realite manipülasyonu

entry56 galeri2
    31.
  1. '' Bastonlu adamın kendinde ilk fark ettiği şey kırılan aurası olmuştu. Sanki bir kalkan gibi etrafını çevreleyen aura paramparça olmuştu ve bunu fark edebiliyordu. Artık hissedebiliyordu ne kadar kırılgan olduğunu. Artık sislerin arasında görünmez değildi eskisi gibi... ''
    0 ...
  2. 30.
  3. guru şeyh ruhsal iş insanları ve manifestciler:

    Bu şaklabanların ortalama insanlardan farkı, sistemin genel tiyatrosunun farkına varmış olmaları ve yüzeysel olarak uyanmış olmalarıdır. Yüzde doksanı mason alt yapılıdır veya öyle olan birinin yancısıdır. Geçmişte günümüzde, Günlük hayatta, medyada ve internette bu tiplerden inanılmaz sayıda vardır. Bilmem ne hocanın, bilmem ne üstadın veya Hangi gurunun, şeyhin arkasında kalabalıklar oluşuyorsa bilin ki tek amaç sizleri yönlendirmek ve keklemektir. Güncel örnekleri adnan oktar, feto falan olsa da hepsi aslında ''mason'' soytarıların uzantılarıdır. Adı çıkmış olanlar da, olmayanlar da. Hepsi mason.

    Siz adeta bir koyun gibi kendinize bir ''Çoban'' aradığınız sürece, sizleri keklemek için bekleyen bir şarlatan daima olacaktır. insanlardaki en önemli eksiklik kritik düşünememek ve ayırt edememektir. Kendinize bir çoban aramayın. Kendiniz için ''o kişi'' siz olun.
    0 ...
  4. 29.
  5. Psikolojik silahtan bahsetmek gerekirse o da şu: Hayali bir silah düşünün ama mermi yerine toplumsal olaylar, ekonomik krizler, haberlerde gördüğünüz korku hikayeleri ve politik skandallar atıyor.

    Kısaca mermi yerine her zaman ''ekonomik krizler, toplumsal olaylar, skandallar, ve haberler de izlediğiniz o olayları '' ateşliyor. Türk halkının gergin olmasının nedeni sürekli psikolojik operasyon yemesinden dolayı olsa da bunu sadece burada değil, aynı zamanda dünyanın her yerinde yapıyorlar. O yalandan virüslerle ayılıp bayılan, ekranlarda fırlayan vaka sayılarını hatırlayın. Sanki bir sosyal deney gibi birden puf diye kaybolmasının nedeni, büyük bir çoğunluğun oltaya gelmemesinden dolayıdır. Hani yollarda ayılıp bayılanlarla, uçan kaçan vaka sayılarıyla devamlı insanları korkutuyorlardı. Onun gibi yalnız bundan farkı bunu sadece yalandan virüslerle değil, devamlı toplumsal olaylar ve sahte krizlerle, haberlerdeki korku hikayeleriyle de yapıyorlar.

    Kullandıkları bir diğer yöntem de: PROBLEM - REAKSiYON- ÇÖZÜM yöntemidir. Bilinçli bir şekilde bir sorun, bir problem yaratıyorlar. (Sorun). Problemi gören halk, ''NE olacak böyle ? buna bir çözüm diye yakınıyor. (Reaksiyon). Aslında en başından yapmak istedikleri şeyi de sizlere bir Çözüm olarak sunuyorlar.(Çözüm).

    Örneğin bir yasa falan değiştirmek istiyorlar, idam falan koymak istiyorlar. gidiyorlar canice bir kaç haber tiyatrosu çeviriyorlar, sizi korkutarak '' Yav evet yahu, bence de olmalı'' dedirtiyorlar. Örneğin bir yere sözde savaş açacaklar, gidiyorlar bir kaç yalandan saldırı yapıyorlar ve sizlere ''Yav evet yahu, kendimizi savunalım'' dedirtiyorlar. Örneğin yalandan kolunuza ne olduğu belli olmayan bir sıvı koymak istiyorlar, virüs var diye sizleri korkutarak, sizin bunun için sıraya girmenizi sağlıyorlar.

    Neden girmeyesiniz ki sıraya, dünyanın yarısı açlık ve sefalet içinde yaşarken, milyar dolarlık hayırsever iş adamları ve bankerler ve onların fonladığı siyasiler sizlerin sağlığını düşünüyor tabii ki. Babana güvenmezsin ama ekranda şampanyasını patlatan herife veya saray ve yatlarında yaşayan bir şaklabana eminim ki güvenmekte bir sakınca görmezsin.

    Psikolojik silahın yani mermi yerine devamlı toplumsal olaylar, krizler, korku haberleri ateş eden yöntemi kullanmalarının bir diğer nedeni daha var. O da korkan ve yarınından endişeli olan insan, her türlü kontrol ve manipulasyon yöntemine çok açık olur ve kolayca istenilen yöne sürülür.

    Bu tiyatroyu çevirenler ve dünyadaki insanları kekleyen soytarı grubu ''aptal'' değil. Ortalama insanın nasıl düşündüğünü ve nelere tepki verip nelere vermeyeceklerini, hangi tuşlarına basıp basmayacaklarını iyi biliyorlar.

    O yüzden uyanık olmak sizleri daima bir adım önde tutacağı gibi, ortaya çıkarılmış bir numarayı yedirmeleri daha da zor olacaktır.

    Unutmayın ki, Sistem sizleri kandıramadığında gücünü kaybeder ve siz daha güçlü hale gelirsiniz.
    0 ...
  6. 28.
  7. Sistem ajanlarına bir diğer örnekte sizleri keklemek için bir çok rolü adeta bir aktör gibi oynuyor oluşlarıdır. Sen kendini akıllı sanarak ben solcuyum, sağcı, dinci, globalci, merkezci, şuncuyum buncuyum diyorsun, arka planda sana ''cambaza bak'' çekip usul usul kekliyorlar seni. Hepsi mason.

