ilkokulda 3 aldigimiz, lisede 3.14 oldugunu ogrendigimiz ama universitede 3.1415 diye devam ettigini gordugumuz, cook uzun olan ve dunyada kendine ait bir gunu olan sayidir.
bir mühendislik öğrencisi olarak sürekli sınavlarda/hesaplamalarda kullandığım sayıdır. hesap makinesinde kısayol tuşunu bulunması da sınavlarda süre kazanma açısından avantajdır.
biz hep çemberin çevresinin çapına olan oranı diye biliriz ama daha detaylı düşünülürse;
Person of Interest 2.sezon 11.bölümden bir sahne:
Doğada bulunan bütün evrensel kalıpları açımlayacak, sırlarını açığa çıkaracak ve onlara hakim olmayı sağlayacak sayının peşindedir matematikçi Max. Baktığı heryerde sayılar, semboller görmekte, herşeyin varlığını hesaplamakta, elde ettiği sayıları kaydetmekte, ulaştığı sonuçlarla başka arayışlara girmektedir. Aslında ne yaptığını, neyi hesapladığını tam da görememekteyizdir ya da bilememekteyizdir, ama o bu uğurda paranoyak bir hale gelmiştir. Filmin siyah-beyaz (beyazı bile siyaha çalmaktadır, gridir) atmosferi bize onun içine düştüğü paranoyayı, sayıların kararttığı hayatını yansıtmaktadır. Yaşadığı mekan da bir bakıma zihninin bu karışıklığını yansıtmaktadır ve bilgisayarı Öklid'in bütün kabloları beyninin sarmalları gibi yaşam alanını kaplamıştır. Öklid'i de, kendisi gibi, ulaştığı sayıları analiz edip 'tanrının adını' bulması için programlamıştır Max. Ne Öklid'in Max'dan, ne de Max'ın öklid'den farkı vardır. Filmin finaline doğru 'tanrının 216 basamaklı adını' bulan Öklid bunun ağırlığı karşısında çökerken, Max'da ulaştığı sonuçları ve hesaplamaları beyninden söküp atmak istercesine kafasını bir matkapla deler. Öklid'le olan özdeşliğini göstermesi açısından ilginç bir ironidir bu. Elbette Max'ın ulaştığı sonuçlar başkalarının da, özellikle sayılarla oynayan-yaşayan borsacıların, dikkatini çeker ve ondan faydalanmaya çalışırlar. Ulaştığı ya da ulaşacağı sonuçların insanlık tarafından nasıl kullanılacağını bilen Max'ın paranoyası da buradan gelmektedir
2. kez izlememe rağmen halen tam olarak anlayamadığım filmdir. bir uuser kabak gibi belli olan yerleri değil de detay kısımları anlatırsa mükemmel olur. evet salaklıksa salağım, aptallıksa aptalım.
Fazla abartılan bir sayı. Ama marjinal olmak istiyorsanız sevmek zorundasınız zira ne kadar da düşüncesiz lafını yersiniz. Neymiş efendim bu sayının bir anlam ifade etmiyor olması ilerde bir anlam ifade etmeyeceği anlamına gelmiyormuş veya içinde tüm sayısal olasılıklar olduğu için okul numaramızdan cep telefonu numaramıza kadar her şey varmış. Üşenmedim bulunan tüm basamaklarında numaralarımı araştırdım yok demek ki o kadar da mükemmel sayı değil ki numaralarım olsa bile sayı lan bu en nihayetinde her şeye bir gizem katmanıza gerek yok.
içinde herkesin telefon numarsi hesap numarası doğum tarihi vb. rakamları içeren sayıdır. şimdi ben bu sayıdan bi tel numarası çıkarıp arasam sözlükten birine ulaşabilir miyim.
yönetmenliğini darren aronofskynin yaptığı 1998 yapımı pi, amerikan bağımsız sinemasının en önemli filmlerinden biridir.
konusu kısaca;
maximillian cohen, doğadaki kaosun belli bir kodlama sistemine sahip olduğuna inanan bir matematikçidir. ancak henüz bu kodlamayı çözmeyi başaramamıştır. ulaştığı bütün sonuçlar onu daha büyük kaoslara bunun da ötesinde problemin merkezi olan kendine yöneltmektedir. bulduğunu zannettiği sırrı saklaması gerektiğine inanmaktadır. çünkü insanlık bu sırrı elde etmek için onun peşine düşecektir. bu riski ortadan kaldırmak için kodu kırmaya karar verir.