pişmanlık

entry407 galeri6
    26.
  1. şu an ağır bir şekilde hissettiğim duygu. insanın içi içini yiyor. keşkeler beynini kemiriyor. sanırım bu pişmanlık duygusunu atlatmak da zor oluyor en azından şahsım adına zor oluyor. eğer bir de yanında çaresizlik varsa yapacak bir şeyin yoksa geçirdiğin her gün, her saat, her dakika, her saniye zehir oluyor. sadece düşünüyorsun başka bir fonksiyon yok yapabilecek bir şey yok... asla yaşanmaması gereken bir durum. yaşanıyorsa da çok da düşünmemek gerek aslında çünkü anca öyle atlatılıyor ama o da çok zor işte... düşünmemek...
    1 ...
  2. 27.
  3. istediğin bir şeyi yapıp pişman olmak, yapmadığın için seneler sonra pişman olmaktan iyidir.
    4 ...
  4. 28.
  5. yalanlardan bozma bi' seyrüsefere dönüşünce yürek atımı, nabız yoklamasının nafile olduğu son deneme.
    0 ...
  6. 29.
  7. herşeyin dönüp dolaşıp dayandığı yer işte tam burasıdır. "hayat"ın tek kelimelik çağrışım testlerinde illa ki bir eşiti istenmişse gözünüz kapalı şekilde "pişmanlık" yazabilirsiniz. herşeyden ve herkesten duyulan sonsuz ve sebepsiz bir pişmanlık. insanoğlunun en büyük sakatlığı, çözülmesi en güç sorunu.

    daima daha iyiye varmak istemenin, yaşamını maksimize etmenin, en rasyonelini, en idealini bulmanın çabası ile asla yakanızı bırakmayan bir boktan hissiyat.

    pişmanlık için illa ki bir şeylerin kötüye gitmiş olması gerekmez. iyiye varan insan da kafasında çakan "acaba" ampulü ile diğer şıkların getirisi üzerine düşünecek, o ufak acaba yine içinde ufak da olsa bir pişmanlık barındıracaktır. her tercih bir vazgeçiş olduğuna göre kaçışınız yok üzgünüm.

    insanoğlu özünde kötümserdir. yaşamını, bir olayın neticelerinin daima kötü/olumsuz olması ihtimali üzerine şekillendirir. alacağı kararların negatif etkilerini, yapacağı hamlelerin menfi sonuçlarını düşünerek haraket eder. iyi/güzel/doğru olacağına inandıkları kararları sorun teşkil etmeyeceği için tek amacı kötüyü bertaraf etmek olan insan mecburen ve istemsizce kötümser olacaktır. insan doğası pesimistliğe predispozedir. herkesin içinde farklı oranlarda barındırdığı bir kötümser ruh vardır, ve bu hem vicdan denilen hadiseyi beslerken, hem de hayatımızı daha sağlıklı idame ettirmemizi sağlayan kararlar için bize yardımcı olur.

    kötümserlik yaşamın risklerine karşı insanoğlunun geliştirdiği savunma mekanizmasıdır. ayakta kalmasını ve zarardan sakınmasını sağlar. işte bu kötümser ruh sonucu insan "en iyi" olan bir kararı neticesinde dahi diğer ihtimaller üzerine kafa yoracak, dile getirmese ve belki de net olarak zihninden geçtiğini farketmese bile pişmanlık hissine kapılacaktır. pişmanlık illa ki kişinin farkında olmasını gerektirmez. "pişmanım" kelimesini telafuz etmeyi gerekli kılmaz. pişmanlık her ihtimalin ve seçimin içerisinde bir nebze barınır. seçtiğiniz yol ondan ne oranda tadacağınız belirler sadece. tamamen kurtulmak imkansızdır. o herşeyin içinde sinsice sizi sarmalamayı bekler.

