psikolog ile psikiyatr arasındaki karşılaştırmadır. genelde yanlış yerde kullanılır.
Psikiyatr: Psikiyatrist olmak için 6 yıl genel tıp fakültesi okunur. Bu 6 yılın sonunda "pratisyen doktor" ünvanı alındıktan sonra kişiler alanlarını seçmek için TUS sınavına girerler. TUS sınavında psikiyatri seçmiş ve kazanmış olan doktorlar 2 yıl da uygulamalı uzmanlık eğitimi aldıktan sonra "psikiyatrist" ünvanı alırlar. Ruh sağlığı alanında çalışan tüm uzmanlar arasında ilaç yazma yeterliliği olan sadece psikiyatristlerdir. Bunun dışında hiçbir psikolog, danışman vs. ilaç yazamaz. Ama psikiyatristler de psikoterapi teknikleri hakkında psikologlar kadar bilgili değildirler.
Psikolog: Psikolog olmak için üniversitelerin Psikoloji bölümlerini bitirmek gerekir. 4 yıllık üniversitelerin psikoloji bölümünü bitirenler "psikolog", bunun üzerine 2 yıl daha yüksek lisans yapmış kişiler "uzman psikolog" ünvanlarını alır. Ayrıca eğer lisans eğitimi sonrası "klinik psikoloji" yüksek lisansı yapılmışsa, bu kişiler "klinik psikolog" olurlar. Klinik psikologlar psikoz ve nevrozlarda, hastane ortamlarında psikiyatristlerle birlikte çalışırlar. Dolayısıyla yine bi ruh hastalığı söz konusuysa mutlaka klinik psikologlar tercih edilmelidir. Ama onun dışındaki psikolojik rahatsızlıklarda psikologlardan destek alınmalıdır.
yazar notu: benim anladığım şu; bu dalda bir iş yapacağım diyorsan boşuna tıp okuyup hayatını karartma; git psikoloji oku, kolay yoldan doktor muamelesi gör!
psikiyatr olmak ile psikolog olmak arasinda cok farkv ardir ve her iki meslek grubunada ihtiyac buyuktur. tip kokenli olup, farmakoloji egitimi almis psikiyatrlarin varligi sinir bilimlerini ilerletici bir alandir. ancak olguyu sadece farmakoloji ile sinirlandirmamak gerekir. ilac ile sagaltim belli tip hastaliklar icin daha iyiyken, bazi hastaliklar icin ilac ve terappi bazilari icin ise sadece terapi gerekir. eger bir psikolog, kendi meslek grubunu onaylayan ve saygi ile kabul eden bir psikiyatr ile calisma sansi elde ederse, heer iki meslke grubunun bir arada calismayi nasil keyifli hale getirebilecegini gorur. ancak psikooglari dislayan bir psikiyatr, eziyet edecektir. ayrica artik ilac firmalarinin destegi ile psikiyatrlarda terapi egitimleri alarak, psikologsuz calismaya calsmaktadirlar. ne varki hastane (poliklinik) ortaminda bu imkansizdir. ozel muaynehane icin bunu yapabilmektedirler. psikologlari sadece testor olarak gorenlerde mevcuttur. psikologa sadece test uygulatip, raporu alan ve baska soz hakki tanimayan psikiyatrlarda vardir.
freud ve adler ikisi de tıp kökenli olmalarına rağmen hem teknikte , hem tedavide hem prensipte çoook farklı yollar seçmiş 2 bilim adamıdır..
genelde psikiyatrlar tırttırlar , psikologlar zaten adam değildirler , tek gerçek cerrahtır diyenlere ,split brain ameliyatlarının (en bariz ve en populer örneği budur) psikaytri olmadan yapılamayacağını anlatmak isterdim ama böyle tırt genellemelere sahip adamlara bişiler anlatmak en az onlar kadar tırt olmak olduğundan uğraşmıyorum..
memlekette , araştırma ve lab. geleneği olmamasından mütevellit psikaytri , nörofizyoloji , nöropatoloji , brain mapping vs. gibi olayların bilinmemesi gayet doğal.. buna lafım yok.. ama sen elinde gugıl varken pubmed varken en azındankandel nedir diye bakmadan psikaytrlar tırttır dersen , o principles of neuroscience kitabı , ki kendisi kandelin kankası olan bi pskiolog tarafından editlenmiştir götüne girsin inşallah diye beddua alırsın..
psikologlar , türkiyede tıbbı kazanamamış adamlar gibi görülürler.. yaptıkları işler tırt diye adlandırılır.. haklıdır türkler böyle görmekte bu alanı.. zira , türklerin ya da bu coğrafyada yaşayanların yarısı aşırı baskıcı , ucunu biraz kaçırsa enseste yürücek babaların anal ya da oral fiksasyon sahibi çocuklarıdır neticede.. kalan yarısı da türlü nevrozlarla histerilerle uğraşan , kocayla seks yapmayı zulm ya da ayıp gibi gören anneler yani bizim analarımızdır.. etrafta gördüğü her rusa bakıp , türk kızının ikiyüzlülüğünden kaçmanın tek çaresini hayallerde yaşamak olarak gören , bipolar türk erkeği de bizim abimizdir , amcamızdır..
türkiye'de psikologlar da ruh doktorları da , görevlerini yerine getiremezler çünkü herkesin hasta olduğu bu açık hava tiyatrosu ve ikiyüzlülük ortamında , hasta olmak normal hale gelmiştir..
