pozitif ayrımcılığın uygulandığı kişi veya kişilerin eksik, ezik, ya da avantajsız konumda oldukları varsayımına dayanır. kimi zaman iyi, kimi zaman kötü karşılanabilir.
- kadınların çantalarını erkeklerin taşıması,
- kadın milletvekili kotası olması,
- işyerlerinde engelli çalışan kotası olması bu duruma örnektir.
ancak konu engelliler olunca biraz daha hassas davranmak geekebilir. koltuk değnekleriyle taksiye binen bir kişiden taksici para almazsa bu kişi "niye canım, ben eksik miyim ki bana böyle bir iyilik yapıyorsun" diyerek kızabilir mesela.
"ayrımcılığın pozitifi mi olurmuş?" düşüncesi ilk başta mantıklı gelse de, mesela meclisteki kadın oranının belli bir (yüksek) seviyede tutulması gibi önemli konlarda faydalı olabilir.
doğuştan sahip olunan özelliklerin farklılığından kaynaklanan ayrımcılığın, dışsallaştırıcı etkisinin bir nebze olsun azaltmak için uygulanan, "kötüye değil, iyiye çeken" ayrımcılık.
değiştiremeyecekleri özellikleri sebebiyle dışlanan birey ya da toplulukların, bu durumlarının hafifletilmesi ya da tamamen ortadan kaldırılabilmesi amacıyla, mağduriyetlerinin kökenleri konusunda yeni haklar verilmesi şeklinde bir çözüm yolu izlenir.
en sık karşılaşılan pozitif ayrımcılık kadın'lara uygulanan ayrımcılıktır.
70'lerden önce, daha önce üretici ve tüketici gücün neredeyse hiç bir kademesinde yer almayan kadının, istihdam edilmeye başlanması kuşkusuz kadının kendisine öteden beri toplum tarafından verilmiş görevleri yerine getiremez hale gelmesi sonucunu ortaya çıkarttı. erkek ile kadın arasındaki fizyolojik ve biyolojik farkları kadın lehine çözmek de bu sorunun tek kurtuluş yolu olarak, "pozitif ayrımcılık" şeklinde tanımlandı.
doğu insanı ise tüm bunlardan farklı olarak, kadının dizüstünde durması gerektiğini bildiğinden çalıştırılmasına karşı çıktı. fakat derler ya, teknoloji ve o güzelim, arsız, çalışkan ve bıdır bıdır kediler yüzünden çok da karşı koyamadı. elinde bebesi, "kapıyı çekip giden" güzeller var ya, onları diyorum.
abd'li şirketlerin en büyük sorunu. zenci ve kadın olduğu için aptal olduğu halde kovulamaz, kıdem alırlar, kıdemli oldukları için mecburen promote edilirler, başa bela olurlar. mecburen kafası çalışan, işten anlayan asistanları olur. durduk yere koca zenci kıçları kalktıkça kalkar. evlenip işten ayrıldıklarında ona bağlı çalışan diğer ülke şubelerinde şampanyalar patlar. (ida martin bunu okuyorsan, topsun kzm)