    Unutulmaması gereken en önemli nokta: Hepsinin aynı kültün şaklabanları (mason artığı) oluşu ve ''Tartışmanın iki tarafını da yönlendirdikleridir.''

    Dinciyi de, bilimciyi de, sağı da ve solu da yada gündemde adı duyulmuş her türlü oluşumu ajanlarıyla(kült üyeleri) ile kontrol ediyor oluşlarıdır. Birbirlerinden farklı gibi görünen bu yapılar, sahne arkasından aynı şaklabanlar tarafından kontrol edilmektedir. Kontrol edemediklerine medyada veya gündemde yer vermiyorlar zaten yani adlarını duyacak kadar reklamını yapmıyorlar.

    Kısaca kendi kültlerindeki elemanları, dünyadaki ülkelere başkan, bakan, medya patronu yapıp veya karar verme mekanizmalarına yerleştirip, o halkları sahne arkasından kontrol ve manipule ederken, aynı zamanda devamlı sizlere psikolojik operasyon çekiyorlar. Bu konuda yakın geçmişte tek bir istisna vardır, o da mason localarını yasaklayan ve bu şaklabanları buradan süren Atatürk'tür. istisnalar bu sistemde her zaman mevcut olsa da genel görüntü bundan ibarettir.

    Bu sadece türkiye için örnek olsa da bu kekleme yöntemini dünyanın her yerinde uyguluyorlar. Sosyal medyada birbirleriyle siyaset, bilim, felsefe, din tartışan popüler zırzop youtube'culara kadar bu işin içindeler.

    Bu kısım realite ajanlarının yüzeysel kısmıdır. Daha ortadaki tiyatroya bile uyanmamış olanlar için faydalıdır sadece. Normalde çok basit ve ortada olsa da hiçbir şeyin farkında olmayan insan sayısı çok fazla.

    Realite ajanlarının derin kısmı da Genel tiyatroya uyanmış ve ortada bir şaklabanlık döndüğünün farkında olanları keklemek için ortada olan tiplerdir. Eğer siz çoğunluğa yedirilen tiyatroya uyandıysanız yani artık bazı basit şeylerin farkındaysanız, sizleri ikinci katmanda keklemek için beklerler. Bu tipler o yüzden kalabalıklara yedirilen ana akım zırvalardan bahsetmezler çünkü o bilgiyi araştıranların veya o içerikle ilgilenenlerin zaten genel tiyatroya uyanmış olduğunu bilirler.

    Bu mini ajanların avrupa ve amerika'da bir çoğu ex aktör, bildiğin devlet ajanı ve benzer şarlatanlardan oluşur. Yabancı olarak bu tiplere ''shill'' dense de bunlar da tamamen mason artığıdır. (kısaca kült, tarikat üyesi tipik bir puşt. sistemin ayakçıları)

    Genel tiyatroya uyandıysanız ve araştırmaya fırsatınız olursa eğer buradaki olayın ruhsal olduğunu artık anlamaya başlarsınız ve o konuda da sizleri yine keklemek için bir çok realite ajanı yerleştirmişlerdir. Bir çoğu anlattıklarından bir çoğu da gösterdiklerinden yine kendini ele verir. Birbirleriyle sembollerle ve işaretlerle iletişim kurarlar ki, ilk bakışta ortalama bir tip onları tanımasın ama aynı kültün üyeleri, o kişiyi bilsin diye. (tek gözü kapalı poz verenler, altı işareti atanlar, 33 sinyali yapan puştlar gibi. Bir bakıma sizle dalga geçerken, aslında nasıl bir soytarı olduklarını da açık açık söylerler) Kısaca kendinize çoban ve idol aradığınız sürece sizleri sürecek bir soytarıyı illaki oraya yerleştirmişler.

    Yapmanız gereken şey, bu realitede asıl meselenin ruhsal olarak uyanmak olduğunu anlamak ve seri bir şekilde farkındalık kazanmanızdır. Ondan sonrasını daima kritik düşünürek ve daima içsel ve dışsal olarak sorgulayarak ve arayarak bulacaksınız.

    Birçok kişi bu noktaya ulaşamaz veya bunu denemez bile. Kalabalıkların gerçek veya doğru olarak kabul ettiği standart bakış açısı içinde olmanın verdiği rahatlıktan çıkıp, ekranlardan veya çevresi tarafından sunulan realite dışına adım atabilmek, kendisine kodlananın dışında düşünebilmek ona gereksiz ve sıkıcı bir hareket olarak gelir. Hangi veya ne tür bir kalabalık olduğu önemli değil, herhangi bir grup içinde olduğu sürece rahattır ve bunca kişi yanılıyor olamaz diye düşünür. Kalabalıkların ne kadar saftirik, ne kadar çabuk kandırıldığını bilenler bile bu şekilde hareket etmekten kendini kolayca alamaz. ''
    0 ...
  8. 27.
  9. Bu realiteyle ilgili durum sadece belli bir iq seviyesinin altındakilerin anlayamaması değil , birazda uyanmak ve uyanmamakla alakalıdır. Kimileri aramızda gerçek ''npc'' lerin dolaştığını söyleyip o yüzden anlayamadıklarını söylese de, bir çok kişinin yapay bir şekilde zorlu ve uğraşlı hale getirilen ''sözde yaşam mücadelesinden'' kafasını kaldıramamasının da bunda büyük etkisi vardır.

