bugün

turkcesi osmanli barisi olan soz.
ilber ortaylının yazdığı güzel kitabının ismidir.
Osmanlı imparatorluğu, gücünün doruğunda olduğu 16. ve 17. yüzyıl'larda, bütün Balkanlar'ı, Orta Doğu'nun büyük bölümünü, Kuzey Afrika'yı ve ek olarak da Kafkaslar'ı kapsar. Osmanlı yönetiminin ayrılmasıyla birlikte, özellikle Soğuk Savaş'ın sona ermesinden sonra bu bölgeler sosyal,ekonomik ve politik bir takım istikrarsızlıklar yaşadılar.
Bu sebeple, birçok modern Türk tarihçisi, Osmanlı imparatorluğuna olumlu bir bakış açısı olarak, bu ülkeler üzerinde var olduğu düşünülen Osmanlı Yönetimi'ne ait olumlu etkilerinin altını çizmek için bu terimi tercih ederler.
(bkz: imparatorluk/#2732354)
dünya buna muhtaç.
Genişleme, yayılma devrinde Osmanlı Türkü, ele geçirdiği topraklarda yaşayanlarda dil, din, kavim farkı gözetmeksizin, ‘istimalet’ denilen, uyuşma, uzlaşma siyaseti gütmüş. Bu adalet nizamına, Osmanlı barışı yahut huzuru denilmiş. Karışmamış, kimseye dokunmamışız.
osmanlı barışı demektir. başlangıç olarak fatih sultan mehmet'in, vatikan/papalık çerçevesinde buluşan ve din savaşının yanı sıra kendisinden olmayan(katolik olmayan) mezhepleri ezmesine karşı "osmanlı millet sistemi" ile cevap vermesidir. osmanlı egemenliği altında farklı milletlerin kendi inançları altında gelişmesi, kendi kültürel, ekonomik, sosyal varlıklarını güçlendirmesidir. temel amaç farklı toplulukları bir şemsiye altında barış içinde yaşatmaktır.
kerem çalışkan "100 yılın rövanşı" kitabında bunu ahiliğin "yaşa yaşat" felsefesine benzetmiş.