rapunzel

entry74 galeri30 video3
    1.
  1. kuleye hapsedilmiş uzun saçlı masal prensesi
    6 ...
  2. 2.
  3. kizin saclarina lafim yokta nasil bi kafa derisiymis, ne kuvvetmis o diyesimin geldigi masal kahramani..
    7 ...
  4. 3.
  5. 4.
  6. Kuaföre gittiğinde Beyaz Atlı Prensinin kredi kartılarını son limitine kadar dolduran hayali hatun.
    3 ...
  7. 5.
  8. metalci olsa headbang in alasını yapabilecek olan masal kahramanı.

    (bkz: rapunzel metalci olsun kampanyası)
    3 ...
  9. 6.
  10. panten reklamlarına sokup sokup çıkarılası, nalet, kaknem, fesat yelloz...
    2 ...
  11. 7.
  12. iyi metalci olurmuş dedirten bir masal kahramanı
    0 ...
  13. 8.
  14. 9.
  15. SUPER BIR SAMPUAN MARKASI OLMAYI HAKEDEN KELIME...
    YIKA VE CIK... RAPUNZEL GIBI OL... GUCLU VE SAGLIKLI SACLAR..
    2 ...
  16. 10.
  17. çok uzun ve güzel saçlara sahip kızlara takılan isim. (bkz: melek)*
    1 ...
  18. 11.
  19. o kadar uzun saçı varsa insanın aklına takılıyor:

    saçı uzun aklı kısa vs rapunzel

    o halde?