    kötümser insan doğası kararlarını verirken tadacağı bu hissi aklının daima bir ucunda tutarsa o ölçüde neticeyi hafifletebilir. her seçim kaçırılmış onca fırsat demektir. her tercihin bir "keşke"si, bir "daha iyisi olabilirdi"si vardır. hiç bir zaman en mükemmele ulaşamayacağımız -dahası en mükkemmeli diye bir şey olmadığı için- için ancak bir katre daha iyisi, daha güzeli, daha doğrusu mümkündür. siyahı seçmek beyazı, maviyi, kırmızıyı, mor'u ve daha nicesinini seçmemektir. ya da tersten bakarsak beyazı, maviyi, kırmızıyı, moru ve daha nicesinini seçmemiş olmanın sonucu siyah'ı seçmiş olmaktır. bu sebeple aslında keşkelerimizin bir anlamı yoktur. keşkelerimiz tecrübe etmeden keşke pozisyonuna düşemeyeceği için dövünmenin de manası yoktur.

    bir kararın rasyonel olmadığını farkedip ardından keşke ile başalayan cümleler kurmak ancak o kararın yaşanıp test edilmesi ile mümkün olur. insan davranışlarının ne gibi neticeler vereceğini bimez. milyonlarca yıldır durmadan tekrar eden ve evren içerisinde sonsuz bi döngü içerisinde deveran eden tüm davranışlar, sözler, olaylar her seferinde farklı neticelere varmaktadır. hayatın işleyiş mantığı formel değildir. iki kere ikinin altı milyar insan için altı milyar cevabı vardır. yani hayat aslında nesnel tecrübelerden yola çıkarak bir "en doğru" sunmaz bize. altı milyar insan, altı milyar faklı akıl yürütme metodu ve altı milyar başka pişmanlık demektir.

    sadece öznel hamlelerimizin sonuçları bizi daha yetkin kılar. o sebeple keşke dememek için de yine deneyip yanılmak gerekir. yanılmadan "keşke"ye varamayan insan bu defa diğer şıkkın "keşke"si altında ezilerek ihtimaller deryasında boşa kulaç atar.

    hayatın özü ve insana kattığı sarsılmaz tek his pişmanlıktır. cevap verilmesi gereken soru; sıfır pişmanlığın olduğu bir karar var mıdır, var ise bunun ölçülemezlik kriteri sebebiyle doğrulanabilmesi mümkün müdür? yaşam pişmanlıklarımızın toplamı ve tattığımız zararların acabalarından arta kalanladır. pişman olmak iyidir, sizi yetkinleştirir. bir türk filozofunun dediği gibi "kirlenmek güzeldir".
    2 ...
  8. 30.
  9. 45 yaşında, çakırkeyif olduğun bir zaman, öyle bir geçer zaman ki şarksını dinlerken geçmişi düşünüp, yapmak isteyip yapamadığı ve yapamayacağı şeyleri hatırlamaktır. 20 yaşındayken hayal ettiği insan olamamanın verdiği duygudur.
    1 ...
  10. 31.
  11. 32.
  12. insanın yaptığı hatayı farkettiği anda hissettiği duygu bütünüdür, o ana dek bunun bir hata olduğu farkedilmez. ne acıdır ki o an, değiştirelemez gerçeğe üzülmekten, kendini yıpratmaktan başka insanın elinden bir şey gelmez. işte bu zamanı, geçmişini kontrol edememe, ellerinin kollarının bağlı olduğunu hissetmedir zaten insanı asıl çıldırtan, enerjisini tüketen. insan; hayatından, geçmişinden, kafasından, herşeyinden silip çıkartmak istediği davranışları veya olaylar için pişman olur. belki kafasını taşlara vurur, belki içini kanata kanata alışmaya çalışır. kimi zaman 5 dk. öncesi kimi zamansa yıllar öncesine dönebilmek için yalvarır tanrıya, dönüp de yanlışlarını düzeltmek için...