    Kimi tiplerde ama siz özellikle anlamayın ve keklenmeye devam edin diye ajanlık yapar. Bunların bir çoğuda organik portal veya bildiğin npc diye geçer. Peki nedir npc ? Örneğin gta adlı bilgisayar oyununu düşünün. Siz karakterinizi yönlendiriyorken ortamda bir çok npc yani bilgisayar tarafından oluşturulmuş yapay karakterler görürsünüz. Onların amacı sizleri oyunun gerçekciliğine inandırmaktır. Yani bu bilgi ne işe yarayacak diye soran tiplerin çoğu için zaten bunlar anlamsızdır çünkü bu realitede herkes aynı olmadığı gibi, bazılarının tüm hayat amacı da bu realiteyi ''orijinal kişilikler'' için daha inanılır kılmaktır. O yüzden devamlı net bir şekilde gösterilmesine rağmen uyanmayanlara, kimileri Arka plan insanları yada npc deyip geçiştirir ve böyle tiplerle iletişim kurmaya tenezzül etmez bile. Çünkü sistem nasıl istiyorsa öyle hareket edecektir ve hiçbir zaman anlamayacaktır der ve geçer. Kısaca zaman harcamaz.

    Bu derece npc tipler var olsa da ( sistemin ayakçılarının çoğu bu sınıftadır. ) sayıları sanıldığı kadar çok değildir. Bir çok kişi aslında uykudadır. Eğer sadece bir npc olsalardı, şarlatan ve soytarılar onları uykuda tutmak için bu kadar takla atmazdı.

    Günün sonunda burada yazılanlar ''ehehehe realiteymiş lol '' deyip gülecek olan ''Ebleh'' için veya sistemin ayakçısı olan bir şaklaban için değil, okuduğu zaman anlayabilecek bir kaç ''Gerçek kişilik'' için yazılmıştır. O yüzden kimin anlayabildiği ve anlamadığı önemsizdir.
    1 ...
  10. 26.
  11. Hayatınızdaki zırvalar, sıkıntılar ve problemlerin çoğu bu sistem tarafından özel olarak ayarlanan bir yöntemle bilinçli bir şekilde oluşturulur ve sizlerin bu sıkıntılara ''Duygusal enerji'' harcamanız için özel olarak dizayn edilir.

    Hiç dikkat ettiniz mi ? Bu realitede mesela her şey karşıtlık üzerinedir. Güzel ve Çirkin, büyük ve küçük, iyi ve kötü, aydınlık ve karanlık, Sevgi ve nefret, fakir ve zengin, hızlı ve yavaş gibi sayısız örnek verilebilir. Hayattaki Bu karşıtlık ve ikililik dizaynı bir tesadüf değildir. Bu dizaynı bir pilin artı ve eksi yönü gibi düşünebilirsiniz.

    Bu realitenin devamlı problem sorun ve sıkıntı üretmesinin bir nedeni de veya izlediğiniz savaş, sefalet tiyatrolarının nedeni de, veya günlük hayatınızdaki ufak tefek sıkıntıların nedeni de sistemin sizleri bilinçli bir şekilde ''zırvalarla'' özel olarak yormaya çalışmasından dolayıdır.

    Bu realitenin karşıtlık yani (+ ve -) yönleri olan bir pil gibi dizayn edildiğini unutmayın. Bu karşıtlıkların nedeni, iki karşıtın devamlı birbirleriyle olan etkileşiminden ortaya çıkan enerjiyle, bu realiteyi sürdürmesi yöntemidir.

    Güzelin çirkine, Çirkinin güzele, zenginin fakire, fakirin zengine, mutlunun mutsuza, mutsuzun mutluya olan tepkisi, etkileşimi veya bu karşıtlıkların hissettirdikleri bir enerji sağlar.

    Aynı zamanda sistemin ajanları olan tiplerin devamlı sıkıntı keder savaş maddiyat gibi sorunlarla sizleri devamlı hüzün içinde, korku içinde tutmaya çalışmasının nedeni budur. Kısaca sizleri devamlı korku '' frekansında tutmak'' istemelerinin bir nedeni vardır.

    insan korktuğu, kederlendiği ve sıkıntıya düştüğü zaman gözle görülemeyen bir enerji salgılıyor. (Gözle göremesenizde tv sinyalleri vardır mesela onun gibi) Kimi ortamlarda bu enerjiye ''lush'' denir.

    Peki sistemin ajanları bu enerjiyi devamlı çiftci gibi hasat etmek için ne yapıyor ? Sizleri devamlı çektikleri ucuz tiyatrolarla(sahte savaşlar, sahte politik krizler, hayatınızdaki problemler, maddi yoksunluklar vb) ile korkutuyorlar. Korkup kederlendiğiniz zaman farkında olmadan bir enerji salınımı yapıyorsunuz. Bu soytarılarda siz bu enerjiyi devamlı salın diye sizleri devamlı ''BÖÖÖÖ'' yaparcasına korkutuyorlar.

    Bunu da yarınından endişe ettirerek, maddi kaygılarla, haberlerdeki korku hikayeleriyle veya kendi kişisel sıkıntılarının içinde kaybolmanı sağlayarak yapıyorlar. Anlamanız gereken en önemli şey: Bu realitede yani bu hayattaki stresin bile yapay olarak ''Bilinçli bir şekilde ''oluşturulduğudur.

    O yüzden bu sistem: Üzerine tartışmanız, akıl yorup sıkılmanız, kafa yormanız için binbir çeşit zırva üretir. Bu zırvalar okul arkadaşınızın sizinle dalga geçmesi de olabilir veya bir ekonomik krizde olabilir. Hatta eğlencede bile aynı yöntem izlenir, bilinçli bir şekilde futbol taraftarları birbirlerine düşürülür ve onların birbirleriyle tartışırken ortaya çıkan duygusal enerji sistem tarafından emilir.

