kadın kurtuluş mücadelesine şiddetle karşı çıkmış sosyalist *.
proudhon'a göre, kadınlar evlerinde oturmalı, koca ve çocuklarına mutlu bir hayat sağlamak için uğraşmalıydılar. iyi bir ev kadını, anne ve eş olabilmek için harcamaları gereken çaba, zaten kadınlara toplumsal hayata ve üretime katılmak için zaman bırakmazdı. proudhon'un bugün sosyalist olarak anılmaması isabetlidir.
bu söylemlerin akımı proudhonculuğa karşı sufrajetler ortaya çıkmışlardır.
sefaletin felsefesi isimli kitabı büyük bir polemik haline gelmiş, somuçta marks ve engels cevap olarak felsefenin sefaleti isimli kitabı yazmıştır. daha sonra engels aynı şekilde cevap olarak bay dühring'e bir kitap yazmıştır: anti-dühring.
saint simon akimini marx ile birlikte devam ettiren sosyologlardandir.
bir mektubunda söyle der:
"bilginlerin en ukalasi, filozoflarin en cilizi, düsünürlerin en yavani, yazarlarin en cekilmezi olan bu auguste comte hayvanini okudukca midem bulaniyor."
"mülkiyet nedir" adlı kitabının türkçe çevirisi çok kötü olan yazar-filozoftur.
teorileri güçlüdür. üslubu biraz gariptir, bir sürü boş söz sanatı ve gaz amaçlı şey görebilirsiniz. bu durum bir de kötü bir çeviriyle birleşince okumak zorlaşıyor tabi.
yalnız anti-feminist olduğunu duymuştum ve bu yüzden bazı saldırılara da maruz kalmış kişidir.
anarsizmin babasi sosyalist fikir adami. o'na gore anarsizm sosyalizmin amacidir. yani beseriyet belli bir inkisaf merhalesine ulasinca devlete ve paraya ihtiyac kalmayacaktir. ne sairane, ne muhtesem bir utopya oyle degil mi ? laf yoklugunda asma budamak deyimine sahane bir ornek daha iste.
proudhon , kropotkin'le beraber anarşizmi teori olarak incelemiş bir siyaset kuramcısıdır.bakunin'i ilah olarak alır.fransız olmasına rağmen , klasik alman ideolojisi sonrasına daha yakındır mülkiyeti reddetmekle kalmayıp , lanetler.
(bkz: kropotkin)
kendisine anarşist adını takan ilk insan... proudhon'un anarşizmi özetleyen uzun bir yazısını özetleyeceğim aşağıda;
"yönetilmek; hakkı olmayan yaratıklar tarafından izlenmek,gözetlenmek, yasalara uydurulmak, düzene sokulmak, komuta edilmek, yorumlanmak ve değerlendirilmektir.
her işlemde vergilendirilmek, fiyatlandırılmak, ihtar edilmek, men edilmek, doğru yola sokulmak ve düzetilmektir.
hükümet; haraca bağlamak, terbiye etmek, sömürülmek, tekelleşitirilmek, gasp edilmek, baskı altına alınmak, soyulmak anlamına gelir.bütün bunlar kamu yararı için yapılır.
daha sonra ilk direnişte veya şikayette; kişi baskı altına alınır, para cezasına çarptırılır, hor görülür, tedirgin edilir, takip edilir, gözaltına alınır, hapse atılır, idam edilir, kurşuna dizilir, dövülür, yargılanır, hüküm giydirilir, sürgüne gönderilir, kurban edilir, satılır, ihanete uğratılır, alay edilir, küçük düşürülür ve onuru kırılır...hükümet işte budur! onun adaleti de, ahlakı da budur!!! "
Yaşamına inekleri güderek ve çiftlik işleri ile uğraşarak başlayan ve mütevazi köylü kökeniyle dikkat çeken proudhon, anarşist filozoflar arasında nadir rastlanan bir isimdir.iş aramak üzere "fransa turu"na çıkan proudhon,bu süreçte, kendisini iş aramak için fransa'da gezinmek zorunda bırakan yoksulluk koşullarının sadece kendi şehrine özgü olmadığını görmustur.çok iyi arkadas oldugu marxla sonraları görüs ayrılıgına dusen proudhon için mülkiyet yasal bir kavramken, malik olma ise bir gerçektir.mülkiyet nedir,hak ve yönetim ilkeleri ustüne inceleme adlı eseri ilk defa proudhon'un kamuoyu önünde tanınmasını saglamıstır.
ayrıca sefaletin felsefesini marx'a ithafen yazmıs ,karl marxta cevaben felsefenin sefaleti adlı kitabı kaleme almıstır.