Yıllar yılı gelen alışkanlıktır. Küçükken sabahın altısında kalkardım açardım televizyonu izlerdim. Biraz büyüdüğümde açardım bilgisayarı oyun oynardım. Şimdi de öyle açıyorum telefonumu oraya buraya bakıyorum, açıyorum kitabımı sayfalar peş peşe kapanıp gidiyor.
Bir klasiktir. Minnoş bünyem bütün hafta 6 kez alarm ertelemeden uyanamaz fakat pazar günü 8 de başlar "hadi uyandık" demeye. Hep bi başkaldırı hep bi sürüye uymama...
eğer ait oldugunuza emin olduğunuz ama kaderin bir cilvesi olarak orada yaşamadiğiniz şehirde son gününüz ise şehrin hiç bir anını kaçırmamak için yapılan eylemdir... mucizelere ihtiyacım var, koparmayin beni buradan...
Antalya'ya iyi bakın, burası benim ruhum...
Çok sevdiğim bir hadisedir. Mesela şu an pazar ve 07:38 az sonra istanbulu gezmeye çıkacağım. insanlar uyanmadan da eve geri döneceğim. Özet olarak gerçekten istanbulu rahat rahat gezip dolaşabileceğiniz ender vakitlerdendir.
sen ne kadar cumartesi gecesi yatarken "çok pis uyuyacam bu sefer tarih kitaplarına yazacaklar o derece uyuyacam" dersen de ertesi günün tatil olduğunu beynin biliyor. erkenden kalkıp günü uzunca değerlendirme fikri aklımızda hep var.
26 yıldır istisnasız olarak gerçekleşmektedir. Ben de herkes gibi en az 10.00-10.30’a kadar yatmak istiyorum ama bünye en geç 08.00’de gözlerini açmak istiyor, açmamakta direnmeme rağmen.
bugünde gerçekleştirdiğimiz hadisedir. az sonra tavada kızaracak olan pattisin mis gibi demlenecek olan çayın ve fırından alınacak sıcacık eppeğin heyecanı ile uyku hak getire. haftanın 6 günü sabahın 7 sinde evden çıkıp çalıştığı yerde kahvaltısını yapanlar iyi bilir pazar kahvaltısının önemini.