plaza insanı

entry19 galeri0
    19.
  1. 18.
  2. Sürekli gündelik konuşmasına ingilizce kelimeler ekleyen, sıkıştıran ve bununla övünen insan modelidir.

    Hoş ingizlice bile bilmiyordur hemen hemen kendisi. Çalıştığı kuruma torpille girmesinden kaynaklıdır büyük ölçüde.
    0 ...
  3. 17.
  4. istisnasız ege veya akdeniz'de bir yere yerleşip organik tarım yapma hayaliyle yaşlanırlar.
    4 ...
  5. 15.
  6. olmayı asla istemediğim, istemeyeceğim insan tipi.

    kasvetli, 500 m2 alanda dip dibe 50 kişiyi tıktıkları grup aktivitesi şeklinde seyreden çalışma ortamı. tüylerimi diken diken ediyor.

    bir de bazıları plaza babasınınmış gibi bir özgüven tavrı vardır ya. işte o olmasa da olurmuş.
    0 ...
  7. 14.
  8. senelerce bu modda çalıştıktan sonra küçük bir şirkete iyi bir maaşla giderseniz bu plaza hayatını çok özlersiniz.
    1 ...
  9. 14.
  10. hiçbirşey yapmayan insandır. şirket, adama özel müdürlük kurduysa yapacak birşey yoktur. müdür egosu tavan olunca, bana da Allah'ın unuttuğu bir yerdeki arşiv departmanına geçmek düşer. aldığım para yoksa helal değil.
    0 ...
  11. 13.
  12. Yedıgını ıctıgını paylasmaz ıse olecek hastalıgı olan ınsandır.

    Got lalesı.
    1 ...
  13. 12.
  14. öğle yemeklerinde karşılaşılan tipler.

    üçeli dörderli gruplar halinde yemeğe çıkarlar.

    gruptaki kadınlar prenses edasındadır.

    erkekler mutlaka takım elbiselidir.

    kadınlara hesap da ödetmez amsalaklar.
    2 ...
  15. 11.
  16. genelde araba park etmeyi bilmeyen tiplerdir. akşam saatlerinde ara sokaklarda yaşanan anlamsız trafiğin yegane sebebi bunlardır.
    1 ...
  17. 10.
  18. plazada dolanırken, hiç şiir kitabı okumamış olsa da o şiirleri iphoneundan tweetleyen insandır.
    1 ...
  19. 9.
  20. ileride umarım olacağım insandır. ummakla değil çalışmakla oluyor bu işler, o yüzden boş durmuyoruz.
    1 ...
  21. 8.
  22. istanbul'un belki en janjanlı plazasında çalışan bir şahıs olan benimde aralarında bulunduğum gruptur, hatta plaza çıkışı spor salonu veya alışveriş merkezine gidiyorum kendimi daha çok klimayla yaşayan bir insan olarak görüyorum. Yaklaşık 2.5 sene değişik şantiyelerde 15-20 m2 lik konteynırlarda, ayağımızın altında dolaşan farelerle, dondurucu soğuklarda , bayıltıcı sıcaklarda elde telsiz başta baret üstte kirli iş kıyafeti sabah-akşam haftaiçi-haftasonu zehirli gaz,aşırı türbin gürültüsü,yanma,düşme,canlı elektrik hatlarında çalışma zart zurt demeden koşturduk durduk-işçilerle yediğimiz içtiğimiz gayrı gitmedi, maaş alamadılar derdi bize vurdu. Sonra şansına güzel bir iş bulup tahta bavulumuzu alıp istanbullara göçtük . Meğerse iş yerimiz plazanın kralıymış , onca şantiye aksiyonundan sonra 1 ay kıçım sandalyede zor durdu bir o yana dön bir bu yana dön alışık değilim oturmaya arkadaş, sonra sonra alışıyor insan fakat iş yerinde sıkılmamak elde değil, allahtan iş arkadaşlarımızın çoğu şantiye görmüş çöllerde-sibiryada çalışmış abiler olduğundan conconluk yok ortamda, hiçde takım elbise giymiyoruz, yeri geliyor gene şantiyelere gidiyoruz. Bende bu plaza insanları için önyargılı yaklaışırdım heralde şantiyede sürünürken fakat tüm genellemeler yanlışmış. Tabi bunun yanında plazamızda çalışan banka personelleri tüm genellemelere uyuyor arkadaş- insan gece elbisesiyle-abiyeyle işe gelir mi, yüksek bir ücret aldıklarınıda zannetmiyorum insan maaşını kıyafete yatırır mı layn, hepiniz mi conconsunuz olm.
    3 ...
  23. 7.
  24. Bildiğimiz 'işhanı'nda' çalışan ancak zamanımız 'işhan'ları eskiye nazaran daha yüksek ve de aynalı camlı olduğundan burayı uzay üssü zanneden,alt tarafı bir şirkette maaşlı eleman olarak çalıştığını unutup ingilizce-Tüekçe karışımı saçma bir dille ortalıkta dolanan şahsiyettir.
    1 ...
  25. 6.
  26. hepsine, tümden plazadam diyorum ben, hepsini douglas coupland'e havale ediyorum. chuck palahniuk'a havale etmiyorum çünkü göz yaşartan bir ironi dahilinde adamı sahiplenmekteler.
    hani blog sitelerinde falan olur ya, uludağ sözlük'te de vardı bir ara vardır belki hala, anahtar kelimeleri "bulut" halinde göster diye. o bulutun bazı zerreleri aşağıda. plazasına, habitatına, ortamıan göre aşağıdaki anahtar kelimelerin rengi koyulaşır, fontu büyür. bu zerrelerden beşten fazlasını bünyesinde barındıranlar bazen camımıza yağmur olarak vuruyorlar. pis, gri bir yağmur, çamur gibi koyu. güneş açsın ve bu bulut dağılsın diye bekliyorum. ama bazısı da var ki dönemeyeceği kadar uzaklaşmış, kabuktan ibaret hale gelmiş, içiyse kuruyup küçülmüş.