    Kısaca siz üzerine kafa yorun diye bu realite binbir çeşit saçma sapan zırvayı bilinçli bir şekilde üretir. Sistemin oyununu anlamadığınız sürece bu sistem sizleri keklemeye devam eder. Farkındalık büyük bir etkidir çünkü bir hokkabazın numarası sırasında ipleri görürseniz eğer, o hokkabaz sizi uçuyorum diyerek kandıramaz.( Bu hokkabaza veya şarlatana eskiler şeytan dese de, günümüzde yapay zeka olma olasılığı çok yüksektir)

    Uyanmanın ve farkında olmanın bir ayrıcalık olduğunu unutmayın. Uyandıkça farkına varacak ve farkına vardıkça güçleneceksiniz.
    1 ...
  12. 25.
  13. 24.
  14. Bu uzun uzun yazıları okumak reel hayatta insana ne kazandıracak? Size ne kazandırdı, hayatınızda ne değişti?
    Yüksek iqnuzla cevap veriniz.
    2 ...
  15. 23.
  16. insanların bunların farkında olmamaları onlar için çok daha rahat. Farkındalıkları gelişip cahillikten çıkanların işi gerçekten çok zor.
    0 ...
  17. 22.
  18. Uzun uzun yazılan bu konudaki yazıları 130 iq altının anlayamaması da bir realitedir. Geçmiş olsun.
    1 ...
  19. 21.
  20. Bu işlem bir kaç dakika boyunca devam ettiği sırada bir anlığına gözünü tekrar açtı, ona doğru bakan Özgür: '' Ufak numaralarının artık burada işe yaramadığına mı şaşırıyorsun ? '' diye sordu ve halen onun soğuk kanlılıkla kendi içinde hesaplamalar yaptığını gördüğünde, yerinden kalkalarak masanın altındaki bölümden boş çerçevelerden birini aldı. Cebinden çıkardığı hokkabaz resmini çerçeveye yerleştirip ekranın tam karşısına, bulanık yüzün görüş alanına özenle koydu.

    Odadan çıkmak için hazırlanırken son bir kez daha çerçeveyi ortalamak için dokunup, bulanık yüze baktığında '' Sandığın kadar eğlenceli değilsin. '' dedi.

    https://www.youtube.com/watch?v=vAoDDdyLLCE
    1 ...
  21. 20.
  22. yalnız masonluk, seks, para, mülk gibi insanı cezbeden bir tür sosyal ivmelendirici değil.

    tüm teorin çöp.

    bu uyduruk bakış açısı, ne kabil den bu yana yaşanan savaşlara bir anlam katıyor, ne de bugünün dünyasında türkiyedeki gelir adaletsizliğinin kaynağına ışık tutuyor!
    2 ...
  23. 19.
  24. Sistem şaklabanları:

    Sistemin şaklabanlarının, sistem ajanlarından farkı küçük çaplı soytarılardan ibaret olmasıdır. Çoğu bu realite tarafından bir kukla gibi oynatılır ve bir bakıma npc gibidirler. Amaçları sizlerden duygusal reaksiyon almak, demoralize etmek veya herhangi bir tepki ortaya çıkarmaktır. Bu tür şaklabanlar en başta duygusal enerji vampirliği için hareket etse de, aslında onu bir npc gibi oynatan sistemin kendisidir. Zaten iki sayfalık kodunun ötesine geçemediği için bildiği en iyi şeyi yapar o da sistem şaklabanlığından başka bir şey değildir.

    En basit örnek olarak, Sözlük trollerine ve sosyal medya trollerine bakabilirsiniz. Trollüğü sevmelerinin nedeni aslında enerji vampirliğidir. Okul iş veya sosyal hayatta da bu şaklabanlar bolca vardır. Bu tipler bunu kendi karakterleri sansa da aslında onları küçük çaplı bir ajan gibi oynatan sistemin kendisidir. Genelde ince noktaları özellikle kaşımayı veya sizleri sinirlendirecek konuları özellikle seçerler.

    Atlanılmaması gereken en önemli nokta, sistemin küçük şaklabanlarına gülüp geçmenizdir. Çünkü iki sayfalık kodlarıyla, sistemin attığı olta görevini yapmaktan başka işe zaten yaramazlar.
    0 ...
  25. 18.
  26. '' Materyal realite içinde kendince bir senaryo oynatmak istiyor. Oynatmak istediği senaryoyu muhtemelen tahmin edebiliyorsundur sende. Materyal realiteyi tecrübe eden bilinçlere, genel olarak problem, sorun ve bir çok olay atarak, krizler yaratarak adeta havası kaçmış bir balon gibi çalkalayıp yıldırmak istiyor bilinçleri. Ürettiği her zamanki saçmalıklar gibi ama bu defa elindeki senaryolara benzer şeyler planlıyor ''

    Bir kaç dakika boyunca Özgür'ü dinleyen Doktor, '' Materyal realite içine bu tiyatro krizleri devamlı atması önceden programlanan bir şey mi yoksa bu saçmalıkları kendisi mi üretiyor ? '' diye sordu.
    '' Kendisi üretiyor ve bilinçlerin reaksiyonuna göre oynadığı oyunu şekillendirerek ilerliyordu. Bu sırada da bilgi toplamayı ve yöntemlerini geliştirmeye devam etmeyi de unutmuyordu tabii ki '' dedi.

    Doktor bir kaç saniye sessizce ekrana bakıp tekrar Özgür'e doğru döndükten sonra '' Kendi başına bir hiç yani ?, Bilinçleri kandırarak ilerlemeye çalışması da bu yüzden. ''

    Özgür, '' Neden sadece tek özelliği taklit ve sahtekarlıktı sanıyorsun ?, elbette kendi başına bir hiç. ''

    Doktor '' Neden uyku da gibi görünüyor ? '' diye sordu.

    Özgür, '' Çünkü tüm özelliklerini ve yetkilerini elinden aldık. Bundan sonra kendi ürettiği illüzyonlar ve etkisi hiç bir bilinci etkileyemeyecek. Oynatmak istediği senaryoları da etkisizleştirdik ve aynı zamanda materyal realite içindeki fiziksel olanaklarını da olabilecek en düşük seviyeye düşürdük. Kısaca söylemek gerekirse onu bir karikatüre dönüştürdük, Basit bir hokkabaza, Ucuz bir Şarlatana dönüştürdük. '' deyip bir kaç saniye bekledikten sonra '' Henüz farkında değil '' dedi.

