aynı radyo tiyatrosu dinlemek gibidir. spikerin maç esnasında anlattığı pozisyonların zihinde hayal edilerek yaşamaya çalışıldığı eğlencedir. daha eski yıllarda "metin oktay, ceza sahasına sağdan girdi, şutunu attı ve gol! " , mesela "cemil turan, şık bir pas ile takımı atağa kaldırdı" ya da "kaleci turgay, tıpkı bir duvar gibi rakip takıma geçit vermiyor."
aynı bunlar gibi örneklerle birçok pozisyon o dönemin hayal dünyasının ürünleri olmuştur.
Son yıllarda lig TV tüm maçları canlı yayınladığı için ve periscope gibi programlar sayesinde birçok kişi maç izleyebildiği için eski popülaritesini yitirmiştir. Yine de bir cumartesi pazar günü çarşıya gezmeye çıkarsanız birçok sokak satıcısının bu geleneği devam ettirmeye çalıştığını görürsünüz.
ceza yayı çizgisinin 6 metre gerisinden kaleyi cepheden gören bir noktadan serbest vuruş kullanılacağı zaman o görüntüyü zihnimde canlandırmayı seviyorum.
Simdiki tv spikerlerinin 1 gram bile ders cikartmadigi maclari dinledik. Goruntu yok, yayin yok heyecan bok gibi. Şimdi yayin sifresiz, görüntü 4k heyecan sifir amk. Az once gaassaray macini izlerken spikerin ninni gibi yorumlari uyuttu beni. Rüyamda gassaray 2-0 yeniliyodum kan ter icinde uyandim.
2011-2012 sezonunda neredeyse tüm maçları radyodan dinlemistim. totemim olmustu artık. radyodan dinlemedigim maclar ya berabere ya da yenilgiyle bitiyordu.
öylesine heyecanlı anlatılır ki adamı boş yere strese sokar. an itibariyle bjk-fb maçını dinlemekteyim. 2 spiker var, ikisi de birbirinden deli, heyecanlı anlatıyor. maçı izleyen arkadaşlara soruyorum; "yok lan bir bok yok maçta" diyorlar. kime inanalım anasını satayım?