Hayatım boyunca farklı farklı türlerden saçma sapan şeylere ilgi duydum. Kesikleri, kanı tahrik edici buldum; martin heidegger okurken aşk filmi izleyip ağlamaklı oldum; gitar akorunu ayarlamak için yapılan telefon uygulamasında en yüksek frekanstaki sesi kulaklıkla dinleyerek uyudum; başım ağrıyınca kapının arasına koyup sıkıştırdım; bilimsel belgesel izlerken diğer yandan ütü yaptım; şarabın yanında menemen yedim vs...
Fakat bunların arasında sanıyorum en ağırı ve başıma iş açanı elektriğe karşı olan inanılmaz temayülüm oldu. Küçükken abartısız 10-15 defa elektrik çarptı ve tamamı benim bilerek yaptığım şeylerdi. Lise zamanlarımda telefonculuk yaparken batarya şok cihazını dilime bağlardım.
Şu yaşıma geldim hâlâ bu elektriğe olan iştahım dinmedi. Aklımla, korkuyla falan def edemedim. Daha kısa süre önce bir şeye moralim çok bozulmuştu ve benim iyi hissetme yöntemlerimden birisi her zaman elektrikti. Çok uzak kalmıştım, o sıra da sıkıntı çevrelemişti beni; dayanamadım: bir çatalı alıp usulca prize soktum. Çok kısa bir süre çarpıldım ama şalterler atınca geri çekildim.
"prize çatal sokmak" dediğimde herkes şaka sandı ve ben de çaktırmadım ama her şeyden daha ciddi ve daha zevkliydi.
genelde 0-6 yaş grubunun gerçekleştirdiği eylemdir. 0-6 yaş grubunda prize parmak sokmak denemelerinin ardından, parmağın büyük gelmesi sonucu farklı alet edavatla keşife devam niteliği taşımaktadır. o sebepten ebeveynlerin evlerindeki açık prizleri, kapaklı prizlerle değiştirmeleri önemle tavsiye edilmektedir. bu davranışın yetişkinlerde görülmesi halinde, makarna kurtarma denemeleri veya çatalın iletken olup olmadığını deneme amaçlarıyla yapılan bu davranışa müdahale edilmemesi, kişinin eylemini sonuçlandırması, elektriğe kapılması halinde koca bir tahta yardımıyla vücuduna vurulmak suretiyle kurtarılması gerekmektedir. **