Rum
(47) Andolsun ki, senden önce birçok peygamberleri kavimlerine gönderdik de onlara apaçık delillerle vardılar. Onun üzerine suç işleyenlerden intikam aldık. Mü'minlere yardım ise üzerimizde bir hak oldu.
Fatir
(24) Muhakkak ki, Biz seni gerçek ile hem bir müjdeci, hem bir uyarıcı olarak gönderdik. Hiçbir ümmet de yoktur ki, içlerinden bir uyarıcı geçmiş olmasın.
Nahl
(36) Andolsun ki: Biz, her ümmete: "Allah'a kulluk edin ve Tağuttan sakının!" diye uyaran bir peygamber gönderdik.......
Suara
(208) Bununla birlikte Biz hangi memleketi helak ettikse, muhakkak onun uyarıcıları olmuştur.
yeterli sanırım
yine de anlamadıysan allah yeryüzünde ki tüm kavimlere peygamber tayin etmiştir. peygamber efendimiz (sav) 'in bir hadisine göre 124.000 peygamber gelmiştir insanlık tarihi boyunca.
not: bu örnekler benim inanmadığım tanrının inanmadığım kitabından diyen var ise lütfen inanmadığı din hakkında da cahil cahil yorum yapmasın.
şaşılmayacak durumdur. şöyle ki, paleotik ve neolitikle devam eden gelişmeler aynı coğrafyada yoğunlaşmıştır. insanları,tarımı,kültürü de aynı ölçüde gelişmiştir. bu yüzden insanlığın ticaretin çok yoğun olduğu mezopotamya dahili bu bölgeye bu kadar çok peygamberin gönderilmesi olağandır.
sözü edilen mekan ortadoğudur. peygamber tanımı, tek tanrılı dinler ortadoğu kaynaklıdır. yani, zihinsel evrime en elverişli coğrafya. sebep de budur.
bu durumun sebebi basit bir dünya haritasına bakılsa bile anlaşılır: 5 milyar kadar torununun inkar ettiği, hepimizin ecdadı olan orrorin tugenensis ve sonraki türlerin dünyaya afrikadan yayılması; sonra ortadoğunun, afrika, asya ve avrupa kıtaları arasında geçiş ve kaynaşma, sentez yolu olması dolayısıyla; bu coğrafya, dini inanışların da evrimine sahne olmuştur.
bu yüzden insanlığın ulaştığı uç coğrafyalardaki*** yerel dinler; kavimler çorbası ortadoğudaki kültürlerin ve inançların sentezinden kaynaklı bu kültürel ilerleme!den mahrum kalmışlardır. bu uç beyliklerin tek başlarına yapabildikleri en fazla sembolik tanrılar veya felsefi liderlerin öğretileri olmuştur.
ortadoğuda ve akdenizde ise mısır, sümer, fenike, ibrani, yunan, roma, arap medeniyetleri, birbirlerinin haramzade mirasçıları gibi geçmişlerine kara çalarak, inkar ederek ve eski inançların gelişen insan zihnine yetmemesine karşı, inançlarını yamayarak, önce çok tanrılı, sonra da tek tanrılı dinlere inanmışlar, bayrak yarışı gibi eskilerin birikimi üzerine ya devamı, ya da antitezi olarak gelişmişlerdir.
bir çağın dini, bir sonrakinin edebi eğlencesi olmuştur*. 3000 yıl önce yeryüzü tanrısı olan, sınırsız güç sahibi firavunların suretlerinin, şimdiki mısır'da 3-5 dolarlık turistik obje olmaları gibi.
bu konuda da bu gelişme çizgisinin nesnel olarak görülebilmesi için imansız olmak gerekir. bu konularda öznel, akli değil imanla yorum yapılırsa gelinen nokta takdir-i ilahi olur ki böylesi bir görüşe de yukardaki laflar boştur.
her zaman merak ettiğim bir konu kuran da adı geçen peygamberler neden hep aynı bölgede peygamberliklerini ilan ettiler. mesela avrupada peygamberlik yapan bir peygambere kuranda rastlayamıyoruz. hep israil, arap topraklarında göze çarpıyor.