bireysel silahlanma fikrinin kitlelere yayılması açısından tehlikeli bir varsayım.
bu varsayamın konusu, yakın bir akademisyen tanıdığımızın, avrupa’da bir üniversitede düzenlenen seminerde konu ile alakalı bir profesör tarafından düzenlenen konuşmasından kesitler barındırıyor. kendisi bize bu konuşmadan bazı önemli noktaları aktardı ve öğrendiklerimiz karşısında şaşırdık, etkilendik. bazı korkutucu noktaları da olan bu konuşmanın özetini buraya bırakayım.
bildiğimiz üzere pubg bir oyun, amacı hayatta kalmak için diğer oyuncuları öldürmek olan bir oyun. hem pc, hem ps hem de mobil sürümleri mevcut. en güçlü bilgisayardan en basit telefona kadar her türlü mecrada insanların hayatına girmiş durumda. bu profesörün seminerde bireysel silahlanma ile ilgili yaptığı bir araştırmada ilginç sonuçlara ulaştığını, şaşırtıcı sonuçlar elde ettiğini söyledi ayrıca ucu bu oyuna da dokunuyor.
yapılan araştırmda yaşı 12-18 aralığındaki gençlerin bu oyunla tanışmadan önce silah modellerini bilmediklerini, mermi çeşitleri ile ilgili herhangi bir bilgilerinin olmadığını ortaya koymuş. bildiğimiz üzere pubg silahlar üzerine temelleri atılmış çok detaylı ve profesyonel bir silah oyunu. bu gençlerin silahların marka ve modellerini ezberlemiş olması ve hatta bu silahların daha iyi kullanılabilmesi için üretilen ek ekipmanların detaylarını bile bilmesi ürkütücü bir boyut almış durumda. önemli bir detay da oyunun çok gerçekçi bir ‘insan öldürme’ simülasyonu olması. kısacası bireysel silahlanma üzerine bir antrenman yapıldığından, alıştırma süreci olarak dizayn edildiğinden bahsediyor. oyunda insanın hayatta kalmak için ilkel yönlerini ortaya çıkarması ve tüm bu ilkel duyguların yanında bu işin teknik bilgilerini de bu oyunla öğrenmesi korkutucu.
ellerine gerçek bir silah bile almamış bu gençlerin teoride bu kadar ileri boyutta bilgi sahibi olması doğal olarak onları bireysel silahlanma adına bir istek çemberi içinde arayışlara itiyormuş. sanıyorum bu oyundan etkilenerek bir çocuğun cinayet işlediği bilgisi de verilmiş konuşmada hatta bu olay ülkemizde de haber yapılmış.
şöyle bir baktığımızda korkutucu bir gerçekle karşılaşıyoruz. bu çocuklar, mermi çeşitlerinden, silahın performansını artıran eklentilerine kadar tüm detayları oynamamaları gereken bir oyundan öğreniyorlar. bomba gibi kitlesel bir ölüm makinasının nasıl ve ne mesafede kullanılabileceğine, hangi stratejik hamleleri yapıp rakip takımı yok edeceklerine dair bilgi sahibi oluyorlar ve bunları binlerce kez deneyimliyorlar. hem de gerçeğe çok yakın bir simülasyonda.
biraz üzerine düşününce konuyla ilgili bir çok varsayım insanın aklına geliyor. 7’den 77’ye oynan bu hayatta kalma oyunu oyuncuya sadece teorik bilgiyi değil birebir savaş ortamını, vahişiliği ve hayatta kalmak için diğerlerini öldürmesi gerektiği fikrini nakşediyor.
sanıyorum bu kadar büyük bir kitleye bu oyunu yaymak, sunmak, reklamını yapmak konusunda bir destek alıyorlardır.
profesörün sorduğu soru şu; bu oyunun dinamikleri neyi teşvik ediyor. oyuncular neye hazırlanıyor ve bu derin silah bilgisi neden bu kadar detaylı işlenerek kontrolü yapılamayan yaş aralıklarına hitap edecek şekilde ulaşılabilir oluyor?
çok ilginç bir konu ve dikkat çekici de. sanırım sosyal medya sitelerinde bu oyunun yayıncılar tarafından en popüler konu başlığı olduğunu bilmek de kitlenin ne kadar büyük olduğunun bir göstergesi. bir gün insanların sürüklendiği bir çatışma ortamında bu oyundan öğrendikleri ile hayatta kalmaya çalışması fikri gerçekten korkunç. ekip olmak, insan öldürmek, ekipman çeşitliliğine sahip olmak, ilkel güdüleri sınırı alınamayan noktalara ulaştırmak. bu oyun bunun antrenmanını en üst düzey gerçeklikte yaşı çok küçük çocuklara ulaştırıyor. bu çocuklar yaş olarak gördükleri her şeyden etkilenmek için biçilmiş kaftanlar. tıpkı sigara içen rol modellerini örnek almaları gibi, sigaraya ulaşabiliyorlar ve rol modellerini taklit ediyorlar ama silahlara ulaşamıyorlar. ya bir gün belli bir yaşa geldiklerinde ulaşırlarlarsa?
