Böyle bir mücadeleye girilse üzülmeyeceğim eylemdir. Hatta şöyle yapılmalıdır. Bir kaç ay öncesinden ilaçlama yapılacağı ilan edimeli ve bölgedeki masum sivil halk bir kaç günlüğüne bölgeden boşaltılmalıdır. Tabi bu sırada halka karışmak isteyen PKK'lılar da armut gibi toplanabilir. Sonra o dağlara, PKK yuvalarına, tıpkı böcek ilacı sıkar gibi, kimysal bombolar bırakılmalıdır. Sonuç tüm haşerelere ölüm!!!!
'onlar ki toprakta karınca,
suda balık,
havada kuş kadar
çokturlar;
korkak,
cesur,
cahil,
hakim
ve çocukturlar
ve kahreden
yaratan ki onlardır,
destanımızda yalnız onların maceraları vardır.
onlar ki uyup hainin iğvasina
sancaklarını elden yere düşürürler
ve düşmanı meydanda koyup
kaçarlar evlerine
ve onlar ki bir nice murtada hançer üşürürler
ve yeşil bir ağac gibi gülen
ve merasimsiz ağlayan
ve ana avrat kufreden ki onlardır,
destanımızda yalnız onların maceraları vardır'
burdaki, 'onlar' biz değil miyiz? yani dedelerimiz, hani her fırsatta övündüğümüz dedelerimiz, sanki onlara layıkmışız gibi, utanmadan, sıkılmadan övündüğümüz dedelerimiz ve hatta nenelerimiz...
ingilizi, fransızı, yunanı, afrikalısı, hindusu, ayısı, yamyamı... işte bunlarla dövüştüler, aynı anda, dörtbir yanda... üstelik kazma, kürekken silahları, üstelik sidiklerini yakıp, süpürge tohumu ve çarıklarını yemek suretiyle dövüştüler...
bıyıklarında tarak durmuyordu çoğunun...
hayır hayır, acıtasyon değil bu sözlerim, sakın ha, çok klışe olabilir, çoğunuza bayat gelebilir, kendi çürümüşlüğümüz o kadar bariz ki, kabullenebiliyoruz bunların unutuluşunu
ve unutabiliyoruz, bir milletin dillere destan kurtuluşunu...
canım kardeşlerim, abilerim, ablalarım, ben şu cahil halimle biliyorken olmayan bir şeyle savaştıgımızı, bir kitle imha olayına girme düşüncesi, saçma gelmekte bu bünyeye, mazur görün ne olur, şu genç yaşımda kalbim, inanın ki dayanmıyor, yahu ellerinde iki keleşle 'kendi köpek döllerimiz' * tarafından daglara salınmış, yal vereni ve inleri belli olan bir kaç köpektir 'pkk' dediğiniz, ve ölmez atlar, köpekler istedigi için, lakin, kendini eşek sanan bir atsa mevzu bahis, 'bu itler bitmez' diyor içimden bir his...
t.c devleti, bünyesinde 'gaflet ve delalet, ve hatta hıyanet içinde' bulunan, 'kendi menfaatlerini, kendi koca kıç ve başlarını düşünen' zat-ı muhteremler 'yok' etmek istedikleri an, sanmayın ki; zaman alır... saatler içersinde, defterler dürülebilir, inandırıcı gelmeyecek bazılarınıza ama belki, tek kurşun bile sıkılmayabilir...
ama önce bu milletin, bunu hak etmesi lazım, bizim için önemli bir konu olsaydı, çoktan çözülmüş olurdu, bundan şahsım adına hiç şüphem yok, bu dünyada gelmiş geçmiş tüm milletler, hak ettiği şekilde yönetildi, bıçağın kemiğe dayandıgı anlar oldu, al aşağı ettiler ve milletin inanç ve değerlerine göre, yeniden bir millet iradesi ve idaresi kurdular ( zamanında türk milletinin de yaptıgı gibi ) bunların tarihte örnekleri pek çoktur,
şu durumda, yeniden, 'kan ter içinde öfkeden, üzülerek, sıkılarak, yer yer nefesim daralarak' belirtiyorum ki; kendi evini soyan bir hırsızdan farksızdır bu devlet, hırsızın çıtırtısını duyup, kalkmaya üşenen ve hep bir 'tavşan uykusu'nda olması gerektigi halde, leş yemiş bir ayı gibi, derin uykusuna devam eden bir millet varken, bu yaşananlar, aynen bu şekilde ve hatta artarak, genişleyerek, tüm dini, insani, ahlaki ve etik değerlere saygısızlaşarak yaşanmaya devam edecektir...
