Yahu, dokuz ay önce Erke Dönergeci diye bir şey vardı... Ne çabuk unutuldu? Karabatak gibi bir çıktı, bir kayboldu, ara ki bulasın.
Müthiş bir Türk buluşu, fakat ne olduğunu bilen yok. "Yüzyılın buluşu" dediler, yüzyılın bundan haberi yok.
Hani, "Feydamid Projesi" deseler, Türk'ün uzaya gitmesi için yaratılmış müthiş bir tasarım olduğunu anlayacağız. (Uzay başlığının içinde Maltepe içmemek şartıyla hepimiz gidebiliriz.)
Fakat bu Erke Dönergeci... Önce erkle ilgili bir şey sandık, yürütme erki, yargı erki, yasama erki, yasama erkine taş koyma erki, Anayasa'yı çarpıtma erki, seçimde yenilince çamura yatma erki, zeytinyağı gibi üste çıkma erki, falan...
Yok, ana muhalefetle ve basın soytarılarıyla ilgisi yokmuş. Erke, buluşu yapan şirketin adıymış... Erke dönergeci, "Erke'nin dönergeci" demekmiş, bizim bahçenin maydanozu gibilerden.
O zamanlar dönergeç kelimesini de tam çözememiştik, acaba bir motor mu? Dönen bir şey, o belli de... Fazla Türkçe! içi geçmiş dinsel kişi (imambayıldı), ya da gökkonuksal avrat (hostes) gibi, sanki dalga geçmek amacıyla üretilmiş kokuyor. (Karaköy'de bir anahtarcı vardı, "anahtarcı" kelimesi yeterince Türkçe değilmiş gibi, kapısının üstünde "açkıcı işliği" yazardı, önünden geçtikçe şaşardım.)
Çağatayca olsa gerek. Meclise kamutay, mebusa saylav, Cumhuriyet Halk Partisi'ne de "Kamubuyurum Tüz Bölemi" diyenleri gıdıklayacak bir isim.
Gıdıklama amacı başarılı olmuş ki, dönergecin tanıtım toplantısında birçok emekli paşa gördük. Zaten Erke'nin başdanışmanı da emekli bir paşaydı.
Hatta birtakım vatan millet düşmanları o günlerde bu dönergeçle "General Motor" şeklinde dalgalarını geçtiler.
Tanıtım toplantısına katılanlar arasında emekli Yargıtay başsavcısı Vural Savaş, emekli bürokrasi savaşçısı Tuncay Özkan falan da vardı ama onlara uygun bir "mazmun" bulunamadı.
Tanıtım yapıldı, fakat neyin tanıtıldığını öğrenmek mümkün olamadı, bu imkâna kavuşamadık. (Pardon, olanak ve olasılık diyecektim.)
Merhum Ecevit'in son zamanlarında kullandığı özgün deyimlerden biriyle, ortaya bir "nodallık" çıktı. (Ne anlama geldiğini Sayın Zeki Sezer lütfen bana bildirsin.)
Şirket, buluşunu "bilimsel düşüncenin gücü" olarak niteledi.
Neydi bu yahu, bir "power generator" falan mı?
Yoksa, Geleceğe Dönüş filminde Christopher Lloyd'un oynadığı deli doktor Emmett Brown'un yerli yersiz kullandığı "bilimsel koksun istenmiş" deyimle "flux capacitor" gibi bir şey mi?
Bendeniz bilimkurgu filmlerinde geçen bu tür dangalakça laflara bayılırım: Alfa ve omega verileri beta dengelerine bağlandı kaptan... Vektör kalkanları açık... Güç parametreleri devrede... Işınla bizi yavrum...
Yoksa bu, özellikle yaz sıcağında oluk oluk ter döken Türk dönercilerinin işini kolaylaştıracak, döner kesmeye yarayan modern bir döner bıçağı mıydı?
Meğerse "bedava elektrik üreten" bir aygıtmış. Bildiğiniz manyetik rotor olsa gerek, fakat neyi elektriğe dönüştürdüğü de meçhul. Hiçbir enerji tüketmiyormuş.
Hemen herkesin aklına "Con Ahmet'in devridaim makinesi geldi" tabii.
Nikola Tesla'nın bile mezarından kalksa parmağını ısıracağı, fizik bilimine, termodinamiğin ikinci yasasına aykırı bu buluş hakkında siyaset dehamız ve fizik dehamız Erdal inönü'nün görüşüne başvurulmuş muydu, hatırlamıyorum...
Dönergecin kendisi, "gizlilik" gerekçesiyle basına ve halka gösterilmedi. Ola ki bölücüler ve ikinci cumhuriyetçiler bunu araklayıp Avrupa Birliği'ne avro karşılığında satarlardı...
Fakat emekli paşalar "reklamda kullanıldık, şöhretimizden faydalandılar, tüü Allah belanızı versin" diyerek işin ucunu bıraktılar.
Dönergecin seri üretimine geçildiği ve 2007 yılı başında piyasaya sunulacağı söylenmişti. Üç gün sonra 2007 yılının ağustos ayı başlıyor.
Aslında ortaya çıkarmanın tam sırasıdır.
Bakarsınız AKP ile mücadelede bir fayda sağlar!
Belki CHP'nin yetmişlik başkanına enerji verir. Viagra gibi bir işe yarar.
Hiç olmadı, sorguda kullanırsınız canım, bedava elektrik.
