insanın daha ilk günden faydasını gördüğü, tanrının bir hikmeti.
öyle egzersizler vardır ki siz karın çalıştığınızı zannedersiniz, ayağa bir kalkarsınız tüm vücut esnemiş ve gevşemiştir. üstelik hiç de zor hareketler değildir.
nefes alımını düzenler, tek bir hareketle tüm vücudunuzu eşit çalıştırır, bacak kası yapıp göbekli dolaşmazsınız çünkü tüm vücut orantılı çalışmıştır.
hem rahatlatır, hem sıkılaştırır, hem zinde tutar, hem vücudunuz kendine gelir hem de güzel vücutlu sağlıklı bir insan olursunuz.
dikkat edilmesi gereken en önemli şey; tıka basa doymadan yenilen yemekten 1buçuk saat sonra başlanmasıdır. ayrıca çok su içip kendinizi şişirmemeli, susadıkça azar azar kuş gibi su içmelisiniz ki, kuş gibi rahat hareket edebilesiniz.
bir de ebru şallının pilates dvd'sinden yapınca daha bir keyifli oluyor. kendisi de zaten o kadar şirin ve rahat ki bir yandan onu seviyorsunuz bir yandan daha rahat olmaya ikna oluyorsunuz. "şimdi topla devam ediyoruz" dediği zaman da "hemmen getiriyorum ebrucuğum" diye paranoyaklaşıyorsunuz.
iki defa ciddi ciddi niyet edip yapmaya kalktım ben bunu. işte salona gittim, yere minderler serdim, yanıma büyük yeşil toplardan falan aldım. ama nedense ikisinde de "hocam telefonum çalıyor." bahanesiyle daha yarısına bile gelmeden salondan çıkıp geri dönmedim.
gülmeyin çünkü haklı bahanelerim var:
1.denemem: hayatımın en yorgun günlerinden biriydi. iş çıkışı gittim, ortamda pilatese yeni başlayan tek kişi bendim. salonun geri kalanı "ebru şallı'lardan oluşuyordu." egzersizler çok ağırdı. üstelik dizlerinin üstüne çöküp o yeşil topu 15 kez indirip kaldırmak görüldüğü kadar kolay bir şey değil. baktım olmayacak, konsantre olmuş ebru şallı'lardan müsade isteyerek kısık sesle "hocam telefonum çalıyor." diyip salondan çıktım. ve huzur!
2.denemem: bu şekildeki "zora gelemeyerek vazgeçme"lerden çok fazla haz etmeyen mücadeleci kişiliğimin zorlamasıyla ikinci derse girmeye karar verdim. aklımda tek bir cümle vardı: "bu kez her şey bambaşka olacak."
enerji level'im %70'in üzerindeydi. daha derse girmeden spor salonunun girişine oturup çiğ köfte dürümümü yiyerek motivasyon seviyemi de arttırmıştım. her açıdan pilatese hazırdım. minderimi serdim, yanıma topumu aldım ve işte başlıy...
o da ne?
"sayın üyelerimiz! kırmızı salonda "dance to dance" aktivitemiz 5 dakika içinde başlayacaktır."
telim yine kulağıma gitti! yüksek sesle: "hmm, öyle mi tamam hemen geliyorum." salondan çıktım! ve huzur...
o gün "dance to dance" aktivitesinde, gangnam style at dansından tutun, roman havasına kadar çeşitli danslar denedik. "kudur, kudur mari ye kafanı." şarkısında bile oynadık . güldük, eğlendik belki ruhum pilatesteki kadar huzur bulmadı, vücudum esnemedi ama ben mutlu oldum.
bu arada sakın benden kurtulduğunu sanma. mutlaka bir üçüncü denemem daha olucak. seni yenicem pilates!
Allah' ım yok boyle bır sey..vucudumda ne kadar kas varsa kostur kostur bır hal oldular, helak oldu yavrularım yat kalk, ac kapa, ger serbest bırak...
gıtmeden once dıyorum kı " ben zaten aktıf spor yapıyorum yaaaeea, her gun mekıgımı cekıyorum, yuruyorum. fırsat buldukca kosuyorum. ham vucutlular kayırsın.pılates benı ne kadar yorar kı!"
gel gor kı sımdı pılatesten cıkmıs ve pestılım cıkmıs vazıyette ıkı seksen serıldım kaldım.
ama o ılk pılates dakılarımı olsem unutmam.ısındık ettık basladık neyse, adamın gozunun ıcıne bakıyorum " hadı bugunluk bu kadar yeter.." dıyecek dıye ama yok, adamın ıcı ıcıne sıgmıyor, bacaklarını acamayanların yanına gıdıp tutup bacaklarını ayırıverıyor, "78bpm dedım geldın artık, yaptıgın ısın hakkını ver sunu adam gıbı yap barı oranı buranı elletmeden cık gıt suradan." nıtekım yaptık da ama bır de bana sor. her sanıye "hay dedım senın pıs bogazına, yedıgın cıkolatalara, baklavalara! burada kendımı oldurecegıme cıkolatayla tatlıyla ayırırım yolumu olur bıter! ". yoksa bu cekılecek dert degıl...
sırf moda diye yapıldığına inandığım şey,ben yedi yaşımda yüzmeye başladım,fitnessa gidemesem,parkurlarda yürüdüm,pilates ne yaa poff herşeyi yaptınız o kusur kaldı. dipnot: tarzım değil,kişisel düşüncem .
göründüğünün aksine gayet yorucu olan spor. ilk denememden sonra bir kaç gün gülememiştim kemiklerimin ağrımasına sebep olmuştu. ayrıca kiloluysanız lütfen tek başınıza yapın çünkü o topla böyle ne bileyim komik gözüküyor hatta çok komik gözüküyor. sonra etrafınızda gülmesini tutan kırmızı yüzlü insanlar görebilirsiniz *
aletli pilates olanı ilk derste canı çok acıtır 1 hafta bacaklarınızı hissedemessiniz ve hoca bacaklarınızı kollarınızı derste koparıyormuş gibi gelir ama dayanmaya çalışırsınız öyle bir spor kasları da uzatmaktadır. ben bugune kadar gidenlerin arasında en esnekmişim bunu duydum ya yeter bana.
Dersten çıkınca o zindelik, o hafiflik hali için bile yapmaya değer bir spor türü. En çok boyun düzleşmem için yaptığım daha doğrusu yapmaya çalıştığım spor aslında. lakin boyun gerginliğimden dolayı derslerde birçok hareketi yapmakta zorlanıyorum. Pilates sayesinde boyunun yamulmuşluğu düzeliyor mu, bunu tecrübe eden boyun ağrılarına iyi geldiğini söyleyen birileri var mı acep merak ediyorum.
dengeli bir sırada doğru olarak yapılmış ve iyi tasarlanmış birkaç hareket, saatlerce yapılan yarım yamalak jimnastikler veya zorlama hareketlerden daha değerlidir.
Çok yüklendiğiniz vakit bir gün sonra feci şekilde kol, bacak, karın ağrısı çekeceksinizdir. Gülerken canın yandığını ben de onaylıyorum. Evet, havamı da attım şimdi gidebilirim.
bir haftadır yapıyorum, çok motive edici geldi bana, kilo verdirici olduğunu düşünmüyorum lakin sıkılaştırıcı etkisi muhakkak var.sadece topu değil de yapmayı düşünürseniz setini almanızı tavsiye ederim.
Stretching yapılmadan bitirilmemesi gereken spordur.
Aksi halde her yanınız günlerce hareket etmeyip haftada bir gün olan beden dersleri sonrası sabah gibi ağrır..