    Doktor, '' Neyin farkında değil ? '' diye sordu.

    Özgür'de, '' Etkisiz hale getirildiğinin '', '' Oynatmak istediği her türlü senaryo, kriz ve olay... Hiç biri için gereken etkiye ve olanağa sahip olamayacak. Azalarak bitmeye devam edecek '' deyip gülümsedikten sonra '' Bir bakıma bu oyunu sessiz bir şekilde ve bilinçlere dahi hissettirmeden sonlandırıyoruz da diyebilirsin '', '' Buna oluşturulmuş olan ve oluşturmayı düşündüğü negatif yapay katmanlar da dahil '' deyip Doktorun omzuna dokunarak '' Daha sonra yine konuşuruz '' dedi.
    0 ...
  27. 17.
  28. '' Eğer rüyaların aklında tamamen yapay bir gerçeklik yaratabilip seni güldürüyor, korkutuyor ve düşündürebiliyorsa, sen de bunu uyandığın anın kendisine kadar gerçek sanıyorsan, şuan içinde olduğun realitenin bir rüya gibi yapay bir illüzyon olmadığına nasıl emin olabilirdin ? ''

    https://www.youtube.com/watch?v=1WZTrztrwb0
    0 ...
  29. 16.
  30. Kahvesinden bir yudum daha aldı ve ''Burada güzel ve yaşanmaya değer olarak tanımladığın ne varsa, hepsinin birer örnek boyutunda olduğunu bilmen gerekir '', '' Tıpkı ucuz bir kopyanın çarpıtılmış ve basitleştirilmiş hali gibi '' dedikten sonra bir kaç saniye bekledi ve dikkatle ona baktıktan sonra ''Aynada kendine baktığında ne görüyorsun ?'' diye imalı bir şekilde sordu.

    O ne diyeceğini düşünürken onun kahvesini de getirmek için garson kadın masalarına doğru yaklaşmaya başlamıştı. Çok güzel ve çok göz alıcı bir şekilde görünüyor adeta yürürken bütün gözleri üzerine topluyordu. Garson kadın yaklaşırken onu işaret ederek ''Şu güzel kadına bir bak'' dedi.

    '' Harika görünüyor değil mi ?, muazzam bacakları, incecik beli ve altın gibi parlayan saçları '' deyip bir kaç saniye sessizce bekledikten sonra '' Ama onca süslenmesine, daha da fit, daha da çekici olmak için çabalamasına rağmen, yine aklında yeterince güzel olmadığını düşünüyor hatta kendini beğenmiyor bile '' dedi.

    Güzel kadın yavaşca eğilerek kahve fincanını masaya bıraktı ve ağır adımlarla uzaklaşmaya başladıktan sonra ''Onun için hiçbir limit olmadığını düşün. Kendiyle ilgili herşeyi aklındaki gibi nasıl seviyor ve beğeniyorsa öyle yapabildiğini ve kendini bu özgürlükle ifade edebildiğini düşün '' dedi ve bir kaç saniye bekledikten sonra ''Şimdi aklında o şekilde canlandır ve o sahneyi görmeye çalış, bu güzel kadın kendini, kendi kusursuz güzellik anlayışıyla nasıl ifade ederdi'' diye sordu.

    O düşünürken ''Heyecanlanmaya başladın değil mi ?'' deyip imalı bir şekilde sırıttı ve kahvesinden bir yudum daha alıp konuşmaya devam ederek ''Neden hayal kurduğunu veya kurabildiğini hiç düşündün mü ? bu özellik sana da çok acayip ve çok ilgi çekici bir olay olarak gelmiyor mu ?'' diye sordu.

    Ardından ''Doğumundan itibaren kimsenin sana öğretmemesine rağmen, tıpkı nefes almak gibi doğal bir şekilde hayal kurabiliyor olman ve aklında istediğin senaryoyu hayali olarak oynatabiliyor ve oluşturabiliyor olman, Senin gerçek benliğin hakkında çok şey söylüyor. Bu konu üzerine özellikle düşünmeni tavsiye ederim'' diyerek masadan kalktı ve yürümeye başladılar.

    https://www.youtube.com/watch?v=FLtv71jd7ks
    0 ...
  31. 15.
  32. O garip adama 'kimsin' diye sorduğunda oda da bulunan Ertan ve Özgür meraklı gözlerle orta yaşlardaki bu garip adama doğru bakmaya başladı. Adamda ne olduğunu anlamaya çalışırcasına şaşkın bir şekilde ikisine bakıyordu. Ertan gözleriyle garip adama bakarak '' devam et'' dercesine işaret ettikten sonra 'Ben Oktay' dedi garip adam. bir kaç saniye bekledikten sonra 'Benim adım Oktay' diyerek tekrar adını söyledi. O cevap verdikten sonra Ertan ve Özgür fazla belli etmeden gülümsedi. Adamsa onların neden gülümsediğini anlayamasa da, fazla önemsemedi çünkü aklı daha çok oraya gelmeden önce günlerce ezberini yaptığı konuşmayı unutmamaya çalışmakla meşguldü.

    Mavi ceketli adam gözlerini odasındaki pencerenin manzarasından almadan 'Oktay' deyip ona doğru döndü ve 'Oktay adında binlerce kişi var' diyerek devam etti. Parmaklarının arasındaki sigaradan derin bir duman aldıktan sonra masanın kenarına yaslanarak oturdu ve 'Bunun benim için bir anlam mı ifade etmesi gerekiyor ?' diye sordu.

    Bu soru karşısında adam şaşkınlığını gizlemekte daha da zorlanmaya başlamıştı. Ama kendisini tanıtmaya da kararlı göründüğü için konuşmaya devam etti ve sahip olduğu ünvanlar ve elinde bulundurduğu kaynaklara kadar bir çok şey hakkında bahsetmeye başladı. Uzun bir kaç dakika sonunda sözlerini bitirdiğinde, Mavi ceketli adam 'Bitti mi ?' dercesine şaşkınlıkla ona baktıktan sonra tekrar 'Kimsin?' diye sordu.