    aslında bir tür sorumluluktan hatta bazen kendinden kaçmadır pişmanlık. insan geçmişte yaptığı davranışların sorumluluğunu alır da "evet bunu ben yaptım, yapmayabilirdim daha iyi olurdu; ama yaptım" diyip arkasında durursa asla pişmanlık hissetmez. geçmişte olmuş bitmiş bir olay için insanın elinden bir şey gelmediğine göre üzülüp kendini yıpratmayı bırakması gerektiğini görmesi gerekir, geçmişe belki dönemez; ama önünde bir de gelecek zaman vardır. eğer bu zamanı geçmişe üzülerek harcarsa işte asıl hatayı yapar, geleceğini de şimdiki zamanını da yemiş bitirmiş olur. insan asıl bunu yapabildiği zaman güçlüdür, ruhu ve kalbi aynı yönde gitmektedir işte; çünkü başarabileceği en zor şey budur hayatta...
    1 ...
  13. 33.
  14. aslında en dönmek istediğiniz yere dönüşünüzü imkansızlaştıran şeyleri ömrünüz boyunca aklınıza getirecek ve her aklınıza geldiklerinde kendinizden soğumanıza sebep olan duygudur. içten içten yer sizi ve dönemeyeceğinizi bir yandan gözünüze sokarken diğer yandan da elinizi kolunuzu bağlayıp karşınıza oturup dalga geçer.
    0 ...
  15. 34.
  16. işe yaramasada denilen bir kelime.
    - abi adamı neden vurdun
    - sormaya sonradan piman oldum
    - ama abi biraz geç kaldın ha
    - kes len senin üzerindede pişman olmamımı istiyon.
    - abi bunu sen çıkınca görüselim
    1 ...
  17. 35.
  18. insanın kendini sorgulamasıyla ortaya çıkan karmaşık duygular silsilesi,kendini beyninde geçen olayların arasında arama duygusu.
    hayat kendi başına bir dert zaten, yeterince omuzlarımıza yüklenmiş.altından kalkabilmek her yiğidin de harcı değil.işte yük agır gelince omuzlarımıza kendimize en yakın hissettiklerimize bilhassa bu yorgunlugumuzu gayet rahat ve kendimizden emin bir şekilde fetyat-figan içerikli sunma ihtiyacı hissederiz bu arada bir münakaşa yaşarız sonra aradan günler geçer o kişinin eksikligini duyar,hayatımızdaki yeri ve önemini daha iyi anlar ve ona karşı yaptıklarımızı bir düşünme lütfuna gireriz. bu bazen bir insana,bazen hırsını alamadıgımız işimize,okulumuza da olabilir.
    bazende bir hata yaparız hayatımızı degiştirecek kararlar alırız bir dönemi bitirip yeni döneme girmeye karar veririz o kararda bizleri uçuruma düşürürse o zaman da yine kendimizi sorgu ağaçımıza asarız.
    pişmanlıklar olmasaydı ne hayatımıza yön verebilirdik ne de hayat hakkında birşeyler öğrenmiş olabilirdik ,iyi kötü en azından bunları öğrendik.
    1 ...
  19. 36.
  20. kobay faresi gibi şuursuzca, ucu bucağı olmayan bir labirent içinde peynire ulaşmaya çalışmak gibi.. ulaşılan peynir de, huzur ve vicdani rahatlık anlamını taşır bizler için. bilirsiniz o peynire ulaşamayacaksınız. çılgınca koştururken, labirentin duvarlarına çarparsınız panik halinde. yorulursunuz. '' dur sakin olayım da, duvarlara daha çok çarpmayayım '' dersiniz kendi kendinize. ama ne mümkün ?..
    0 ...
  21. 37.
  22. genelde telafisi olmayan, ağır duygulardan biridir.
    1 ...
  23. 38.
  24. bir tutku sonrası yaşandığında ve farkedildiğinde en güzel;