ama gelgör ki; müstehak bu millet... müstehakım, müstehaksın, müstehakkıdır hakka tapan milletimin başına gelen her türlü musibet...
hayır hayır, sakın kızma bana, bahsettiğim millet, ekmeginin peşinde oldugundan, karnını doyurmaktan ve çolugunu çocugunu doyurabilme kaygısından mütevellit, dünyayı unutmuş olan o zavallı, nasırlı elleri ve sararmış bıyıklı babalar değil sadece, o babaların zar zor getirdiği, üç beş parçadan, akşama aş çıkarma kaygısı güden analarda değil, onları bu kadar, düşünmekten ve söz sahibi olmaktan uzaklaştıran her şey ve herkes, sen, ben, o.. hepimiz..
dediğim gibi; önemli olsaydı bizim için pkk sorunu, 'fenerbahçe, galatasaray' kadar ! , önemli olsaydı, 'var mısın, yok musun?' kadar ! ve önemli olsaydı, bir yıgın önemsiz zırva kadar, emin olun ki, ne bir kurşuna, ne kimyasala, ne de türlü türlü masala gerek kalmadan çoktan çözülürdü...
demek ki, önemli değilmiş, demek ki, yaşken tüm fidanlar eğilmiş...
eğilenlerin evlatları, her gün, al bayraklı tabutlarda, gazete manşetlerinin gündelik ve sıradanlıklarından ve biraz da arkalarından söylenen üç beş klişe, duamsı, sloganımsı şeylerden fazlası olamıyormuş...
'şehitler ölmez, vatan bölünmez' naralarıyla taşınan, o mukkaddes tabutlar, dokuz tekbirli cenaze namazından sonra, bir başlarına veriliyormuş topraga, sonrasında dagılıyormuş nar taneleri gibi, o nara atanlar, dört bir tarafa, kalan nâr- ı ateş, bir tek düştügü yeri yakıyormuş
bu fidanları eğenler; kırmızı kıçları, dolgun yanakları ve kalın, iğrenç enseleriyle bir tepeden, ateşin düştüğü yere bakıyor, bildigimizi sandığımız hayat ise; bambaşka bir hızla, bambaşka oyunlarla, sinsi ve sezdirmeden akıyormuş....
uyan süpermen, daha uçucan !
saygı, sevgi ve konuyla ilgili derin kederlerimle...
insani tarafından falan vazgeçtim, zaten her nedense ve anlaşılmaz biçimde bu teröristlerin "insan olmadığı" şeklinde (metafor değil, gerçekten de ku klux klan'ın zencileri insan saymaması gibi bi ifade ile bunu diyenler var) laflar geziniyor ortalıkta, böyle bi tuhaf sapkınlık var düşman algısında.
dediğim gibi, oralardan geçtim, teknik olarak akıl kıtlığı gerektirir:
bakınız adamlar öyle bir coğrafyada o kadar dağınık ve tek tük bir taktiksel yaklaşımda terör estiriyor ki, uçakla attığınız on bombanın belki biri içlerinden bir tanesini yaralıyor... kimyasal silah dediğiniz şeyler ise, toplu katliam amaçlı oyuncaklarıdır şeytan'ın. misal, saddam'ın halepçe'de yaptığı katliam kimyasal silahla yapılmıştır, toplu halde bir kasabada bulunan kürtlere topluca gaz maz atılmıştır... yani öyle bi iş yapacak insafsız, varolmayan bir sabit pkk yerleşkesi bulmak durumunda... ya da, istanbul'un, kendi şehrinin arka sokaklarındaki göstericilere yapacaksın kimyasal zulmü, ertesi sabah on kilometre ötede evinden okuluna giden kendi kardeşin, anan bacın da soluyacak o gazı...
aslında iyi bir örnek bunun teknik yapılamazlığı, et ve tırnak gibi (istenmeyerek de olsa) iç içe geçmişliğin kanıtı.