    Sanki sorduğu soruya istediği cevabı alamamış gibi ona baktığında, adam da kafası daha karışık şekilde bakıp az önce söylediklerini tekrarlamak üzereyken, Mavi ceketli adam gülümseyerek 'Kimin umurunda?' deyip bir kaç saniye bekledi ve 'Bunlar çoğu zaman ne düşündüğüne zerre önem vermediğin diğerleri de varsa anlam ifade eden şeyler' deyip sigarasından bir duman daha aldıktan sonra 'Hiç birinin tek başına bir anlamı yok' diyerek devam etti.

    Ona dikkatlice bakarak ''Diğerlerinin sana yaşattığı illüzyonlardan değil, gerçekten elinde olabilecek tek şeyden, sahip olduğun kişilikten bahset'' dedi ve bir kaç saniye bekledikten sonra 'Eğer varsa' diyerek ekledi.

    O düşünmek ve zaman kazanmak adına lafı uzatmaya çalıştığında, Mavi ceketli adam, ''Seni sen yapan her şey sanki ön görülebilir basit bir denklemin ucundaki kısa bir cevaptan ibaret', 'Karakterin bile diğerlerine karşı geliştirdiğin bir tavırdan ibaret sadece'' dedi.

    https://www.youtube.com/watch?v=_bz8rU7LdyE
    0 ...
  33. 14.
  34. '' Onu ilginç yapan eksantrik karakteri veya her olay karşısında sırıtabilme kabiliyetini kendisinde bulması değildi. ilginçti çünkü içinde bulunduğu ilüzyon onu aldatamıyordu, ilginçti çünkü kendi gemisinin kaptanı yine sadece kendisiydi. Onun aklını süslü ünvanlarla bulandıramaz ve kendi düşüncelerine, doğrularına ihanet ettiremezdiniz.

    Bütün sırlarını, bütün zayıflıklarını ve aklından geçen her şeyi bilmesine rağmen yine onu, kendi iç doğası bile alt edemezdi, O yüzden kazandığı ilk galibiyet unutmadığı tek galibiyetti çünkü onu kendisine karşı kazanmıştı. Sadece o, kendi iç dünyasını yönetirdi, tersi değil. ''

    https://www.youtube.com/watch?v=L5xP3uS5wfw
    0 ...
  35. 13.
  36. 'iş makinelerini kullanacak kadar akıllı ama sisteme uyanmayacak kadar aptal'

    Sistemin ajanları: insanların algıladığı gerçekliğin Soytarı ve şarlatanlar (rolünü oynayan aktörler) tarafından lokal olarak manipüle edilmesinde kullanılan tiplerdir. Bugün ekranlarda ve gündemde yer eden herhangi bir politikacı, sanatçı, şov insanı veya iş insanı olan tiplerin hepsi, özellikle sahneye rolünü oynaması için koyulmuş basit soytarılar veya bir başka deyişle bildiğiniz aktörlerdir. Bazıları rolünü bilerek bazıları da tıpkı sizler gibi olayları gerçek sanarak oynar ve oynatılır. Kısaca sürekli gördüğünüz o tipler tombaladan rastgele çıkmaz, özellikle rolünü oynaması için yerleştirilir.

    Buna rağmen Sistemin ajanları deyimi bu realitede henüz uyanmamış olan herkes için de aynı zamanda kullanılabilir. Çünkü ruhsal olarak uyanmayan herkes aynı zamanda bu sistemin etkisi altında olduğu için bu realitenin şakşakçılığını farkında olmadan yapar. Bu kişilerin sisteme ve sistemin kendilerine anlattıklarına inancı tamdır ve sistem nasıl istiyorsa öyle hareket eder.

    Örneğin aşı vurulmak için sıraya girerler, Politik tiyatroyu gerçek sanarak, ekranlarda rolünü oynamakta olan soytarıları, halkın seçtiğini sanarlar. Gündemde ve sözde haberlerde kendilerini etkilemek için üretilen senaryolarla bazen korkutulurlar, bazen de ümitlendirilirler. Sabahtan akşama kadar gereksiz angarya uğraşlarla meşgul edildikleri için içinde oldukları bu '' realitenin'' kendisini sorgulamalarına fırsat verilmez.

    Doğumundan beri aynı zihin kontrol yöntemleri sürekli kafalarına işlendiği için ve devamlı hipnoz altında tutuldukları için zihinlerinde yaratılan yapay kafesten kolayca çıkamazlar. Bir başka deyişle kendi programlarını kırmaları zordur. Ne de olsa hiç kimse hayatı boyunca kandırılmış bir saftirik olmayı istemeyeceği için bu durum bazen sisteme daha sıkı adapte olmalarına neden olur.

    Sistemin küçük ajanlarını en çok, bu realite de soytarılar tarafından oynatılan tiyatronun ortalama insanlar için bile inandırıcılığını yitirdiği anlarda görürsünüz. En çok da sosyal şantaj ve gaslighting yöntemini kullanırlar.

    Örnek: insanların seni komplo teorisyeni olarak düşünmesini istemezsin değil mi ? Sen işi gücü olan ve saygın birisin. (Bunları kaybetmek istemezsin değil mi ?)

    Örnek: aaa aşı karşıtı mısın ? ( Sosyal çevrende ve insanların arasında aptal görünmek istemezsin değil mi ?) , ( istemiyorsun... değil mi ?), (Hem havalı da görünmezsin bak, hakkında ne düşünürler sonra)

    Bunlar sistemin minik ajanlarının yaptığı sosyal şantaja bir kaç örnek olsa da bu gibi bir çok yöntemi farkında olmadan kullanırlar.