    (bkz: grupanya)
    (bkz: sporium)
    (bkz: fiat)
    (bkz: açıkhava konserleri)
    (bkz: smart casual)
    (bkz: samimiyetsizlik)
    (bkz: zara)
    (bkz: nazan öncel)
    (bkz: indirim)
    (bkz: smarticket)
    (bkz: boss)
    (bkz: haberturk)
    (bkz: radikal iki)
    (bkz: yılmaz özdil)
    (bkz: yıldırım türker)
    (bkz: itiraf.com)
    (bkz: al jamal)
    (bkz: ekşi sözlük)
    (bkz: erkek)
    (bkz: kadın)
    (bkz: seks)
    (bkz: koca)
    (bkz: sır)
    sır tut(a)mama
    (bkz: cumartesi sosyalliği)
    (bkz: caddebostan)
    (bkz: nişantaşı)
    (bkz: karaoke)

    (bkz: para)
    2 ...
  27. 5.
  28. hayatından bi kesit.

    mizah dergilerinin kapaklarına, sergilendikleri yerin önünden hasbelkader geçerken, maksimum dörtlü olarak öğle yemeğine çıkan ofis adamlarından bi tanesinin, işi bilen adam hesabı, bilinçli tüketici/okuyucu hesabı, şöyle bi bakınıp ''e adamlar yazmış, çizmiş elbet komiktir'' düşüncesine yenik düşerek abartılı gülüş takınıp (ki bu abartılı gülüşün kişiliği konusunda ipuçları vermesi, dışarıdan bi gözle de rahatlıkla adının konması çok da zor değildir) transit yol alan arkadaşlarını frenleyen, (amaçta bu değil mi zaten?) esasında, ekseri tabi, öyle aman aman bi sırıtışa gark etmeyen mizah anlayışına (ki olması gereken, kinayeli bi gülüştür, tuhaf sesler çıkarmayı gerektirmez), ters bir edimle, beraberinde bakındığı arkadaşına göstermeye çalışarak 'piç adam, gözünden bişşi kaçmayan adam, geyik adam' kim? Cevap veriyorum, ben..' diyen adamdır gibime geliyor. Genelde gibime gelir.
    2 ...
  29. 4.
  30. yok hacı, belli periyotlarda şirketin mağaza alışveriş çekleri verdiği kimselerdir..
    2 ...
  31. 3.
  32. üç kuruş maaş alan fakat sabancının çocukları gibi takılan tiplerdir. hayır o değilde o maaşla o kıyafetler nasıl alınıyor henüz çözebilmiş değilim. para bereketli heralde.
    1 ...
  33. 2.
  34. 1.
  35. plaza insanı universiteden buyuk hayallerle cıkmıs ve hayalleri sonmeden uygun bir is bulduktan sonra aynı burnu buyuklugu ile yasamaya devam eden insanlardır.
    Osmanlıyı bunlar bitirdi vakti zamanında fransa ozentileri vardı o zamanlarda.
    Avrupa yakasında gulse birsel cok guzel dalga gecmistir bunlarla bide sormak istiyorum
    sanane koc holdingin hissesinden arkadas ortamında konusulcak konu mu bu?
    1 ...
© 2025 uludağ sözlük