elbette halkın çoğu oruç tutarken göz önünde yemek yemek hoş bir davranış değildir. ama öte yandan da, hastası da vardır, seferisi de vardır, gayrımüslimi de vardır. sonuçta lokanta da işyeridir. dolayısıyla ramazanda lokantada yemek yiyenlere de vur abalıya yapmak doğru değildir.
sakinliktir, duruluktur, saygı duyulasıdır. (bkz: insani ihtiyaç)
"Allah bize o gücü verir" şiarıyla oruç tutanların yersiz gerilmesi sonucu açılan başlıktır. ayrıca akp sayesinde doyasıya yaşayabildiğimiz tek şey işsizliktir, türevinde sefalettir, türevinde açlıktır..
Oruç tutanların bunu bir zorunluluk degilde nefislerine hakim olmak olarak görmeleri gerektigini düşünüyorum. Oruç tutmayanların yaptıklarını söyleyerek nerelere gelinmek istendigi aşikardır.
oruç tutan ama nefsine hakim olamayan ham ervahın, oruç tutmayanlara çemkirmesi sonucu yumurtladığı cümle.
benim oruç tutmamam ve senin gözünün önünde yemek yemek, sana nefsini yenmen için fırsat sunar sadece. ha sen allah'a yalakalanmak için ibadet ediyorsan, çemkirirsein böyle: "allahım bak o yedi ben yemedim" diye. gerçekten bu dinci yobaz taklavatı en çok kendi davranışları ve sözleri rezil ediyor.
lokantaya gitmenin derken konuyu biraz açmak gerek. mesela bir insan vardır ramazanda oruç tutmaz ki bu onun en doğal hakkıdır sonuçta allahla onun arasındadır ama gider lokantanın oruç tutan insanlarının onu göremeyeceği dip kısımlarına oturur. Bu yüzsüzlük değilir tam aksine ince fikirli ve saygılı bir davranıştır. Fakat bir insan vardır oruç tutmaz ve gider lokantanın caddeye en yakın kısmına oturur bu insan düşüncesiz ve saygısızdır. Ve aynı zamanda bencede yüzsüzdür.