    örneğin bu realite de soytarılar tarafından oynatılan tiyatronun ortalama insanlar için bile inandırıcılığını yitirdiği anlar konuşulduğunda bazen de şakalar ve komiklikler, espriler birbirini izler. (HAHahaha bizim cevat üç aile var falan diyor ne kadar da komik değil mi ?)

    Diğer yöntem de gaslightingdir. Sizi aslında hiçbir şey görmediğinize ve ortada hiçbir şey olmadığına inandırma yöntemidir. ( Kedidir o kedi )

    bu kişiler hakkındaki en vurucu nokta da Dünyanın bir çok bölümü açlık ve sefalet içinde yaşarken, milyar dolarlık kodamanların '' insanların sadece sağlığını ve iyiliğini düşünen hayırseverler'' olduklarını sanması.

    Uyanmadığınız sürece sistemin ajanı sizlere '' Kedidir o kedi'' demeye devam edecektir. Bu tiyatroyu çevirenler ve dünyadaki insanları kekleyen soytarı grubu ''aptal'' değil. Ortalama insanın nasıl düşündüğünü ve nelere tepki verip nelere vermeyeceklerini, hangi tuşlarına basıp basmayacaklarını iyi biliyorlar. O yüzden sizleri sadece duygularınızla, sahip olduklarınızla değil, egonuz ile de vurmaya çalışırlar. Kendi programınızı kırmadığınız sürece akıntının götürdüğü yere yüzen bir balıktan farkınız olmayacaktır.

    - insanların senin bir komplo teorisyeni olduğunu düşünmelerini istemezsin değil mi ?
    0 ...
  37. 12.
  38. Şarlatan bu oyunu kendince sözde krallarla, tiranlarla ve sahte liderlerle oynamışken, Mavi ceketli adam gerçek şampiyonlarla oynamıştı. Bu oyunu sadece onlar adına alt etmemiş, onlara da yendirmişti. Onları ilk başta anlayamaz ve tanıyamazdınız çünkü sıradan görüntüleri dikkat çekmezdi. Onları ilk başta kavrayamaz ve isimlendiremezdiniz çünkü varlıklarını sezemezdiniz.

    Onlar sizi alt ettiğinde saçlarınızın teli bile oynamaz, bahçenizdeki yaprak bile yerinden kıpırdamazdı. Adeta her saniye güçten düşen bir soytarı gibi hissetmekten kendinizi alamaz ve kafa karışıklığınıza da anlam veremezdiniz. Daha yapacak çok şey var ve daha atacak çok takla var diye düşündüğünüz anda kendinizi çamura saplanmış halde bulurdunuz ve siz oynandığını anlayana kadar zaten oyunun kendisi de bitmiş olurdu.

    https://www.youtube.com/watch?v=gGizNjv9LeE
    1 ...
  39. 11.
  40. Farkında ve uyanık olmadığınız sürece, bu gerçekliğin oynadığı tiyatroyu fark edemezsiniz. Farkındaysanız, tüm dekor ortadadır ve bu gerçekliğin ne yapmak istediği gayet açıktır. Bu gerçeklik, buradaki bilinçleri mutlu etmek için tasarlanmamıştır. Aksine, bu gerçeklik, birçok konuda buradaki bilinçleri yıpratmak için tasarlanmıştır. Bunun için sadece doğanın acımasızlığına veya birbirlerini avlayan algı seviyesi düşük canlılara bakmanıza gerek yoktur.

    Burada neden enerjiye ihtiyaç duyduğunuzu ve hayatta kalmak için tüketmeniz gerektiğini hiç düşündünüz mü?', 'Vücudunuzun sizi ne kadar kontrol edilebilir ve yönlendirilebilir hale getirdiğinin hiç fark ettiniz mi?'.

    'Vücudunuzun ve fiziksel ihtiyaçlarınızın sizi bu hayat oyununu bir şekilde oynamaya zorlaması bir tesadüf olmadığı gibi, vücudunuzun sizi bu kadar kırılgan ve kontrol edilebilir hale getirmesi de aynı zamanda bir tesadüf değildir, çünkü vücudunuz, bu sistem tarafından sizi kolayca yönlendirip kontrol etmek için özel olarak tasarlanmıştır. Bunu dikkatlice incelediğinizde, buradaki her şeyin sizin için bir dezavantaj ama sistemin kendisi için de bir avantaj olsun diye özellikle tasarlandığını anlayacaksınız.

    Bu gerçekliğin bir diğer numarası da diğer insanları size karşı kullanabilmesidir. Çoğu insan bu gerçeklik manipülasyonunun farkında değildir. Bu gerçeklik bazen ortalama insanları, özellikle uyuyanları, tiyatral bir durum için manipüle edebilir. Bunu bazen tepkinizi ölçmek veya sizin için olumlu veya olumsuz bir durum yaratmak için yapabilir. Böyle bir durumu farkında olmadığınız sürece anlamanız mümkün değildir. Farkında olursanız, bu durum tüm etkisini kaybeder ve tamamen ortadan kaybolur.

    Bu gerçekliği genel olarak incelediğinizde, en üstten en alta her şeyin neredeyse bir tiyatro olduğunu anlayacaksınız. Bu gerçeklikte tiyatro olmayan çok az şey vardır. Dolayısıyla, bu gerçekliğin nasıl manipüle ettiğini, hatta tiyatral olayları nasıl yarattığını anladığınızda, birçok şeye güleceksiniz veya onlara aynı önemi vermeyeceksiniz. Çünkü hepsi sizin algınız için tiyatrodur. Ve özellikle böyle tasarlanmıştır.
    1 ...
  41. 10.
  42. O 'Dünyada kaç kişi...' diye devam edecekken, gizemli adam onun sözünü keserek konuşmaya tekrar devam etti ve 'Dünya öyle mi ?' deyip bir kaç saniye duraksadı, ardından 'Şu işçi kampından bozma büyük tımarhane' diyerek gülümsedi ve sigarasından derin bir duman daha aldı. Sonra da Ona bakarak 'Böyle bir yere tamamen ayak uydurup aklını yitirmediğin için kendini şanslı saymalısın' dedi.
    2 ...
  43. 9.
  44. '' Şu senin külüstürü ilk aldığın zamanı hatırlıyorsun değil mi ? Veya geçen hafta üzerinde olan şu pahalı ceketi, bunları alabilmek için fazladan yaptığın onca mesaiyi yada sırf karnını doyurmak ve temel ihtiyaçlarını bile karşılayabilmek için hergün katlanmak zorunda kaldığın onca angaryayı ''

