sürekli kötü biriymiş gibi gösterildi, halka hep şerefsiz biri gibi tanıtıldı. kendisi zaten bu kahpe dünyaya ait olmadığının en başından beri farkındaydı.
jon snow gibi kendisini yetiştiren babasına asilik edip kış tepesine gitmemiş, en yakın silah arkadaşlarını düşmanı olan barbarlara satmamış, hocasına yalakalık yaparak lord olmamış, sevgilisini yüz üstü bırakmamış iyi yürekli ademdi.
iyilik dolu bu adam, malesef meme ve intikam meraklısı game of thrones izleyicileri tarafından hep kötülendi.
oysa kendisi hain greyjoy'un psikopatolojik sorunları ile yakından ilgilenerek onu eğitmiş, o terbiyesiz, sapık, çocuk katilinden iyilik dolu efendi bir adam yaratmak için günlerini heba etmişti.. herkesin ölmesini istediği anda da greyjoy'u kişisel asistanı yaparak kol kanat gerecek kadar yüreklilik göstermiş hatta babasına karşı bile savunmuştu.
sadece yardımsever bir adam değildi ramsay.
hayatta kalmak uğruna babasını satan ve little finger ın fahişesi olmak üzere olan salak sansa stark ile evlenerek ona itibar kazandırmış, istese fahişe gibi kullanabileceğini bilmesine rağmen telli duvaklı düğün yapmıştı.
sadece hümanist değildi ramsay, aynı zamanda yürekten sevdiği ve gözü gibi baktığı eşine " sana kaybettiğin toprakları winterfell'i geri vericem " diyecek kadar gözü kara ve duygulu bir aşıktı.
hak ettiği pozisyona gelmek için yalakalık yapmadı, kimseyi kullanmadı, kimseye ihanet etmedi.. adam gibi adamdı.
içindeki insan sevgisi o kadar büyüktü ki insanların köylü bir fahişe diye küçümsediği myranda 'yı bile korur kollar, ona özel ilgi gösterirdi..
ama malesef game of thrones lobisi ve iftiralarına yenik düştü..
içinde bulunduğu kan ve irin dolu yığınların gölgesinde çocukluğunun masum düşlerini yaşatan yardımsever bir yiğitti..
o kötülükten somurtan habis insanlara inat, çocuksu mavi gözlerini tebessüm ederek açar ve gülümseyerek konuşurdu.
ama karşısındakiler hep çıkar peşindeydi.
defalarca kalbi kırıldı, defalarca gizli gizli içine ağladı. kan tükürüp kızılcık şerbeti içtim dedi..
ona bir tatlı tebessümü çok gördüler.. bir gün bile olsun kıyafet değiştirmeyen, dünya malına itibar etmeyen fakir dostu, düşkünlere el uzatan bu adamı itlere yedirdiler..
ne de olsa game of thrones'du.. iyilere yer yoktu..
allah mekanını cennet etsin yiğit adam.. değerini çok sonra laik olduğu için sevilmeyen joffrey gibi anlayacaklar..
yaptıklarıyla dizinin en büyük üç orospu çocuğu sıralamasında başı çeker. bakışları, sinsi gülüşü nefret sebebi. got bir türk dizisi olsa şayet bu herif sokakta erol taş'ın başına gelenlerin mislisini yaşardı.
Karalama kampanyasına kurban giden adam gibi adamdır. O yere göğe sığdırılamayan jon snow gibi ona değer veren kardeşleri, sevgi dolu bir babası olmadan, bir piç olarak tek başına mücadele vermiştir o kurtlar sofrasında. Kendisine verilen hiç bir göreve jon gibi ihanet etmemiş, her birini hakkıyla tamamlamıştır. Yapacam dediğini yapan sözünün eri bir adamken talihsiz bir şekilde kaybettiği savaş hayatına mâl olmuştur. (Hayvanseverdir ayrıca, köpek seven adamdan zarar gelmez)
sürekli kötü biriymiş gibi gösterildi, halka hep şerefsiz biri gibi tanıtıldı. kendisi zaten bu kahpe dünyaya ait olmadığının en başından beri farkındaydı.
