Kariyer yapmanın yolunun saçma sapan konuşmaktan geçtiğini sananların kullandığı ortak dildir.
Sözde eğitimli kesimin içler acısı durumunu yansıtır.
Örneklemek gerekirse:
-Okey,geri dönerim:Anladım,seni tekrar ararım
-Data girmek:Sisteme yeni veri eklemek
-Forwardladım onu:Sana ilettim
-Print aldım:Yazıcıdan çıktı aldım
-Scan ettim:Taradım
-Arkadaşlar for your info:Bilginize sunulur
-Brain storming yapıyoruz:Karşılıklı fikir alışverişinde bulunuyoruz
-Sales meeting:Satış toplantısı
-Off day:Tatil günü
-Schedule:haftalık program
-Human resources:insan Kaynakları
-Training:Eğitim
-Pesonal Skills:Kişisel Özellikler
-Qualification:Meziyet,yetenek
-Hard Copy:Basılı kopya
-Soft Copy:Elektronik kopya
-Konfirmedir:Onaylanmıştır
-Update ettim ben:Güncelledim
-Admin:Yönetici
-M.B.A. yaptım:iş idaresi üzerine yüksek lisans yaptım
-Call Center:Çağrı Merkezi
-Revize ettim onu:Tekrar gözden geçirdim
-Sales call:Satış için ziyaret
-Happy Hour:işe ara verilen,herkesin beraber eğlendiği zaman
-Offer Letter:Teklif Mektubu
-Data Base:Veri Tabanı
-Public Relations:Halkla ilişkiler
-Costumer Relationship:Müşteri ilişkileri
dosyaları önce check sonra da print etmeniz gereken, işin ancak bu iki adım uygulandığı takdirde okeyleneceği plazalarda konuşulan bir ilginç dil. türkçe desen değil, ingilizce desen hiç değil. sözde bunların education life'ları çok iyi oluyor, daha ana dilini öğrenememişsin be dude.
genel müdürlük olararak çalışmamızdan mütevellit gün içinde sürekli duyulan ve tiksindiren sözcükler.az önce duyulan tazesi geliyor;
arkadaşın x şubeye attığı cari hesap mailine şubenin cevap vermemesi üzerine idari amirden gelen x bey x şubesi maile feedback yapmadı mı sorusu.
hay ağzınızı eşşek sike emi.
bu türler, plazalarda yaşamakta olup takım elbiseleriyle öğlen yemeğine çıktıklarında kendilerini lord zanneder ve köle olduklarını unuturlar. konuştukları dili anlamak mümkün olmamakla birlikte ağızlarına kürekle vurulması gerekir.
şimdi bakın sevgili arkadaşlarım, çok özür dileyerek küfür içerikli bir entry gireceğim. kendimi tanıtmama lütfen müsade ediniz.
şahsen 32 yaşında 10 senedir bilgi işlem (it) sektöründe çalışmakta olan son 2 senedir çok uluslu ( ne demek bilmiyorum ) bir şirkette it yöneticisi (bilgi işlem müdürü) olarak hayatımı idame ettiriyorum.
bu anasını siktiminin plazalarında 7 senedir görev yapmakla beraber görevim icabı son 2 senedir ağır ingilizceye maruz kalıyorum. (eskiden ameleydik toplantılara bizi almazlardı )
çalıştığım firmanın en büyük özelliği (bunu ben yaptım amk ) çalışanlarımızın office programlarını türkçe kullanmalarına olanak sağlamaktır. bütün ürünlerimizin lisanslarına para domalırken bunu bilerek ve isteyerek yaptım çünkü biz türküz siktimin programalarını türkçe de kullanabilir ve o siktimin ingilizce terimlerini hayatımızdan çıkarabilliriz diye düşünmüştüm. (gevurlarla konuşurken yapacak zaten bişey yok)
şimdi benim en büyük problemimi anlatayım size bilenler bilir bu siktiminin plaza ortamlarında gereksiz toplantılar o kadar çoktur ki haftalık çalışma saatinizin yarısı bu işe yaramaz toplantılarla geçer gider. benim sinirlendiğim nokta ise bu amına soktumunun toplantılarında bütün office programlarını ve çoğu paket programımızı türkçe yaptığım halde (evet şirket içi paket programlarının bir kısmını ben ve ekibim yazdı hemde türkçe yarram) ne sik yemeye o amına kodumunun toplantısında save etmek kelimesini kullanırsın ?
be amcık ağızlı be siktiminin özentisi adam gibi çalış vatanına diline sahip çık diye götümüzü yırtıyoruz zorluk çekme diye neredeyse bütün teknolojini türkçe yapıyoruz save etmek ne demek ulan ? inşallah babanız ananızı save eder bir gece gidiyorum ben.
(bkz: Aksiyon almak) noktasında bile tıkandığım için henüz öğrenemediğim dildir. Grameri Türkçe ancak kelime hazinesi ingilizce olan bir dil. Bu dili konuşanlar senin benim ingilizcemizi sorgular bir de.
tabi siz yöneticiler tarafından size emanet edilen şirketlere her bakımdan yetersiz gördüğünüz bir kişinin müdürlük yapmasına şiddetle karşısınız ama şirketin bulunduğu yer Türkiye ve bu ülkede düzgün diksiyonlu türkçe konuşulur.