    (bkz: rapunzel'in gerizekalı olma ihtimali) nedir?
    3 ...
  20. 12.
  21. 13.
  22. masaldaki bebeğe adını verdiren marul türüdür. * *
    2 ...
  23. 14.
  24. 15.
  25. Saçlarını kesip satsa ülkesi 3 yıl mali sıkıntı çekmeyecek kız kurusu.
    1 ...
  26. 16.
  27. buraya girmeme sebep olmuş kişi, muhteşem insan. evet bir masal kahramanı..
    0 ...
  28. 17.
  29. bir peruk ve postiş markası.
    0 ...
  30. 18.
  31. tebrik edilesi yazar. zira, birçok erasmus'çu gibi, o da bileğinin hakkıyla, hollanda sınırlarında okumaya hak kazanmıştır..
    1 ...
  32. 19.
  33. 20.
  34. --spoiler--
    Bir zamanlar bir kadınla kocasının çocukları yokmuş ve çocuk sahibi olmayı çok istiyorlarmış. Gel zaman git zaman kadın sonunda bir bebek beklediğini fark etmiş.
    Bir gün pncereden komşu evin bahçesindeki güzel çiçekleri ve sebzeleri seyrederken, kadının gözleri sıra sıra ekilmiş özel bir tür marula takılmış. O anda sanki büyülenmiş ve o marullardan başka şey düşünemez olmuş. Ya bu marullardan yerim ya da ölürüm demiş kendi kendine. Yemeden içmeden kesilmiş, zayıfladıkça zayıflamış.
    Sonunda kocası kadının bu durumundan öylesine endişelenmiş, öylesine endişelenmiş ki, tüm cesaretini toplayıp yandaki evin bahçe duvarına tırmanmış, bahçeye girmiş ve bir avuç marul yaprağı toplamış. Ancak, o bahçeye girmek büyük cesaret istiyormuş, çünkü orası güçlü bir cadıya aitmiş.
    Kadın kocasının getirdiği marulları afiyetle yemiş ama bir avuç yaprak ona yetmemiş. Kocası ertesi günün akşamı çaresiz tekrar bahçeye girmiş. Fakat bu sefer cadı pusuya yatmış, onu bekliyormuş.
    Bahçeme girip benim marullarımı çalmaya nasıl cesaret edersin sen! diye ciyaklamış cadı. Bunun hesabını vereceksin!
    Kadının kocası kendisini affetmesi için yarvarmış cadıya. Karısının bahçedeki marulları nasıl canının çektiğini, onlar yüzünden nasıl yemeden içmeden kesildiğini bir bir anlatmış.
    O zaman, demiş cadı sesini biraz daha alçaltarak, alabilirsin, canı ne kadar çekiyorsa alabilirsin. Ama bir şartım var, bebeğiniz doğar doğmaz onu bana vereceksiniz. Kadının kocası cadının korkusundan bu şartı hemen kabul etmiş.
    Birkaç haftasonra bebek doğmuş. Daha hemen o gün cadı gelip yeni doğan bebeği almış. Bebeğe Rapunzel adını vermiş. Çünkü annesinin ne yapıp edip yemek istediği bahçedeki marul türünün adı da Rapunzelmiş.
    Cadı küçük kıza çok iyi bakmış. Rapunzel oniki yaşına gelince, dünyalar güzeli bir çocuk olmuş. Cadı bir ormanın göbeğinde, yüksek bir kuleye yerleştirmiş onu. Bu kulenin hiç merdiveni yokmuş, sadece en tepesinde küçük bir penceresi varmış.
    Cadı onu ziyarete geldiğinde, aşağıdan "Rapunzel, Rapunzel! Uzat altın sarısı saçlarını!" diye seslenirmiş. Rapunzel uzun örgülü saçlarını percereden uzatır, cadı da onun saçlarına tutuna tutuna yukarı tırmanırmış.
    Bu yıllarca böyle sürüp gitmiş. Bir gün bir kralın oğlu avlanmak için ormana girmiş. Daha çok uzaktayken güzel sesli birinin söylediği şarkıyı duymuş. Ormanda atını oradan oraya sürmüş ve kuleye varmış sonunda. Fakat sağa bakmış, sola bakmış, ne merdiven görmüş ne de yukarıya çıkılacak başka bir şey.
    Bu güzel sesin büyüsüne kapılan Prens, cadının kuleye nasıl çıktığını görüp öğrenene kadar hergün oraya uğrar olmuş. Ertesi gün hava kararırken, alçak bir sesle Rapunzel, Rapunzel! Uzat altın sarısı saçlarını ! diye seslenirmiş. Sonrada kızın saçlarına tutunup bir çırpıda yukarı tırmanmış.
    Rapunzelönce biraz korkmuş, çünkü o güne kadar cadıdan başkası gelmemiş ziyaretine. Fakat prens onu şarkı söylerken dinlediğini, sesine aşık olduğunu anlatınca korkusu yatışmış. Prens Rapunzele evlenme teklif etmiş, Rapunzelde kabul etmiş, yüzü hafifce kızararak.
    Ama Rapunzelin bu yüksek kuleden kaçmasına imkan yokmuş. Akıllı kızın parlak bir fikri varmış. Prens her gelişinde yanında bir ipek çilesi getirirse, Rapunzelde bunları birbirine ekleyerek bir merdiven yapabilirmiş.
    Her şey yolunda gitmiş ve cadı olanları hiç farketmemiş. Fakat bir gün Rapunzel boş bulunup da. Anne, Prens neden senden daha hızlı tırmanıyor saçlarıma diye sorunca herşey ortaya çıkmış.
    Seni rezil kız! Beni nasıl da aldattın! Ben seni dünyanın kötülüklerinden korumaya çalışıyordum! diye bağırmaya başlamış cadı öfkeyle. Rapunzeli tuttuğu gibi saçlarını kesmiş ve sonrada onu çok uzaklara bir çöle göndermiş.
    O gece cadı kalede kalıp Prensi beklemiş. Prens, Rapunzel, Rapunzel! Uzat altın sarısı saçlarını! diye seslenince. cadı Rapunzelden kestiği saç örgüsünü uzatmış aşağıya. Prens başına neler geleceğini bilmeden yukarıya tırmanmış.
    Prens kederinden kendini pencereden atmış. Fakat yere düşünce ölmemiş, yalnız kulenin dibindeki dikenler gözlerine batmış. Yıllarca gözleri kör bir halde yitirdiği Rapunzele gözyaşları dökerek ormanda dolaşıp durmuş ve sadece bitki kökü ve yabani yemiş yiyerek yaşamış.
    Derken bir gün Rapunzelin yaşadığı çöle varmış. Uzaklardan şarkı söyleyen tatlı bir ses gelmiş kulaklarına. "Rapunzel! Rapunzel!" diye seslenmiş. Rapunzel, prensini görünce sevinçten bir çığlık atmış ve Rapunzel'in iki damla mutluluk göz yaşı Prensin gözlerine akmış. Birden bir mucize olmuş, Prensin gözleri açılmış ve Prens görmeye başlamış.