Psikoloğuna ve Psikiyatrına göre değişir. Okullarına da bağlı değil bu durum. ikisi de işini yapacakları ( terapiden bahsediyorum) şeyi okulda öğrenmezler. Kitaplar okuyup, eğitimlere katılmaları gerekir.
Psikiyatristin cahillerin kafasında bir üstünülüğü vardır tabi. Ne de olsa ilaç yazıyor adam. torbacıya esrar sardırmaktan pek farkı kalmadı ama amerikan tipi toplum olunca böyle bir sonuç ortaya çıkıyor.
Şimdi bir kere burada sizin yorum yapabilmek için "akıl sağlığı" kavramınızı da bir sorgulamanız gerekir. Akıl gerçekten vücut gibi iyleştirilebilen, normali olan bir şey midir ? işte bunun cevabı tanı-tedavi olayını çok değiştirir. Fenomenal yaşantıların, bilinçte nörofizyolojik bir karşılığı olduğu bilimsel değil. Çok zayıf varsayımlar. ilaç gereksizdir demiyorum, dile giremeyen birisine, söze angaje olmayan birine ilaç yazılabilir. Fakat bu durum çoğunlukla Psikozdur. Bunun dışında ilacın hiç bir yararı yok. Esrar sardırmakla aynı şey. DSM gibi tanılama araçları ilaç şirketlerinin sponsorluğunda yapılıyor. Torbacı, sizin akıl sağlınızı belirliyor yani.
Burada tıp eğtiminin pek bir önemi kalmıyor işte. Çünkü ikisinin çalıştığı alan eğer nörofizyoloji, nöropsikoloji değilse hekimliğin hiç bir avantajı kalmıyor. Çünkü beyinle değil, bireysellikle, ruhsalllıkla çalışıyorsunuz.
Genetik etkenleri kanıtlamak mümkün ama bilgiler kümülatif falan değil. Her seferinde yıkılıyor. Genetik kolay bir kutu, söyleyip işin içinden çıkıyorsun fakat durum bundan ibaret değil. Biyolojiyi aşan, biyolojizmi yıkan bir şeyler var. Bu yüzden Psikolog ya da Psikiyatr, Biyolojistse terapi bazında pek anlamsızlar.
Her aklın sağlıyı kendine hastır, ilaçlarla ve herkese yapılan tedavilerle çözülebilir değildir. Ancak sizden toplumun istediği insanı oluşturmanızda yardımcı olabilecekleri bir alan yaratırlar. E bu da modernizm.
Psikolog ve psikiyatrist ilintili iki meslektir.
Davranış bozukluğuna yol açan şey nedir? Ayrıca bu davranış bozukluğunu ne giderebilir sorunlarını araştırırlar.
Örneğin kafanız fazla odaklanıyor çok hızlı düsunup pat diye onunuze gelen seyin ustune atlıyorsanız.
Psikolog yoga yapmak yahut resim yapmak gibi bir ugraşı size verebilir acele etmeden yavas yavas yaparsanız bu sizi ritmine döndürebilir. Aynı şeyi psikiyatrist bol bol uyutan bor hap vererekte cozmeye çalışabilir.
Hiç yolu bunlara dusmeyen psikologluk bos is diye dusunuyor ama bu biraz case by case bir hadise, psikiyatristlerin hapları birseyi yaparken baska birseyi bozabiliyor. Kimi bol bol yedirip iciriyor kimisi ile arac surmek zor. Kaza potansiyeliniz yuksek vs. kimiside hipomanya yapabiliyor. ( ornegin ekrem imamoglu ilk goreve basladiginda surekli siritıyor ve tatile gidiyordu adını vermeyeceğim bir ilacın tipik yan etkileri bunlar)
Öte yandan, aksam kitap okumak senin hayatını düzene sokacaksa bir sürü potansiyel yan etkisi olan bazı ilaçlar almaktan daha iyi.
Ayrıca bir başka kişinın telkini, haptan falan daha etkili olabiliyor.
Yanımızdaki biri hapın vermeyeceği kadar güç verebiliyor. Güç dediğin şeyde psikolojiyle çok ilgili örneğin ben askerdeyken sabah koşusunda bazen çok yorulurdum arkadaşların bana ihtiyacı var diye düşünürdüm ve bana güç gelirdi bitmiycek dedigim koşu pat diye biterdi. Yani birinin telkinleride sorunu çozmek için haplar kadar hatta bazen haplardan çok daha değerli.
