avrupa'da yüzyıllardır binlerce türü yapılıyor peynirin. ülkemiz bu yönden çokça geri kalmış durumda. ancak son zamanlarda bütün markalar kendilerine ait türlü peynir modellerini piyasaya sürgüler. türk halkı "sadece beyaz beynir yer" aldısı çürütüldü. artık marketlerde sadece beyaz peynir olduğu dönemler sona erdi. her markette her türlü peynir var artık çok şükür.
çöpe gidecek olan kesilmiş sütün, ekşimiş yoğurdun ısıtılıp, tuzlanıp,içine birazcıkda limon damlatılıp pütür pütür oluncaya kadar pişirilip, piştikten sonra süzdürülmesiyle elde edilecek geri dönüşüm gıdası.
klasik peynirlerin iyisinin veyahut kalitelisinin -ki kokusu ayak veya çorap kokusunu çağrıştırır tadı da damaktan uzun süre çıkmaz- farkı fiyatı olmakla birlikte tahsildaroğlu, biçici, bahçıvan gibi markaların kapitalizm gereği tonlarca para istediği bir peynirin daha iyisini yarı fiyatına da alabilirsiniz. günümüzde hijyenin önemi elbette yadsınamaz lakin kaliteyi ucuza alabileceğiniz yer ücra bir köy değil. yeter ki insafsız bir satıcıya düşmeyin. değilse markalı, ambalajlı, tanınmış markalar tercih edilmeli. her markalı, ambalajlı ve dahi pahalı ürün de mutlaka kaliteli demek değil.
mesela 11 kilo sütten bir kilo kaşar elde edilir. inek sütü toptan fiyatları ile kg olarak 50 ila 70 kuruş civarında. bu minvalde bir kilo kaşarın sadece süt maliyeti 5.5 liradan az değil. 12 liradan aşağı perakende satılan kaşar ikinci anlamından da beterdir.