    Bu gönlümü sana değil ılgıt ılgıt yele verseydim
    Bu gönlümü sana değil boz bulanık sele verseydim
    Bu gönlümü sana değil ılgıt ılgıt yele verseydim
    Bu gönlümü sana değil boz bulanık sele verseydim

    ezgisi ile özetlenen durumdur.
    1 ...
  25. 39.
  26. hayattaki en iğrenç duygulardan biridir.
    sonrasında allah benim belamı versin gibi sözler sarfedilir.
    0 ...
  27. 40.
  28. yapılması sonucu üzüntü, dert, sıkıntı, sorun getirebilecek hareketlerin iradesizlik sebebi ile meydana gelmesi sonucu ortaya çıkan kafayı taştan taşa vurma, höykürme, kendini dağa bayıra salma gibi reaksiyonlara yol açan enteresan ruh hali.
    0 ...
  29. 41.
  30. hani kaza yapar insan ama acımaz canı hemen sonra sonra başlar sızısı hatta öyle bir hal alır ki gece yarısı acillik olur ağrıdan öyle bir duygudur pişmanlık hemen bastırmaz zaman alır ve bastırınca da gitmez iliklerine kadar ıslatır insanı.

    "içimde bir ağaç gibisin şimdi
    deremiyorum dallarını
    hiçbir şeyinim ama

    nasıl bu kadar aciz nasıl bu kadar aptal
    nasıl bu kadar güçsüz oldum ben

    seviyorumlar da kesmiyor acımı.

    şimdi öyle bir sızı dolanıyor ki bedenimde
    git desem gitmez

    şahsiyetsizlik damarlarıma işlemiş.
    keşke demiyorum ama

    sen keşke de.

    o deniz kızını hiç incitmeseydim."
    2 ...
  31. 41.
  32. insani kendisinden nefret ettirir. süründürür tam anlamiyla ama bir gün o da gecer ve hayata dönersiniz, daha dikkatli olarak. **
    1 ...
  33. 42.
  34. insanı, kendisinden de, pişmanlığına sebep olandan da nefret ettiren berbat duygu. akreple yelkovanı, çılgınca geriye döndürme isteği. elimiz, kolumuz bağlıdır. olan olmuştur. kandırılmış, incitilmiş, kullanılmış, aşağılanmış, kırılmışızdır çoktan. ah! geriye dönmek mümkün olsa, izin verir miydik buna?
    0 ...
  35. 43.
  36. acı veren duygular listesinin başında geldiğini pek sanmıyorum. kendi başına çok da koymaz insana çünkü, asıl etkisini çaresizlik denen namertle bir araya gelince gösterir. özellikle de yakın çevrenizin, özellikle babanız ve fikirlerine çok değer verdiğiniz bir arkadaşınıza kulak asmayıp her zamanki gibi kendi kafanızın dikine gitmişseniz, artık geri dönüş yoksa ve herşey yolundaymış gibi davranmak zorundaysanız...
    1 ...
  37. 44.
  38. hayatınızın en büyük kazıklarından birini atan insana verdiklerinizi, döktüğünüz gözyaşlarını, uykusuz gecelerinizi, sesini duymak için boğazınızdan kesip aldığınız kontörleri düşündükçe, zamanı geri döndürüp "siktir git!" demek için yanıp tutuşmaktır.
    2 ...
  39. 45.
  40. itiraf edilmesi sadece rahatlık yaratan duygudur.
    1 ...
  41. 46.
  42. sırf aklınıza gelen pişmanlıklardan dolayı gecelerden korkarsınız. nedendir bilmem gece gece daha bir üstünüze gelirler. sağa dön, sola dön. yok, uyku tutmaz bir türlü.
    2 ...
  43. 47.
  44. Genelde insan cevresinde yapmamalari gereken seyleri soyleyen insanlar oldugu halde yaptiklari * daha sonra da o insanlarin hakli oldugunu gorduklerinde daha cok pisman olur. Insana en cok koyan pismanlik da budur.
    0 ...
  45. 48.
  46. hayatta bır defa pişman oldum o da pişman olduğum için özür dilememdı.
    2 ...
  47. 49.
  48. Onun sesi gibisi yoktu hani?
    Onun teni,onun öpüşü,onun sarılışı gibi yoktu?
    Kimse seni onun kadar sevemezdi
    Sen kimseyi onu sevdiğin gibi sevemezdin?
    Başka bir aşktı bu,hiç ötekilerine benzemiyordu?
    Niye bu bitiş hiç farklı olmadı,onsuz yapamayacağın düşündüğün ten'e ne oldu?
    1 ...
© 2025 uludağ sözlük