quentin tarantino

entry475 galeri52 video6
    73.
  1. http://caglaryildiz.blogs...7/quentin-tarantinos.html

    çağlar yıldız tarafından kendisiyle ilgili yazılmış muazzam bir yazı.
    3 ...
  2. 72.
  3. 71.
  4. kankası robert rodriguez ile güzel işlere imza atmış dahi yönetmen.
    2 ...
  5. 70.
  6. sinamanın dahi adamı. geçen gün kendisini anlatan bir belgeselde "tanrı beni dünya'ya mükemmel bir film yapmam için yolladığına inanıyordum ve o filmi yapmadan beni öldürmeyeceğine o kadar emindim ki los angles'ta depremler olduğunda apartmanından dışarı bile inmiyor, depremin tadını çıkarıyordum. evet, beni öldürmeyecekti. tabi pulp fiction'u yapana kadar. artık yolda rahat yürüyemiyorum. her an öleceğini düşünmek korkutuyor insanı" diye orjinal bir dünyaya geliş amacını belirten adam. filmleri de orjinaldir. basit konuları, çarpıcı repliklere mükemmel karakterler eşliğinde getirerek izlenilesi hatta çarpıcı film yapar her defasında. flashback'leri çok sever, yerinde kullanınca büyüye büyü katar.
    4 ...
  7. 69.
  8. tek açı kamerayla çok büyük işler yapar ayrıca bu yönetmen, diyalog ve repliklere çok önem verir, filmlerini "ucuz" ve "kaliteli" yapan da budur zaten... unutulmaz konuşmalara sahip filmleri vardır..

    (bkz: royale with cheese)
    (bkz: zed is dead baby)
    (bkz: personality goes a long way)
    (bkz: pulp fiction soundtrack)

    neredeyse her filminde bir sahne görünür; bir filmde sıra dışı uzunlukta diyaloglar ve ironi-komik olaylar oluyorsa emin olun tarantino senaryosudur...

    son olarak japon yapımı bir film olan "sukiyaki western django" adlı filmde "story teller" olarak gördük kendisini; yönetmenlikte de yardımlarını esirgememiş...

    bir de şuna ; (bkz: grand theft parsons)
    2 ...
  9. 68.
  10. son filmiyle * yine sinemaya can vermiş yönetmendir kendisi, muhteşem senaryoları neden başka yönetmenlere verir, hala anlayabilmiş değilim...

    (bkz: natural born killers)
    (bkz: hostel)
    (bkz: from dusk till dawn)
    (bkz: planet terror)

    robert rodriguez i meşhur etmiştir ayrıca, hatta tarantino olmasaydı, rodriguezin filmleri bir b.ka benzemezdi de diyebiliriz.
    2 ...
  11. 67.
  12. gün itibariyle 45 yaşına girmiş yönetmen.
    3 ...
  13. 66.
  14. kendisi tam bir sinefillikten yönetmen olmuş bir şahıstır. bir gün intihar etmeye karar vermiş, ve izlediği bir uzakdoğu filminden de etkilenerek. küvete suyu doldurmuş ve içine girmiş, bileklerini kesip öyle ölmek istemiş. tam bu sırada tv de çıkan bi program yüzünden * kahkahalar atmaya başlamış * ve vazgeçmiş o gün orda tönetmen olmayı kafasına koymuş bizim eleman.
    2 ...
  15. 65.
  16. sinemayı müzik ile kutsayan adam. bitmek tükenmek bilmeyen uzun ama keskin bir zeka ürünü olan diyaloglar, ayak fetişizmi, kült filmlere yapılan göndermeler gibi izlenilen bir filmin ona ait olduğunu anlamanın yollarından birisi de dinlendiği anda zihinde kullanıldığı sahneyi canlandıran film müzikleridir. (bkz: #3085557)

    pulp fiction ile ruhumuza enjekte ettiği girl you ll be a woman soon misali death proof'ta lap dance sahnesinde kullandığı down in mexico ve filmin sonunda çalan chick habit'te dinle dinle bıkılmaz ve her dinlediğinde sahneyi yeniden izleme isteği veren şarkılardandır.

