niye pişman oluruz ki, söylememiz gereken bişeyi söyledik diye mi yoksa aldığımız bişeyi beğenmediğimiz için mi. ya da doktora gitmeyi ihmal edip iyice hasta olduk diye mi.
gereksiz bi duygudur işte, herşey olması gerektiği gibi olmuştur. artık "keşke" lere gerek yoktur. önümüzdeki yola bakmak gerekir.
bir an için herşeyin bizim düşündüğümüz gibi olduğuna inanır ve bitirme kararı alırız. fakat karşımızdaki kişiyle konuştuktan sonra olaylara bir de onun açısından bakıp yaptığımız şeyden ötürü pişmanlık duyup hata yaptığımızı düşünürüz. herşeyi kendimiz yaptığımız için sonucuna katlanmak zorunda olduğumuz durumdur.
kendime şu soruyu soruyorum;
hafızamı tüm zihnimi bi süre alsalar ve pişman olduğum durumu yaşadığim ana gitsem yeniden yine aynı şeyleri yapar mıydım?
sonra bu ana dönsem ve bi ekrandan olan biteni izlesem.
kesinlikle aynı şeyi, pişman olduğum şeyi yapmışımdır. hayatımıza yaptığımız seçimlerle yön veririz. ve seçimlerimizi o sıradaki bilgimiz, görgümüz, deneyimlerimiz, duygularımız, aklımıza yön veren mantığımız belirler. tüm tutum ve davranışlarımız eldeki girdilerin sonucunu verecektir. bu girdiler değişmedikçe, sonuçlar da değişmez. aynen bir bilgisayar programı gibi.
pişman olmak insanın değiştiğine delalettir. herşeyin sürekli hareket halinde olduğu, şekilden şekle girdiği bir evrende insanın değişmemesi ve pişman olmaması mümkün değildir.
keşkelerle başlayan duygudur.
ama unutulmaması gerekir ki yapılan şeylerden dolayı duyulan pişmanlık geçicidir. yapmadığımız şeyler için duyulansa hayat boyu bizimledir.
olunduğu vakit halinizi kimsenin anlayamayacağı durumdur.
-çok pişmanım dostum.
+salla ya hayatta hiç bir şeyden pişman olmayacaksın!
-ya abi anlamıyor musun çok seviyordum ben onu herşeyimdi!
+dedim ya oğlum hiç bir şeyden pişman olmayacaksın!
-hey mına goduhum ne salak adamsın anlamıyor musun? o eller, ellerime değdiğinde ellerimin değmesini istediğim son şeyin bu olduğunu anladığım o eller benimdi. gülerdi gözleri gözlerime değdiğinde ağzına en şirin şekilde dursun diye muthiş bir çalışma ile yerleştirilmiş izlenimi veren o dişler çıkardı ortaya, dişlerin sağından ve solundan yani dudaklarının bittiği o ince kesitten o yumuşacık yanaklarına doğru çiçekler açardı, gözlerini kapatıp dudağını bastırdığında dudaklarıma evet bu işte derdim, şu ya şu, şu kadar basit mutluluk burda tam olarak burda patladı her taraf dokunduğum her yeri mutluluk, inanılmaz gerçek mi rüya mı bilmiyorum, bitmesin istiyorum sadece bitmesin, ne olur bitmesin nefesi gezsin yüzümde parmaklarım hep sarsın böyle belini, okşasın saçını, bitmesin dedim ya hiç bitmesin. "bittiiiiii!" diye haykırdı yüzüme yaptığım o yanlışlardan sonra... bunları nasıl yapabildim? neden yaptım? yazıklar olsun bana yazıklar olsun! evet fazlası ile tam anlamı, en ağırı ile her yerimden her zerremden, kendimden pişmanım!
+omfgh( şaşırmışlık belirtisi)
-şimdi uza. hiç bir şeyden pişmanlık duymamayı beceremeyeceğim belki, ama senin gibi bir insanı tam şu an def ettiğim için pişman olmayacağım!
yaşanabilecek en kötü duygulardan biridir.
insan bir bok yer de, bunu devamlı tekrarlamaz ki. insan beyni acaba kendi içinde bir reset tuşuna mı sahip? her yaşananda biraz daha mahvetmek ve hep pişman olmak, pişman olmak.*******
(bkz: sözlük yazarlarının itirafları)
"keske ... yapmasaydim, keske ... etmesedim, keske ... demeseydim, ........ " demeye baslamaktir. "o an icin oyle dusunuyordum ve oyle davrandim, pisman degilim" diye kendini kandirsa da insan, bal gibi de pismandir. zaman geri sarsin, duzeltsin ister herseyi, almasin o kararlari ister ama oyle bir sans asla verilmez. sonra da lanet eder oturur yerine.