yurtdışında bir askeri birlikte görev yapan askelere komutanları tarafından önerilmiş bir oyundan bahsediyoruz. hem de şu cümlelerle; ‘’bu oyunu oynayın, olası bir durumda düşmana karşı nasıl pozisyon almanız gerektiğini ve bu pozisyonlarda hangi silahların hangi tepkileri verdiğinin antrenmanını yaparsınız, defalarca denersiniz.’
gerçekten korkutucu bir ‘oyun’. bu hipotezin hiçbir zaman teoriye dönüşmemesi umudu ile.
Ben bu olayin 90larin basinda yapay zekalar bizi ele gecirecek “hipotezi” ile farkini goremiyorum. Oyunu tam hatirlamiyorum ama call of duty de dunyada cok iyi oynayan bi oyuncuyu alip gercek silah atisina goturuyorlar ve adamin eli kolu tutmuyor. Aim falan yok. Ha sadece silah ve taktiksel bilgi ise bilmiyorum cok paronoya geldi bana. Ben kendim oynuyorum fakat “vurdulu kirdili” oyunlari keske hic yapmasaydi bu sektor. Hicbir zAman tasvip etmedim. Siddet oyunda bile guzel degil.
insana kendi ayakları üzerinde durarak hayatta kalma güdüsünü geliştirme azmi veren mükemmel bir oyundur kendisi. herkesin kurt olduğu dünyada kuzu olarak kalmanın embesillik olduğunu öğretir. insanın ayaklarını yere bastırır. yeni nesil açısından böyle bir oyunun yaygınlaşması büyük nimet.
Oyunu oynamayı beceremeyenlerin söylediği birtakım sözler. Bizim bilinç altımıza silahlanma eğilimi vermelerine gerek yok zaten silahlı bir milletiz. Silahlarımızı gömmüş olsakta gömdüğümüz yeri unutmadık.
paranoyaksınız. uzun uzun açıklama yazmıştım da tamamlamaya üşendim. kısacası paranoyaksınız.
Bizim gibi ülkelerde ulaşılması neredeyse imkansız, bireysel silahlanmanın çok yaygın olduğu abd de dahi çok zor olan makinelerden bahsediyoruz. Bu yüzden pek mantıklı olduğunu sanmıyorum. Hah eğer paranoyakça düşünmeye devam edip bir anda bir silah şirketinin bu konuda adım attığını görürsek... işte o zaman sıkıntı.
call of duty sen misin?
h1z1, fortnite, call of duty ve red dead bile battle royale oyunu cikartti.
bu arada bu oyun tarzini ilk cikaran h1z1 dir.
bu piyasadanda en cok etkilenen. call of duty dir. sike sike black out u cikarmak zorunda kaldi.
cocuklarda etkilenirse fortnite dan etkilenir ama onda da danslardan etkileniyorlar.
o profesor madem o kadar duyarli silah fabrikalari kapatilmasi icin konussun.
Öncelikle bu tür oyunlar ile aram hiç yoktur. Keyif almam. Yani savunma niyetim bulunmuyor.
Neyse ufak açıklamadan sonra devam edeyim. Pan european game information diye bir kurumdan haberi var mı bu öneriyi ortalığa atanın bilmiyorum ancak pek de bilgisi olmadığı çok açık. Çünkü bu organizasyon oyun geliştiricilerine ürettikleri ürün için yaş kategorileri belirlemelerini ister. Bu yaş sınırını da oyunun her yerinde belirtmek gerekir. Misalen pubg denilen meret, pegi 16'dir. Yani önerilen yaş minimum on altıdır. Daha küçüklere ebeveyn gözetiminde oynatılması ve hatta onların hiç oynamaması belirtilir.
Evet bu koşullar altında da bir çocuk bu oyunu oynayıp çeteleşiyorsa bu oyunun suçu değil, denyo ebeveyninin, koruyucusunun, çevresindeki büyüğünün hatasıdır. Çocuğun eline bir Mal gibi tablet, pc, konsol verip takip etmezseniz, pubg'den daha fazla endişe etmeniz gereken şeylerle ilgilenebilir. Porno bulabilir, vahşet videoları izleyebilir ve hatta pedofili ile karşılaşabilir. Herkesin hemfikir olacağı üzere, 16 yaş sınırı olan bir oyuna göre bunlar daha tehlikelidir.
Sözün özü; ortaya hipotez sıçacağınıza kurumların söylediklerini dinleseniz daha iyi olur. Çoluk çocuğun emrine teknolojiyi sunarken bir yandan da ne halt yediğine dikkat etmeniz lazım gelir. Bir çocuk günde 100 tane gofret yiyebilir lâkin yemesine izin vermezsiniz. Bu da aynı şey.