kizlarinin guzel oldugu gibi kocaman bir yalanin bas harfi olan ulke. koca bir ulkede belli oranda guzel kiz vardir bu normal ve ortalamaya vurursaniz hic de oyle yuksek oranda bi guzellik cikmaz. *
bir cogu gayetlen de cirkin hatta at suratlidir. ancak renkli gozlu her kiza dibi dusen insanlara gore guzel olabilirler.
nufusunun yarisi ingiltereye akin etmis bir ulkedir ayrica. ingilterenin bazi sehirlerinde ve bazi townlarda ingilizce bile gerekmez, kendi aralarinda anlasirlar. hatta esnafi polonyaca! * selam vererek falan tartarlar. hic ingilizce selam vereyim de sonra lafi gelirse sorarrim dertleri bile yoktur. direkt sizi polish kabul ederek muhabbete o sekilde girmeye meyillidirler.
geçmişte dönem dönem bugünkü çek cumhuriyeti, slovakya, litvanya, beyaz rusya, moldova ve letonya'nın tamamıyla, almanya'nın lausitz ve batı pomeranya bölgelerini, estonya'nın güneyini, ukrayna'nın büyük bölümünü, rusya'nın smolensk ve bryansk illeriyle pskov ilinin letonya'ya komşu bölgelerini kapsamış ve 2 dünya savaşı arası letonya ve romanya'ya komşu olmuş ülke.
nedense her türlü bokluğun yaşandığı bir ülkedir. çatılar polonya'da çöker, akılalmaz trafik kazaları hep buradadır... insanları tiplerinden bile tanınabilir ve acayip iticidirler.
sadece turistik gezi amacı ile gezildiğinde gayet güzel ve tadına doyulmaz bir ülkedir. ancak orada yaşamak tam bir zulümdür. diğer avrupa birliği ülkelerine göre daha az gelişmiş kabul edebileceğimiz ülkede, gençlerin çoğu diğer ab ülkelerinde eğitim alırlar.
osmanlı 123 sene lehlerin tarih sahnesinden kalktığını kabul etmemiştir. elçilere düzenlemiş olduğu davetlerde masaya bir tabak fazladan konulmuş ve soran diğer elçilere de tabağın lehlere ait olduğu söylenmiş. bu polonya'da çok iyi bilinir.
krakow turistik bir kenti olup gayet güzeldir. iki ayrı mimar kardeşin yapmış olduğu kulelerin hikayesi gayet ilginçtir. iki kardeş kendi tarzlarında inşa etmişlerdir bu kuleleri. bittikten sonra ise kardeşinin kulesinin daha güzel olduğunu söylemesi üzerine tartışma yaşarlar ve o gün kardeşlerden biri diğerini öldürür. bıçak da halen sergilenmektedir. yedi gün yirmi dört saat bu kulelerden borazan çalınır ve melodi bir yere gelince yarıda biter. sebebi de moğol atlılarının kuledeki haberciyi vurmalarıdır.
bu şekilde tarihi pek çok olaya tanıklık etmiş bir kenttir. gitmek için vize gereklidir, makedonya gibi vize uygulamasa çok daha fazla ziyaretçi geleceğini düşünüyorum.
yazın bir polonyalıyla konuşmuştum.
polonyanın bizdeki eski isminin lehistan olduğunu söyledim, tuhaf tuhaf suratıma baktı. polonya diline LEHçe deriz dedim gene tuhaf tuhaf suratıma baktı.LEH ya da LECH kavramları ya bunların dilince bir anlam ifade etmiyor ya da eski polnya dilinde var gençleri anlamını bilmiyor.
ikinci Osman'ın* Lehistan üzerine çıktığı Hotin seferiyle Karlofça Antlaşması aralığında zaman zaman savaştığımız, bundan başka her daim dost olduğumuz ülkedir. Türkiye Cumhuriyeti'ni, Lozan Antlaşması'ndan bir gün önce tanıyarak devrimci Türkiye'yi tanıyan ilk Avrupa ülkesi olmuşlardır. Türkiye Polonya'ya olan minnettarlığını, Polonya Nazi işgaline uğradığında, Nazi büyükelçisinin baskısına rağmen, Polonya büyükelçiliğini kapattırmayarak ve bayrağını gönderde çekili halde bırakarak göstermiştir.
polonyalı arkadaş ile muhabete dalınır. tabi, bu enrtyi yazan arkadaş biraz cahil heralde ki sorar: "biz sizle hiç savaştık mı? osmanlı zamanında yani?"
arkadaş hiç bozmaz "tabi ki, biz sizi yendmiştik zamanında"
daha sonra öğrenilir iyice. bunlar lehistanmış. ulan nerden bileyim ben!
ama bir türk'ün gurunu okşayan itiraf gelir akabinde. "biz sizle savaşırken 5 kişiydik. sürekli size saldırdık. rusya, macaristan avusturya, lehistan. siz ise tek başınıza bizle durmadan savaştınız. gurur duymalısın bir türk olarak. sonra yıkıldınız. atatürk geldi, onunla da gurur duymalısınız. bizim okularda örnek olmamız gereken kişi diye gösterilen lider bir türk. çok şanslısın"
eskiler polonya'nın bağımsızlığının, "vistül'de su içecek türk akıncılarının atlarıyla" garanti altına alınacağını düşünürlermiş. eskiler dediysem 17. yüzyıldan başlayarak.
türkleri seven vatandaşlara sahip olan ülke. sözde ermeni soykırımı'nı hükümeti tanımıştır, halkla doğrudan bağdaşır mı bilmem. zira biz de amerika'nın ve israil'in müttefikiyiz. şahsen amerika'dan ve israil'den, politikalarından zerre hazzetmiyorum. capiche?
sen git, "en vatansever benim" diye, milli mücadele'yi kendi at gözlüğün doğrultusunda yaz. sonra da "dedem polonyalıydı, gurur duyuyorum sırf polonyalı diye" şeklinde methiye düz. deden polonyalı olmayı seçmemişti "kardeş"... ama osmanlı'ya paşa olmayı seçmişti!
oysa imparatorluk türkiyesi ve lehistan arasında 17. yüzyıldan başlayan pek datlu ilişkiler vardı**. 19. yüzyılda onların göçmenlerini biz kabul etmedik mi? ülke rus ve almanlarca işgal edildiğinde sadaret makamında polonya elçisi için "yoldadır!!" diye bağrılmadı mı bilmem kaç sene?
ayıp değil mi kardeşim, senin .mına koyim polonya*.
hem cok güzel, hem sicak kanli ve bi o kadar da vefakar ve sadik fakat; dinlerine cok bagli, bizim kültürümüze yakin sayilan bir saygi kültürüne sahip kizlara sahip olan bir ülke.
ayrica eskiden kizil asker ordusu ve hitler arasinda kalan ülkedir. ikinci dünya savasinda en cok cani yanan ülkedir.
bu ülkenin güneyinde yasayanlar genellikle kendilerini bir leh degil de birer alman olarak kabul ederler, bunu kuzey kesimi desteklemez.
almanya zamaninda bütün yahudileri burada toplayip ve yakmistir.
(bkz: ausschwitz)
avrupa birligine girdiginden beridir kendilerinin ve avrupa birliginin komple basini yakmis ülkelerden birisidir.
sirf bunlarin yüzünden türkiye´nin de avrupa birligine girmesi istenilmemektedir.
nedeni ise:
