bugün

gizli, saklı, gizlenmiş.
" insanları izlerken, daha evvel hiç görmediklerini görebilir, hiç hissetmediklerini hissedebilirsin pinhan. insanları uzaktan seyrederken, onlara her zamankinden yakın olabilirsin. eğer bakmayı bilirsen gözlerin sana oyun etmez, dosdoğru görürsün. içte saklı olanı, acıtanı, kanatanı görüsün. o vakit anlarsın ki o dediğin sensin, seyrettiğin kendi bedenin, kendi sûretin; ağladığın kendi acıların."

sayfa 40
bu kitabını 25 li yaşlarında yazdığını hesaba katarsak obereyyy diye kaldığım yazardır.
kitabı okumayı başarabilseydim bu kitabın en güzel elif şafak kitabı olduğu konusunda en azından kendimle hem fikir olurdum heralde.
--spoiler--
görünenle yetinirsen eğer sadece tırtılı bilirsin. çirkindir ya tırtıl gönlünü çelmez. görünenin ötesine geçersen eğer aradan örtüyü kaldırıp gönül gözü ile bakarsan kelebeği bulursun karşında. güzeldir ya kelebek gönlün ona akar. lakin gönül gözünle görürsen eğer kelebeğe değil tırtıla sevdalanırsın...
--spoiler--
elif şafak'ın metis yayınlarından çıkmış ilk romanı.
kullandığı ağdalı dil kimi zaman sıksa da yine de değişik bi deneme.
çok daha başarılısı için (bkz: mahrem)
elif şafak'ın bir ilke göre başarılı romanı. bölüm başlarında çok güzel alıntılar yapmıştı.
''isimler ki büyülüdür/sade büyülü mü/isimler hem de büyücüdür/sanmam ki çıkmış olsun hatırından/ismini fasl-ı hazan koyalım/söndüğü yerde beni bulasın/lakin fasl-ı hazan demek/fasl-ı hüzün demek/södüğü yerde/sana kavuşmam gerek/onun söndüğü yerde/benim tutuşmam gerek..''
fuzulinin bir kasidesinde de geçer:

gamım pinhan dutardım ben, dediler yare kıl ruşen,
desem ol bivefa bilmen, inanır mı inanmaz mı?

(kederimi gizli tutardım ben, dediler ki dertlerini sevgiline anlat.
desem o vefasız bilmem ki, inanır mı inanmaz mı?)
Maltepe Küçükyalı Sahili' nde üst gelire hitap eden bir restaurant.
kimine kafi gelir bu ten sureti
böyle doğar, böyle sırlanır
kimine dar gelir bu ten sureti
hep arar,savrulur

kiminin imanı korkudur
"ve inne rabbeke leşediydül'ikaab"
kiminin imanı safi aşktır
"ve ma rabbüke bizalamin lil'abiyd"

her kim ki aşk için, aşkla yaşar
aşkı arar, aşkla yanar
işbu vücud şehrinin
kapısını aralar

inanılmaz bir dille yazılmış, buram buram mistizim kokan, baş döndüren, dağıtan, savuran, yakan ama sonunda kendini bulmanı sağlayan elif şafak kitabı...
elif şafak'ın ilk romanı. kullandığı dil dolayısıyla insanı kendine çekiyor kitap. zaman zaman okuyucuyu sıktığı doğru olsa da harika bir dil kullanılmış. açıkçası, ihsan oktay anar'ın bir kitabını okuyormuşum gibi hissettim bu kitabı okurken. birbirinden çok bağımsızmış gibi görünen birçok olay olmasına rağmen sonunda bir şekilde bu olayların birbiriyle bağlanması çok hoş olmuş. okuyucuyu merakta bırakan ve düşünmeye sevkeden bir kitap.
insanın dört unsurdan ibaret olduğunu söyler ve bunu da kitapta bölümlerce anlatır. " safra dediğin ateştir; tabiatı sıcak ve kuru. kan dediğin havadır; tabiatı sıcak ve rutubetli. balgam dediğin sudur; tabiatı soğuk ve rutubetli. sevda dediğinse topraktır; tabiatı soğuk ve kuru. ola ki bu dördünden herhangi biri ötekilere galip gelirse o vakit vucut hastalanır."
döndü halka, döndü olanca hızıyla... toprak ki zifiri bir halka idi, ve geceye saklanırdı bazen...
''Görünenle yetinirsen eğer sadece tırtılı bilirsin. Çirkindir ya tırtıl,gönlünü çelmez. Görünenin ötesine geçmek istersen eğer, aradan örtüyü kaldırıp da gönül gözü ile bakarsan, kelebeği bulursun karşında. Güzeldir ya kelebek, gönlün ona akar. Lâkin gönül gözünle görürsen eğer, kelebeğe değil tırtıla sevdalanırsın.'' Elif Şafak/Pinhan..
Gizli gizemli anlamına geliyormuş bu kelime.
Çok güzel bir erkek ismi olur gibi. Belki de vardır zaten..
Yoksa da olursa oğluma koymak isterim.
kanımca elif şafak'ın en iyi romanıdır. Ayrıca bir defada okunması tavsiye edilir, aksi taktirde orada burada içinde ayraçla sürünürse küser,kendini kapar, okutmaz.