jon snow gibi kendisini yetiştiren babasına asilik edip kış tepesine gitmemiş, en yakın silah arkadaşlarını düşmanı olan barbarlara satmamış, hocasına yalakalık yaparak lord olmamış, sevgilisini yüz üstü bırakmamış iyi yürekli ademdi.
iyilik dolu bu adam, malesef meme ve intikam meraklısı game of thrones izleyicileri tarafından hep kötülendi.
oysa kendisi hain greyjoy'un psikopatolojik sorunları ile yakından ilgilenerek onu eğitmiş, o terbiyesiz, sapık, çocuk katilinden iyilik dolu efendi bir adam yaratmak için günlerini heba etmişti.. herkesin ölmesini istediği anda da greyjoy'u kişisel asistanı yaparak kol kanat gerecek kadar yüreklilik göstermiş hatta babasına karşı bile savunmuştu.
sadece yardımsever bir adam değildi ramsay.
hayatta kalmak uğruna babasını satan ve little finger ın fahişesi olmak üzere olan salak sansa stark ile evlenerek ona itibar kazandırmış, istese fahişe gibi kullanabileceğini bilmesine rağmen telli duvaklı düğün yapmıştı.
sadece hümanist değildi ramsay, aynı zamanda yürekten sevdiği ve gözü gibi baktığı eşine " sana kaybettiğin toprakları winterfell'i geri vericem " diyecek kadar gözü kara ve duygulu bir aşıktı.
hak ettiği pozisyona gelmek için yalakalık yapmadı, kimseyi kullanmadı, kimseye ihanet etmedi.. adam gibi adamdı.
içindeki insan sevgisi o kadar büyüktü ki insanların köylü bir fahişe diye küçümsediği myranda 'yı bile korur kollar, ona özel ilgi gösterirdi..
ama malesef game of thrones lobisi ve iftiralarına yenik düştü..
içinde bulunduğu kan ve irin dolu yığınların gölgesinde çocukluğunun masum düşlerini yaşatan yardımsever bir yiğitti..
o kötülükten somurtan habis insanlara inat, çocuksu mavi gözlerini tebessüm ederek açar ve gülümseyerek konuşurdu.
ama karşısındakiler hep çıkar peşindeydi.
defalarca kalbi kırıldı, defalarca gizli gizli içine ağladı. kan tükürüp kızılcık şerbeti içtim dedi..
ona bir tatlı tebessümü çok gördüler.. bir gün bile olsun kıyafet değiştirmeyen, dünya malına itibar etmeyen fakir dostu, düşkünlere el uzatan bu adamı itlere yedirdiler..
ne de olsa game of thrones'du.. iyilere yer yoktu..
allah mekanını cennet etsin yiğit adam.. değerini çok sonra laik olduğu için sevilmeyen joffrey gibi anlayacaklar..
Game of thrones evreninde ne nefret ettigim en cok kufur ettigim karakter.
Bu karakteri canlandiran iwan rheon un aslinda cok duygusal ve tam bir doğa asigi oldugunu ogrendigimde cok sasirmistim. Genellikle bu tarz kotu karakterleri bu kadar iyi canlandirabilenlerin de iclerinde birazda olsa kotuluk oldugunu dusunurdum. Biraz sacma ama benim icin oyleydi. Ama bu oglanimiz tam bir romantik.. oyunculugu muhtesem.
Ya ben onu çok sevmiştim lan. Durun bir saniye açıklayayım, ahah. Hayatına bir hatun girecekti ve onun yumuşak karnını görecektik, niye bu kadar pislik olduğunun bir anlamı olacaktı hah. Gel görelim ki öyle olmadı ve en iğrenç şekilde öldü. G.r.r martin beycim ne yaptınız hayallerim vardı. Eheh.