1875 prag doğumlu, gelmiş geçmiş en iyi şairlerden biri olarak nitelendirilen kişidir.
rilke'den önce dünyaya gelen ve ölen kız çocuğunun etkisiyle, 6 yaşına kadar annesi tarafından bir kız gibi yetiştirilmiştir. "ben sevemem, annemi sevmedim ki" sözü annesiyle olan ilişkisinin ekilerini çok net gösterir.
ruhsal bunalımlar içinde olduğu bir sıra, dostları psikoterapiyi öneriyor. o da kabul ediyor ama randevu saati gelince gitmekten vazgeçip: şeytanlarımı kovalayayım derken, meleklerimi ürkütmekten korktum diyor. onun için içe kapalı ve ince sezişlerin ozanı tanımlaması yapılır. lou salome'yle yaşadığı aşk da eserlerine ilham kaynağı olmuştur.
“Yüzlerini sabaha döndürünce sokaklar,
Umduğunu bulamamış, üzgün, yaslı
Ayrılınca birbirinden gövdeler;
Ve insanlar karşılıklı nefretler içinde
Yatarken aynı yatakta yan yana:
...ölüm, bizden öteye dönük olan bizim aydınlatamadığımız yüzüdür yaşamın. gerçek yaşam biçimi her iki bölgeye uzanır, en büyük kan dolaşımı her ikisi boyunca.. yapılması gereken burada bakılmış, dokunulmuş olanı, o daha geniş çemberin içine almak. gölgesiyle yeryüzünü karartan bir öbür dünyaya değil bir bütüne, bütünün kendisine.. evet bizim ödevimiz bu, gidici, dayanıksız olan yeryüzünü öyle derin, öyle acıyla, tutkuyla kavramak ki onun özü görünmez olarak bizde yeniden dirilsin. bizler görünmez'in arılarıyız. çılgın gibi topluyoruz gözünüzün balını görünmez'in büyük altın kovanında biriktirip saklamak için.
mezar taşında şöyle yazar : gül ey saf çelişki, bütün göz kapaklarının altında hiçkimsenin uykusu olamamanın sevinci.
Gerçi saklandığı yere, o pek yüce olan
Girince bir bakışta tanınan Melek
Dimdik ve görkemli parıltılar salan:
Yalvardı bütün iddialardan vazgeçerek
izin verilsin diye gezgin kalmasına
Eskisi gibi, dalgın bir tacir olarak yani;
Okumuşluğu yoktu, fazla gelirdi ona da
Bilginlere de görmek sözün böylesini.
ithaki tarafından tüm öyküleri yayınlanıştır; ama şiir anlamında pek o kadar parlak değildir yayınlananlar. ''bana tören'' ile diğer kitabı yüksel pazarkaya tarafından çevrilmiştir;[sadece cem yayınevi tarafındna çıkarılanlar için konuşuyorum] fakat yaşanan sorun aynı; ''kafiyeye uyucam diye yapmacıklığa düşmek''. belki de şiirin çevrilemeyişinin en büyük nedenlerinden birisi; ama gene de ellerine sağlık. Rilke'nin şiirlerinin çevirmeye kalkışmak bile büyük cesaret örneği olsa gerek.