    Birlikte mutlu bir şekilde Prensin ülkesine gitmişler. Orada halk onları sevinçle karşılamış. Mutlulukları ömür boyu hiç bozulmamış.
    --spoiler--
    6 ...
  35. 21.
  36. --spoiler--
    rapunzel aslında kısa saç sana çok yakışır.
    --spoiler--

    (bkz: erdil yaşaroğlu)
    5 ...
  37. 22.
  38. koltukaltı tüylerini de yürüyen merdiven olarak kullanan cins aşık.
    1 ...
  39. 23.
  40. mutlu biten bir masalın kahramanıdır...

    aslında faydasız yazacaklarım biliyorum, hem de adım gibi, pardon ben adımı unuttum ama bunu biliyorum işte... bir işe yaramayacak ne yapsam, açlığı bastırmak için sigara içmek gibi bir şey yaptığım...

    ama yok rapunzel yazmayacağım bu sefer... saklamıştım yazacaklarımı ama çıkarmıyorum ortaya... çünkü sen, kaleye hapsettin bizi, ayrı kalelerdeyiz... sen şimdi başkasının prensesi, ben başkasının prensiyim...
    ve bu son yazışım senin için... bizim için...
    saçlarına iyi bak rapunzel...

    not:**
    0 ...
  41. 24.
  42. dave matthews band imzalı bir efsane. yaklaşık 6 dakikalık bir ziyafet. müziğin kulakları önce doldurup sonra da doyurduğu bir yapıt. before these crowded streets albümünden.

    sözler şu şekilde gelişmektedir;

    Ha, open wide
    All so good Ill eat you
    Take me for a ride
    In your sweet delicious,
    Perfect little mouth
    There upon I linger
    You will have no doubt
    Ill do my best for you Ill do
    Love...
    Lets stop to get it going
    Lost myself just thinking
    bout the two of us
    From each other drinking
    Begin with the lips
    Fingertips and kissing
    Turn me inside out
    I do my best for you
    Up and down we go
    From the top you push me
    This is such a thrill
    Lost in love and dancing
    Shake your tamborine
    You blow my head open
    Of one thing for sure
    I do my best for you Ill do
    For you I would crawl
    Through the darkest dungeon
    Climb the castle wall
    If your my rapunzel
    You let down your hair
    Right in through your window
    Good they locked the door cuz
    I'll do my best for you I'll do
    I think the world of you
    All of my heart I do
    Blood through my veins for you
    You alone have all of me
    I give my world to you
    To you I'll be true
    From you my strength is full
    To carry your burdens too
    Too good to be real
    Smell of something cooking
    You my soul to steal
    Food of love were filling
    What youve given me
    For it there is no measure
    Of one thing I am sure
    I'll give my best for you
    Hip lock up so tight
    You know drive me crazy
    Crazy is alright
    With you lookin at me
    You make me feel high
    Every single thing you do to me
    Is like I'm drunk
    Given me given me
    The shiver

    *
    1 ...
  43. 25.
  44. Daniela Mercury'nin Feijao Com Arroz adlı albümünden aslında hepimizin baya bildiği tadından yenmeyen bir parça:

    jogue as suas transas de mel
    rapunzel, rapunzel
    lá no corredor do borel
    rapunzel, rapunzel
    lá no baracão tem sossego
    passo cedo, passo cedo

    e dou um grito grão de bololô
    e verso nós imenso amor

    o amor de julieta e romeu
    o amor de julieta e romeu
    igualzinho o meu e seu
    igualzinho o meu e seu

    o amor de julieta e romeu
    o amor de julieta e romeu
    igualzinho o meu e seu
    igualzinho o meu e seu

    jogue as suas transas de mel
    rapunzel, rapunzel
    lá no corredor do borel
    rapunzel, rapunzel
    lá no baracão tem sossego
    passo cedo, passo cedo

    e dou um grito grão de bololô
    e verso nós imenso amor

    o amor de julieta e romeu
    o amor de julieta e romeu
    igualzinho o meu e seu
    igualzinho o meu e seu

    no calendário é flor e anda
    nu na varanda

    e sondo o brocotó do ti-ioiô
    e verso nós imenso amor

    vamos embora na ladeira
    vamos embora na lagoa
    0 ...
© 2025 uludağ sözlük