    edit: anahtar kelimelerin tarantino ve film müzikleri olduğu bir entryde kill bill ikilisinin soundtracklerinden bahsetmediğim için çok pişmanım. en azından Don't Let Me Be Misunderstood ve Goodnight Moon'u örnek verebilirdim :(
    4 ...
  17. 64.
  18. diyalogların efendisi.filmlerinde geçen diyaloglarla birçok yönetmenin binlerce filmde veremeyeceğini iki dakikada veren adam. (bkz: rezervuar köpekleri)
    2 ...
  19. 63.
  20. pedro almodovar'ın matador adlı filmini izleyip, "bir gün açılış sahnesi böyle olan filmler çekicem" demiş biri. "bunu yapmana izin vermezler" diye çıkışanlara ise "onlar da kim? kimseye beni yargılama hakkı vermedim" demiş cesur biri.
    kill bill'i çekmeyi everest'e tırmanmaya benzetiyor.
    şiddeti sinemaya taşımanın kolaylığını vurguluyor ayrıca.*
    2 ...
  21. 62.
  22. * iconoclasts programında "tanrı beni,çok güzel bir film yapmadan öldürmez diye düşünüyordum hep,evet bundan emindim hatta.mesela deprem olurdu ben yataktan kalkmazdım,bilirdim çünkü tanrı beni öldürmeyecek,depremin keyfini çıkarırdım...ta ki pulp fiction'a kadar, o filmden sonra korkmaya başladım " diyen yönetişimci, kansever, ayaksever, -hikaye anlatmayı herkes sever- ama bu adam özgün bir şekilde anlatmayı sever ve de; *
    8 ...
  23. 61.
  24. 29 subat 2008 de ntv de yayınlanan (bkz: iconoclasts) a konuk olarak sempatikliğiyle bir kere daha gonulleri fethetmiştir.
    pulp fiction için 'çektiğim en guzel film,bitince tamam dedim artık ölebilirim bundan iyisi olamaz' demiştir.ama ölmesindir,daha ne kill bill ler ne resorvoir dogs lar çekip bizi mesut edecektir.
    4 ...
  25. 60.
  26. göstermenin sorumluluğuna inanan. halı dibindeki tırnakları, pis kül tablasını,seramik çiziklerini,testis yumuşaklığını,hafızasına nakş eden uçuk yönetmen...
    2 ...
  27. 59.
  28. sinema hayranlığı çalışmakta olduğu video kiralama dükkanında seyrettiği filmler ile başlamıştır, bu yüzden sinemaya emek vermiş tüm yönetmenleri neredeyse hatim etmiştir, bu sayede kendisine çok özgün ve benzeri olmayan bir tarz yaratmış bir çok sinema severin gönlünde taht kurmuştur.

    öncelikle true romance'in senaryosunu yazmış daha sonra ise natural born killers'ın senaryosunu yazarak bu oliver stone isimli zat-ı muhteremin eline vermiştir fakat filmi beğenmemesi nedeni ile isminin çıkartılmasını istemiştir. topladığı para ile bir çok kişiyi kendine hayran bırakan ve kariyerine altın harflerle yazılan, amerikan film endüstrisine göbekten girip şaşkına çeviren ünlü filmi reservoir dogs'u çekmiştir. daha sonra ise bir çok insanda hayranlık uyandıran siddetin, duygusallığın, nefretin, dindarlığın ne kadar içiçe ve sarmal örgülerle bezenmiş duygular olduğunu sinema seyircisine hissettiren, ayak fetişistlerine özgürlük diye bas bas bağıran filmi pulp fiction'ı yapmıştır.

    daha sonra ise yine çok ünlü bir filmi olan from dusk till dawn'ı biz sinemaseverlerin önüne sunmuş ve yine çok başarılı bir iş çıkartmıştır

    şimdilerde ise fırtına gibi esen ve insanları kendisine hayran bırakan olağanüstü film kill bill'i çekerek kendisini bugünlere getiren insanlar diye atıfta bulunduğu uzakdoğulu yönetmenlere saygısını göstermiştir.

    olağanüstü şiddet sahnelerini, akılalmaz bir duygusallıkla bezeyen quentin tarantino her filminde izleyicisini şaşırtmayı başarabilen ve her zaman yin'in bir de yang tarafı olduğunu gösterebilen ender derecede başarılı yönetmenlerdendir. ölmüş, hayatı kaymış, artık 3. sınıf aktör konumuna gelmiş oyuncuları kendi hazırladığı olağanüstü diyaloglarla yeniden dirilten, onlara sinemanın kapılarını tekrar açan ve oyuncunun içerisindeki potansiyeli zirveye çıkartmayı başarabilen çok yetenekli bir yonetmendir kendileri. flashbacklerle filmlerinin kurgusunu hazırlayan tarantino'nun filmlerini bir tür kalp elektrosu çizgisine benzetebiliriz kendisi gerilimi ve şiddeti zaman zaman tırmandırmakta daha sonra ise aynı biçemde aşağıya çekmekte, seyirciye rahat bir soluk aldırmaktadır.

    kendisine uyuşturucuya ve suça teşvik ettiği konusunda sayısız eleştiri gelmiştir fakat tarantino suçu, şiddeti ve uyuşturucuyu öylesine güzel işlemiştir ve yermiştir ki, kullanımının yarattığı sıkıntılar da filmde uyuşturucu kullanan insanların renkli yaşamları kadar göze sokulmuştur.

    kendisi filmlerinde inanılmaz mükemmellikte sahneler kurgulamakta ve birbirinden güzel iki kadının can hıraş savaşını, estetik olarak mükemmel gözüken bir ortamda yaptırarak seyirciyi karmaşık tezatlar içine sokmaktadır. ayrıca filmlerinin kurgusunda ve montajında kesme tekniğini başarı ile kullanır aynı başarıyı silme tekniğinde de gösterdiği söylenilebilir.

    filmleri için seçtiği soundtrackler de mükemmeldir ve her filminin ardından merak unsuru uyandıran, acaba bu parça nedir soruları sordurtan bir yönetmendir.

    yakaladığı tarz neticesinde kendinden sonra çekilen kendi tarzındaki filmlere tarantino tarzı filmler denilmesine neden olmuştur.

    tarantino aynı zamanda hollywood dünyasının kendine ve amerikan medyası ile yaşayış stiline de her filmde göndermeler yaparak sosyal sorumluluğunu da yerine getiren bir yönetmendir.

    son olarak her filminde en az bir kare görünür ve oyunculuğunu sergiler özellikle pulp fiction daki oyunculuğu takdire şayandır...
    3 ...
  29. 58.
  30. Hayal gücü ve dehasına hayran olunmaması mümkün olmayan ayak fetişisti.
    3 ...
  31. 57.
  32. japonya semalarına red apple reklam panosu diktirmiş yüce insan.
    4 ...
  33. 56.
  34. siddeti makyajlamadan oldugu gibi gosteren, her filmi zeka kokan super otesi yonetmen. ciddi bir ayak severlilik durumu vardir, nitekim kendisi defalarca bunu itiraf etmistir. sanki inkar etse biz inanicagiz!
    2 ...
  35. 55.
  36. didem olmasa gündemine dahi giremeyeceği abazaların * * bile tanıdığı ama yer yer iyi işler de yapmış, * fetişist * yönetmen.
    3 ...
  37. 54.
  38. ayak fetişisti deyyus, git birde didem erol' a ayak masajı yap. bakın hele dostlar şuna, ne yapmaya çalışıyor acaba? gerçi biz bunu kill bill de uma thurmannın 43 numara ayaklarını izlerken anlamıştık fakat yine de bir umut vardı. olmadı didem erol açıkladı, kocaman hayal kırıklığı. yazıklar olsun.
    3 ...
  39. 53.
  40. 52.
  41. uzak doğu sinemasından bu denli iyi işler çıkmasa idi bir halt olamayacak yönetmendir.
    2 ...
  42. 51.
  43. rezervuar köpekleri'nde ırkçı ilan edilmiş, pulp fiction'da bunları aşmak için oldukça hassas davranmış fakat filmin bu yönden dengesi sayılabilecek rolü bizzat oynayıp "ölü zenci deposu" diye diye anlaşılmamayı sürdürmüş*, bunun üzerine çektiği siyahi sömürü filmi; jackie brown ile müthiş ayar vermiş, şöyle bi silkinmiş, ustadır efendim.

    ayrıca dvd kutusu kırılınca yas tutabileceğim eserlerin yaratıcısı. olsun tam pulp oldu işte. ~ ~
    4 ...
  44. 50.
  45. didem erol'la birlikteliği olan yönetmenmiş.
    2 ...
  46. 49.
  47. yaşayan en büyük yönetmen. aynı zamanda senaryo yazarı, yapımcı ve r.rodrigez in kankası.
    2 ...
© 2025 uludağ sözlük