bugün

paris'te, 2000 yılında ekonomi öğrencilerinin ve bazı akademisyenlerin başlattığı fikir hareketidir. başkaldırının anabaşlıklarını;
- insanı sadece "üreten ve tüketen" nesnel bir araç olarak gören iktisat öğretisine karşıyız.
- iktisat öğretisi soyut kavramlar üzerine değil, yaşadığımız gerçekler üzerine oturtulmalıdır.
-iktisat bilimini toplumsal bir öğreti olarak geliştirmek istiyoruz. iktisat biliminin insanla olan bağlantısını her aşamada göz önünde tutmak gerekir.
- iktisat bilimi fen bilimlerinden farklıdır. Onu katı bir determinizme hapsedemeyiz.
- iktisat bilimi, fen bilimleri gibi "küresel düşünülemez".
- iktisat bilimi içinde matematik ve ekonometrik boyutlar sadece birer araçtır. Bunları "bir amaçmış gibi göstermemek gerekir".
düşünceleri oluşturmaktadır.
post otistik iktisat, kapitalizmi esas alan iktisat öğretisine karşı bir yaklaşım olmakla beraber; neoklasik iktisat öğretisinin hayattan kopuk ve hayali bir dünya ile uğraşıyor olması, bir araç yada ifade dili olan matematiğin amaç haline dönüştürülme fetişinin, iktisat öğretisini bilimsellikten çıkarıp anlamsızca soyutlaştırıp, soğuklaştırması ve neoklasik öğreti dışındaki tüm diğer ekollerin tümüyle dışlanması ve böylece eğitimin üniversiter olmaktan çıkıp, bir tür yüksek meslek okulu düzeyine indirgenmesi eleştrilerini içerir.
(bkz: otistik)

"Toplumla daha içli dışlı iktisat yapalım" "kendimizi soyutlamayalım" dedirten harekettir. * *
iktisatta matematiksel kullanımın bir "amaç" değil bir "araç" olduğu tezini savunan * haziran 2000 de, fransa'da iktisat ogrencisi tarafından ortaya atılan bir hareket diyebiliriz. iktisat öğretilerinin yeniden gözden geçiilmesi güncelliğini yitiren ve uygulanabilirlik alanı olmayan iktisat teorilerinin revizyonunu talep etmekle birlikte iktisatı salt matematik üzerine inşaa etmektense katı bir anlayışın dışında tutulması gerektiğini savunmaktadırlar.fakat her ne kadar da faideli amaçlara hizmet etme gayesi gütse de kavramsal olarak post otistik ve iktisat kavramlarını incelersek post latincede bir ön ektir ve birşeyden snraki ve üstün anamına gelir. otistik ise bir nevi kişilik davranış bozukluğudur. yani anlamadığım fransızlar bu kavramı seçerlerken çok mu uğraşmışlar.gerçi fransız olması bu kavramı secmeleri için yeter bir sebep. esprisi bile var. *
ayrıca küreselleşme karşıtı bir akımdır.

edit: odtü ve istanbul üniversitesi öğrencileri destek vermişlerdir.
bir de neden 'otistik' kelimesinin kullanıldığını açıklamak gerekir. otistik hastalar tıpta dünyadan kopmuş, gerçeklikten uzaklaşmış hastalar olarak tanımlanırlar. otistik iktisat da iktisat biliminin gerçeklikten uzaklaşmışlığına, giderek matematikselleştirilerek sosyal bir bilim olmaktan uzaklaştırılmasına eleştiri içerir. iktisatın adeta insanlar için olmaktan uzaklaşıp, insanların iktisat için var olmalarına karşı çıkar.

edit: iktisatın özel mülkiyet, ortak pazar ve serbest rekabet gibi konularla ilgilenip varsayımlar üreteceğine daha somut çözüm önerileri sunması gerektiğini savunuyorlar.
Avusturya iktisadına methodolojik olarak benzeyen, içerik ve etik açıdan benzemeyen bir hareket olmakla birlikte, 3h hareketi üyesi alper akalın'ın avusturyan bir paradigma ile yazdığı aşağıdaki yazı ile de aynı tespitte buluşan ve bu açıdan gayet de haklı olan hareket..

http://www.referansgazete...KOD=129394&KOS_KOD=15

Özetle yazı şunu anlatıyor:

"Burada sosyalistinden liberaline, Keynesçisinden klasik iktisatçısına uzlaşılması gereken bir noktaya işaret etmek istiyorum: iktisadı son 50 yıldır batmış olduğu bu "doğa bilimi olma" hevesinden bir an önce kurtarıp, onu ait olduğu yere, insan faktörünü merkeze oturtan sosyal bilimler alanına getirmek için alternatif teorilere ihtiyaç duyulmaktadır. Teorilerin içerikleri aynı olmasa bile, en azından yöntemsel olarak matematik ve istatistiğin o basitleştirici ve yanıltıcı betimlemelerindense, politik kurumlar, toplum sosyolojisi ve birey psikolojisini de içine alan yeni bir anlayışla ekonomi biliminin zedelenen itibarını yeniden o şaşalı günlerine taşımak hiç de zor olmayacaktır."
her maddesine cümlesine sonuna kadar katildiğim iktiisadi düşüncedir. zira şu siralar dünyanin bir çok üniversitesinde iktisat eğitiminde matematik, iktisadin önüne geçmiş durumda. özellikle mikro ekonomi alaninda bir çok konu ögrencilere kavratilmadan işin matematiksel boyutuna geçiliyor ve kavramlar havada kalmış oluyor. akademik camia da ise ekonometri kullanilmayan makaleler tezler, kaale alinmamakta, değersiz bulunmaktadır. malesef şu an tüm dünyada durum, post otistik iktisat ın eleştirdiği gibi olmakta, matematik araç değil amaç olmuş durumda. acilen bu akim desteklenmeli ve iktisat bilimini düştügü bu durumdan kurtarmalı.* * * *
biz görmeyeli iktisada bir şeyler olmuştur.
deyim yerindeyse janti bir dile sahip olan ekonomi bilminin halk diline indirilerek anlatılması, öğretilmesi, teoriden çıkıp uygulama alanı olan her piyasada birebir kitaplar okutulmadan irdelenmesidir. çok da güzel olurdu lakin, iktisat oyununun kuralları kitaplarda yazar bu da unutulmamalıdır. bu akım ancak mikro ekonomi sıhalarında gerçekleştirilebilir, kamu kesiminin etkisinin olduğu makro doktrinler yerinde incelenerek öğrenilecek kavramlar değildir.
Marksisrt iktisada yakın olmak aksine, klasik kökenli iktisat akımlarından biridir. amçları ve gayeleri, iktisadı gerçke hayattan koparan daha doğrusu matematiksel saçmalıklarla dolduran yöntemlerdir. ancak, burjuva iktisatı kabaca bazı varsayımların üstüne oturur. friedmandan, say'a, mill'e kadar bütün burjuva iktisatçıları bu gerçekliğin üstüne "matematiksel ispatlar" koyarlar. otistiklerin asıl derdi budur. yoksa serbest piyasaymış, sömürümüymüş falan anlamlı değildir onlar için...
iktisatı sosyal bir bilim olma kalıplarının dışına çıkartan ve adeta onu pozitif bir bilimmişçesine inceleyen ulu iktisatçılara tepki olarak doğmuş olan 2000 yılı menşeinli bir harekettir. sanırım daha basite ve mikro temellere dayandırma çabaları vardır. ikttisat okullarının genellemelerinin krizlerle boğuşan gerçek halk için pek bir anlam ifade etmediklerini göz önüne almışlardır. türkiye'de elini kolunu salladığın yerde iibf öğrencisine çarpmasına rağmen büyük bir çoğunluğun bihaber olduğu yeni düşüncedir*.