gece yarısı kaçkınıydım her şeyden
dilimde ekşimiş tumturaklı küfürler
kirli bir deli gibi tekmelerken beynimi
al ulan, imalatın otuzbeşlik şişeleri
sidikli kontes kalp para basarken
kalbimle benzeşiyor yosmanın tenekeleri
yunan tanrısı poesisus'un şaraptan başı dönünce diğer tanrıçalara şiir tadındaki iltifatlarından dolayı , şiir sanatının genel ilkeleri üzerine düşünmeye poetica denmiştir.
yok yok şöyle:
Poietike , Yapımda Kullanılan Bilgi anlamına geliyormuş yunanca . Poitike ise yapılan demekmiş. işte asırlık dil macerası kelimeyi nereden nereye getirmiş. şimdi ise şiir üzerine düşünceler gibi bir anlama tekabul ediyor , poetika.
gel zaman git zaman , şiirin yapılan bir şey , yani kurgulanmış bir sanat olduğu tartışmaları da , işbu tanımlardan hareketle çıkmıştır. hoş romantikler de tam tersini iddia edeceklerdir : şiir hissedilen bir şeydir diye.
hilmi yavuz'un "tractatus : poetico- philosophicus" adlı şiir üzerine düşünceleri de bir nevi poetikadır. bir nevi değil , basbayağı poetikadır.
Dünya edebiyatında ilk örneğini Aristoteles'in, türk edebiyatında ise ilk örneğini Ahmet Haşim'in (bkz: şiir hakkında bazı mülahazalar) verdiği Türkçeye "şiir sanatı" olarak çevirdiğimiz kavram.
dramı hayattan daha yüksekte, komediyi de hayattan daha alçak olarak algılayan. bi dediğini iki etmediğimiz ezbere çekip 21. yy'a kadar tüm dönemlerde uygulayabildiğimiz yunan keşmekeşidir.
ilhan berk'in şiir üzerine düşündüğü; valery, ahmet haşim, rimbaud, yahya kemal, mallarme, dil, gerçeklik, anlam-anlamsızlık, dize, yapı üzerine örneklerle modern şiirin poetikasını çevrelediği deneme kitabı.