fr. polis, emniyet, zabıta; polis memuru, güvenlik görevlisi; inzibat; poliçe ing. polis örgütü, polisler, polis, polis denetiminde bulundurmak, denetlemek, kontrol etmek alm. sigorta poliçesi
rolling stones üyeleri bir konser öncesi tuvalette kokain çekmektedirler. birden kapıyı açan biri 'polis geldi.' der. kokaini hemen tuvalete atıp sifonu çekerler. aslında gelen polis değil police grubudur...
kambiyo senetlerinin bir türüdür. [ diğerleri için, (bkz: bono) (bkz: çek) ]
bir poliçede mutlaka bulunması gerekenler şunlardır;
a) poliçe sözcüğü
b) belirli bir bedelin kayıtsız şartsız havalesi
c) lehtarın adı
ç) muhatabın adı
d) keşide tarihi
e) keşidecinin imzası
f) keşide yeri
g) ödeme yeri
kanunun öngördüğü şekil şartlarına tabi, muayyen bir bedelin kayıtsız şartsız ödenmesi için keşide edilen, kıymetli evraklardan sayılan, özel bir havaledir.