çalıştığı video dükkanından, ödünç aldığı yüzlerce filmden sinemayı öğrenmiş başarılı amerikalı bir yönetmendir. eğitim durumu, lise terktir. 1992 yapımı " revervurar köpekleri " ile sadık tarantino kitlesinin temelini atmıştır. şiddeti normalleştirmekle kalmamış adeta şiirselleştirmiştir. quentin tarantino'nun uma thurman'la devri ise 1994 yapımı " pulp fiction " ile başlar. 2003 yapımı " kill bill " ile devam etmiştir.
jim jarmusch'un şu sözlerini çok iyi anlayan ve uygulayan sinemacı. belki bu sözleri hiç duymadı ama hayranı olduğu jean-luc godard'ın bir cümlesiyle tamamlanan bu sözleri uygulayan adam olarak canlı örnektir kendisi. belki bu sözleri söyleyen jim jarmusch'un hayal bile edemeyeceği kadar müthiş uygulayan.
hiçbir şey orijinal değildir.
hayalgücünüzü gazlayan, sizi ilhamla titreştiren heryerden çalın.
eski filmlerden, yeni filmlerden, müzikten, kitaplardan, resimlerden, fotoğraflardan, şiirlerden, rüyalardan, rastgele sohbetlerden, mimariden, köprülerden, tabelalardan, ağaçlardan, bulutlardan, sulak havzalardan, ışık ve gölgelerden beslenin.
sadece ve sadece ruhunuza seslenen şeyleri malzeme alın.
bunu yaparsanız işiniz (ve hırsızlığınız) özgün olur.
özgünlük paha biçilmez, orijinallik safsatadır.
bunları yaptıktan sonra da hırsızlığınızı saklamakla uğraşmayın, tam tersine değerini bilin. jean-luc godardın "nerden aldığınız değil nereye götürdüğünüz önemlidir." sözünü hep aklınızda tutun.
kara mizahı filmlerinde devamlı kullanan kişidir kendileri. bir filmde elektirik faturasından, işyerindeki küçük pürüzlerden ya da güncel basit bir konudan bahsedilirken, bir anda silahlar patlıyor ve birinin beyni dağılıyorsa, o filmde tarantino'nun etkisi vardır diyebiliriz.
filmlerinin birçoğunda yakaladığı tam anlamıyla dört dörtlük kurgunun yanındaki karakterler arasında geçen olağanüstü diyaloglarla filmlerini sıkıcılıktan uzaklaştırıp tamamından keyif almamızı sağlayan hayran olunası senarist, yapımcı, yönetmen, oyuncu, kameraman, aranjör, temizlikçi, çaycı vs. bunun dışında mükemmel bir müzik zevkine de sahip. öyle ki şu şarkıyı keşfetmeme pulp fiction ile aracılık etmişti;
filmleri herkese hitap etmeyen yönetmendir. belli bir imzası vardır. filmlerini izleyen bir insan bir kaç sahneden sonra bu kesin tarantino filmi diyebilir. filmlerinde ki diyaloglar, sahnelerin çekim teknikleri, seçtiği müzikler çok başarılıdır. dünyadaki en iyi yönetmen değildir belki ama en yaratıcı yönetmenlerden biridir bence. stanley kubrick'ten sonra tabi ki.
Dizi yapsın dediğim adamdır.Filmlerinin genelinde başlıklara ve bölümlere ayrılma söz konusu.Ha o dizilerde, filmlerde yaptıklarını yapabilir mi orası biraz muamma.Televizyonla sinema bir değil tabii.
1996 yılında kendisiyle yapılan röportajdan bir kesit;
- Filmlerin insanların davranışları üzerinde etkisi olduğu kanısında mısınız ?
+ filmleri bu kadar çok sevip bir yönetmen olmak istemeseydim bir suçlu olurdum. o hayat tarzı beni cezbediyor. 17-18 yaşımdayken şuna inanırdım; en fazla bir honda arabaya binebilmek için dokuzdan beşe kadar sevmediğim bir işte çalışmayacağım. canım ne isterse onu yapacağım. üç defa hapse atıldım - üçü de abuk subuk sebeplerdendi - ama para ödemektense hapse girmeyi tercih ederim.
- örneğin arabanızın park ücretlerini ödememek gibi mi ?
+ evet onlarca defa ceza aldım. arabamın ödenmemiş bir sürü cezası vardı.
- sonuç olarak sizin ekrandaki şiddetten hoşlanıyor olmanız gerçek hayattaki şiddetten hoşlandığınız anlamına gelmiyor yani.
+ gerçek hayatta şiddetten hiç hoşlanmıyorum. kavga etmekten hiçbir zaman keyif almadım. kavga ederken karşımdakini öldürecekmiş gibi dövüşürdüm. çünkü onun beni öldürmek istediğini düşünürdüm. silah kullanmamamın bir sebebi de şu; eğer on iki yaşında bir hırsız evime girerse onu öldürürüm. kimsenin benim evime girmeye hakkı yok. en kötü ihtimali düşünmek zorndayım. polis gelene kadar beklemem, onu yaralayacak şekilde ateş etmem. öldürene kadar bütün kurşunları üzerine boşaltırım. sanatım söz konusu olduğunda da aynı şeyi hissediyorum. çektiğim filmi hiç kimsenin beni mutsuz edecek bir noktaya getirmesine izin vermem.
-başınıza hiç böyle birşey geldi mi ?
+ tam anlamıyla hayır. böyle bir korkum yok. çünkü negatifi yakarım. 20 milyon dolar -hoop- çöpe gider.