Bazı şeylerden öylesine bir pişmanlık duyuyorum ki ölesiye devam edecekmiş gibi geliyor. Kimi zaman içime çektiğim o nefes sanki boğuyor.
Kendi kendimi, bir şeyleri düzeltecek olmamla avutuyorum ancak avuntu da sonu gelmeyen bir uçurum gibi kalıyor. Artık öyle ki sonu gelsin de çakılayım ama bu belirsizlik bitsin diye düşünüyorum.
Yalnızca başkalarına karşı hissettiğim pişmanlığı düzeltebilirim sanırım. Kendime karşı olanların içi hep boş kalacak olsa gerek üstüne diğerine kıyasla daha fazlayken.
Yavaş yavaş umarsızlaşıyorum.
Hayattaki en zor duygulardan biri olabilir. Bu yaşıma kadar yaptığım hiçbir şeyden pişman olmadım, hayatı baştan yaşama şansım olsaydı muhtemelen gene aynılarını yapardım. Olduğum noktadan olduğum kişiden fazlasıyla memnunum, şikayetçi olduğum şeyler yok mu tabii ki var ama bunlar herkesin hayatında olan sıkıntılar. Aslında o sıkıntılar bi noktada sana bi amaç ve hedef veriyor önemli olan problemleri çözerken süreçten keyif alabiliyo olmak, mutlu olmak. Ki ben, kendimi bildim bileli kronik mutsuz olan ben, sonunda mutlu ve huzurlu hissetmeye başladım. Çok garip bir his. Şiddetli tipi sonrası evden çıkmışsın, her yer karla kaplı, etrafta ölüm sessizliği var ve tarif edilemez bi huzur verir ya doğa; hah aynen öyle işte.