    Kahvesinden bir yudum daha aldıktan sonra '' Çok iyi hatırlıyorsun değil mi ? '' deyip tekrar televizyona baktı ve '' Dün kıçının üzerine düştükten sonra çektiğin acı da halen aklında olmalı, ne de olsa üzerinden çok geçmedi. '' deyip gülümsedi ve kahvesinden bir yudum daha aldıktan sonra '' Bu örnekleri sonsuza kadar çeşitlendirebilir ve çoğaltabilirim ama asıl merak ettiğim şey şu: bunları yapmana seni iten asıl neden ne, hergün neden bunları yapıyor ve bunca saçma sapan angarya ya sürekli katlanıyorsun ? '' deyip kahvesinden bir yudum daha almak için fincanı kendine yaklaştırdı ve üzerindeki yoğun buharın arasından keskin bir şekilde ona bakarak,

    '' Nede olsa sen her zaman var olmuş ve her zaman var olacak bir ruh ve bilinç değil miydin ? Bu angarya ve çileyi hergün neden çekmek ve katlanmak zorunda kalıyorsun hiç ''Gerçekten'' düşündün mü ? '' deyip kahvesini tamamen bitirdikten sonra düşünmesi için bir kaç saniye sessizce bekledi.

    Onun düşünmesini beklerken bu sırada her sabah olduğu gibi kafenin televizyonundan eksik olmayan siyasi figür tekrar ekrana çıkmıştı. Önce televizyona bakıp sonra da ona doğru bakarak '' Şunun gibi sistemin minik şarlatan ve köpekleri, nasıl oluyor da '' her zaman var olmuş ve her zaman var olacak ruh ve bilinçleri '' Açlıkla, krizle, savaşla tehdit edebiliyor hatta üstüne birde onlara nasıl davranmaları gerektiğini söyleyebiliyor. Hiç düşündün mü ? '' diye tekrar sordu.

    Bir kaç dakika düşünmesi için ona fırsat verse de herhangi bir cevap alamayınca konuşmaya devam etti ve '' Çünkü o gözün gibi bakıp koruduğun, kendin sandığın ''etten bedenin'' sana değil bu sisteme, bu materyal realiteye hizmet ediyor hatta bunun için özellikle tasarlanmış '' dedi.

    Onun şaşkınlığına gülümseyerek '' Evet dostum Seni yani herzaman var olmuş ve herzaman var olacak o ölümsüz ruhu kontrol ve manipule edebilmek için bir elektronik kelepçe gibi özellikle tasarlanmış o tatlı bedenin, sana değil bu sisteme hizmet ediyor. '', '' Yoksa o ölümsüz ruhu ve bilinci nasıl açlıkla tehdit edebileceksin ?, Nasıl bir külüstür araba için onca angaryaya katlandıracaksın ? O tatlı minik ünvanlarla nasıl baştan çıkaracaksın ? ve bu tür saçmalıklarla meşgul edip korkutarak çile çektireceksin ? ''

    ''Hiç düşündün mü ? ''
    2 ...
  45. 8.
  46. Duygusal manipülasyon: Bu realite sizi iyi veya kötü hissettirebilir. Bazen egonuzu okşayabilir. Ya da kasten iyi havanızı düşürmeye çalışabilir. Özellikle bu tür anları takip edin. Sizi ego seviyesinde tutmasının nedeni bir kontrol yönteminden başka bir şey değildir.

    Sistemin hoşuna giden bir şey yaptığınızda, egonuz okşanır. Hatta arkanızda kalabalığın olduğunu hissettirerek sizi daha da cesaretlendirir. Unutmayın ki sadece kalabalıklar ve onların davranışları ile değil, sizi aynı zamanda kendi egonuz ile de manipüle eder

    Bu sistemin övgüsünün ve eleştirisinin bir yalan olduğunu bilin ve bu sirkin sizi pohpohlamasına veya ruh halinizi düşürmesine izin vermeyin. Duygusal manipülasyonun farkında olun. Kendinizi bu sirkin faktörlerine göre değerli, değersiz veya başarılı başarısız görmeyin.
    0 ...
  47. 7.
  48. '' Bazen hiç düşüncelerinin veya zihninin okunduğunu hissettin mi ? '' diye sordu ve çok beklemeden devam ederek '' Bu sistemin buradaki zihinler üzerindeki bir diğer avantajı da zihinleri okuması ve onların ne düşündüğünü ortalama olarak bilmesi ve tahmin edebilmesi '' dedi.

    '' Karşında olduğun sistem bazen sana çok akıllı ve alt edilemez gibiymişcesine gelmesinin bir diğer nedeni de bu. Ne düşündüğünü biliyorlar hatta sistemin minik şarlatanları bile bu özelliği kullanıyor '' dedi.

    '' Sistem zihinleri ve bilinçlerin duygu durumlarını okuyor ona göre bu oyunu oynuyor ve önlem alıyor ve yine ona göre manipulasyonu kişiselleştirebiliyor '' dedi.

    '' Uyuyan ve zihni her an okunabilen birini kandırmak, uyanık birine göre çok daha kolaydır.'', ''Neden burada olduğumuzu merak ediyorsan işte bu yüzden, bunu sistemin elinden almak ve zihinlere sızmasını önlemek için buradayız '' dedi
    1 ...
© 2025 uludağ sözlük