clostridium botulinum ile olay kolaylıkla çözümlenebilir. fakat üretimi çok tehlikeli ve pahalı bir yöntemdir. ancak abd ve israil labaratuvarlarında üretilebilir kanımca.
tanım: sivil halkın güvenliği sağlanabilirse kullanılması mümkün savaş metodu.
elin değmişken, yıllardır gıcık olduğun yunana, habire ölüp! sorun çıkaran ermenilere, hatta ve hatta sokaktaki tinercilere, devlete katkı sağlamayan yaşlı ve yoksullara da ver.. ver ki sorun morun kalmasın ortada.. yalnız, bu şaheseri görüp, "ohh ne güzel tertemiz olmuş buralar" diye başında "yeni düşmanlar" peydah olabilir. kimyasalı ata ata bitiremezsin valla.. ha benim kimyasalım sağlam, hepsine yeter diyorsan o ayrı tabi..
biloyojik silah ile birlikte sınır güvenliğinde kimyasal silahında kullanılması gereklidir. Buna karşı çıkanları göndereceksin gabar dağına 2 saat nöbet tutsun kışın...
kesinlikle yeterli değildir... üstüne nükleer, biyolojik, radyolojik, fizyolojik, sosyolojik, psikolojik, fizyolojik nekadar silah varsa hepsi kullanılmalıdır...
evet kimyasal silah kullanıldığında orda pek yaşam belirtisi kalmayacaktır belki ama merak etmeyin böyle giderse de kalmayacak...
içimizdeki pkk yanlısı güruhun paniğini ve karşı koyuşunu okuyunca içimde "demek ki korkuyorlar, demek ki olmalı" şeklinde yeşeren fikirdir.
özgürlük ve demokrasi gibi lafları maske yapan ite köpeğe de bu karar onaylanırsa kandilde canlı kalkan olmak yakışır.
yok insanlık yok bilmem ne gibi kanallardan giriş yapanlara da, git bunları şehit analarına anlat derler. sizin gibi sevgi kelebeklerine ancak atlara konmak yanaşır.
şanlı türk askerine hiç yakışmayacak bir saldırı çeşididir. çanakkkelede esir alınan ingiliz askerlerini yakalım diyen alman askerlerine bile hayır demişizdir. ki onlar bizim askerlere aynısını daha önce yapmıştır.
ceketin altına dinamit doldurup durakda bekliyen pkk lıya sarılıp kendini patlatmakdır.duraktaki o kadar masum gider pkk lıda gider
kimyasal silahı attın dağa az aşağıdaki masum köylü de ölünce ne anladım bu yatıştan.
+ abi aklıma süper bi fikir geldi, pkk'yla mücadelede kimyasal silah kullanılmalı. nasıl abi kafa çalışıyo di mi benim.
- hımm, gel bakıyım sen benimle
+ hayırdır abi nereye gidiyoruz.
- hakkari'ye canım kardeşim, pkk'yla mücadelede seni kullanmaya karar vedik, ajan olarak aralarına gireceksin, pkk'ya vereceğin müthiş stratejilerle 1 aya kalmaz çökertiriz örgütü..
operasyon sahası yerleşim yeri olmayan dağlar ise, yapılmasını desteklediğim mücadele yöntemidir.. karşınızda fare varsa, anladığı dilden konuşmak gerekir...
yapılması mümkün görülmeyen müdahaledir. "pkk-pkk'ya terorist demeyenler-pkk'ya terorist diyemeyenler-pkk'ya terorist diyenler" ne yazık ki hep içiçe yaşamaktadır. hem içiçe yaşamasa da 1071'den beri özbeöz malımız olan(kıskananlar çatlasın) topraklarda bu tür bir silah kullanmak hem karizmamızı çizer hem de türk'ün şanlı tarihinde benzerine rastlanmamış seviyesizlikte bir olaydır. delikanlı gibi çarpışmak varken bu yol kestirme olur. cenki zevk haline getirmiş türkler daha güzel metotlar kullanmalı.
mübah olan hadisedir. hatta mümkünse bunun insanlık dışı eylem olmasından bahseden, siyasi çözüm önerileri mavalını okuyanlara da uygulansın. hep ve ısrarla söylüyorum, topyekün temizlik. (bkz: mis mis)
