı, askeriye'den korkardık, işsizlik almış başını gidiyordu. ulan benim annem kapalı diye koskoca doktor olmasına rağmen 3 sene çalıştırılmadı! sizin gibi zihniyetler bizi zenci ilan etti. artık askere gitmiş anadolu gençlerini eşinin uşağı yapamıyor ya subaylar, bu kemalistler asıl ondan rahatsız.
turgut özal olmasaydı halen siyah beyaz tv izleyeceğimizi düşünen beynin söylemidir. hem sen çağ atlamazsan üretilen onca telefon şu bu kime satılacak!
ABDde bir askeri okulda ders olarak anlatılan Horoz ve Tilki Hikayesi!
Dershanede hocayı beklerken ışıklar kapanmış ve bir çizgi film gösterilmeye başlanmış. Filmin adı Küçük Tavuk . Bir kümes var. Kümeste bir çok tavuk ile genç ve küçük horozlar, bir de kümesin yaşlı ve büyük horozu bulunuyor. Kümesin etrafında da bir tilki dolaşıyor. Yaşlı ve büyük horoz, tilki içeri girmesin diye kümesin kapısını sıkı sıkıya kapatmış, tavukları dışarı bırakmıyor. Tabii dışarı çıkamadıkları için doğru dürüst yemlenemeyen tavuklar da zayıf ve küçük tavuklar. Yaşlı ve büyük horoz ise dışarı bırakmadığı tavuklara ölmeyecek kadar mısır tanesi dağıtarak yaşamalarını sağlıyor.
Kümese giremeyen tilki bunun üzerine kümesin tellerinde küçük bir delik açarak küçük ve genç bir horoza sesleniyor ve ona biraz mısır veriyor. Mısırı yiyen küçük ve genç horoz her gün gelip tilkiden mısır
alıyor. Bir süre sonra tilki küçük ve genç horoza tek başına yiyebileceğinden fazla mısır verince genç horoz hem kendisi yiyor hem de diğer tavuklara mısır dağıtıyor. Böylece yavaş yavaş yaşlı ve büyük horozun kümesteki gücü kırılıyor. Horozun etrafındaki tavuklar azalmaya başlıyorlar. Artık popüler olan genç ve artık irileşen horozun etrafında ise tavuklar toplanıyor.Bu aşamada tilki kümesin kapısının önüne mısır bırakıyor. Kümeste bir tartışma çıkıyor. Kapıyı açalım mı açmayalım mı diye. Sonunda korkarak kapıyı açıyorlar ve kafalarını dışarı uzatıp yemlenip hemen geri çekiyorlar. Bir süre böyle devam ediyor. Hiçbir şey olmuyor. Kümesteki tavuklar rahatlıyor. Korkuları azalıyor. Nihayet bir gece tilki kümesin önündeki avluya mısır döküyor. Artık korkusuz olan tavuklar genç ve artık güçlü horozun öncülüğünde dışarı çıkıyor ve rahat rahat yemleniyorlar. Kümesteki her tavuk semiriyor. Tilki bir süre sonra gece kümesin kapısından kendi mağarasına kadar mısır tanelerini döküyor. Sabah kümesten çıkan ve korkusuzca yemlenen tavuklar yemlene yemlene mağaraya kadar gidiyorlar. Sonra mağaraya giriyorlar. Onları içeride bekleyen tilki bütün kümes mağaraya girince mağaranın kapısını kapatıyor.
Çizgi film burada bitmiş. Işıklar yanmış. Ve dersin hocası kürsüye çıkarak, işte Üçüncü Dünya ülkeleri böyle yönetilir diyerek derse başlamış.
Sorular:
1-Kümes NERESi?,
2-Yaşlı horozlar KiMLER?
3-Genç horoz KiM, şu anda neler yapıyor?
4-En önemlisi tilki KiM?
En azından yukarıdaki entry de kemocan diyerek, kendi ülkesinin insanlarını aşağılayan bir tavukla karşılaştık bile... Haydi çocuğum peşine takılalım başörtü takan babanelerin torunları olarak birlikte daha güzel bir gelecekte yiyelim tarrağı.
ülke ekonomisinin hangi yöne gittiği konusunda bir çok farklı görüş var ben ona girmeyeceğim ama bir çok yazarın da sık sık tekrar ettiği klişe çok doğru, çağ atmanın aksine büyük bir gerileme var. dünyanın siktir ettiği orta doğu ülkelerinin arasına bu iktidar yalakası, şerefsiz, vatan haini köpeklerle daha da yakışıyoruz.
Silkelesen cebinden 50 lira çıkmayacak garibanların avuntularıdır. Çağ atlayan vekiller, gemicik sahibi çocuklar. Sen anca sallanan sikimde ip atlarsın.
doğrudur bu ülke tayyip erdoğan'dan önce 1 milyar euro için imf ye yalvarıyordu ama şimdi 22 milyar euro bedelle havalimanı ihalesi veriyor. ayrıca artık imf ye olan yarım asırlık borç kapandı. artık borç alan değil borç veren ülkeyiz. yani anlayacağınız burdaki bir avuç muhalif yazarın komik ve esprili yaklaşımı kredi derecelendirme kuruluşlarının not indirimine gitmesine neden olmaz. notumuz yükseliyor ve yükselecek.
