insanın türk olduğum için ne kadar şanslıyım sözünü söylemesi için bir sebep daha veren muhteşem yiyecek. tavada tereyağı ve yumurtalı kombinasyonları harika olur. evde yapabileceğiniz bir tarifte ben vereyim. (bkz: orgazmik tatlar) (bkz: başyazıcı sucukları)
200 gr kuşgömü pastırma
60-70 gr tereyağı
1 adet fırın poşeti
öncelikle fırın poşetine tereyağını ve pastırmaları koyarak poşetin ağzı bağlanır. poşetin üzerine birkaç ufak delik açılarak poşet ocağın üstünde bulunan teflon tavanın üzerine konur. orta ateşte teflon tavanın üzerinde pişmeye bırakılır. eriyen ve fokurdayan tereyağının içinde banyo yapan pastırmalar takriben 5 dakika sonra müthiş bir hal alır, ekmek banarak yenir.
on tane kayseri tanıdığımın onunada sipariş verdiğim halde bir tanesinin henüz getirmeyi beceremediği kötü kokulu yiyecek olmasına rağmen tadından vazgeçilmez besin. yumurtayla nasılda yakışır.*
tadini cemenden almis olan, kokusu maalesef ki bunyeye zararli, "bir de etin siniri olmasa" dedirten, super yiyecek. lakin, fiyati nedeniyle her eve girememektedir.
kokusunun tamamen cemenden kaynakli oldugu, kayseri altini diye tabir edilen, tavada yumurtayla karistirildiginda harikulade bir tat birakan, erman toroglunun kayserispor maci yorumunda ses getiren söylesinin kaynagidir.
büyükbaslarin sirt etinden (kusgomu) yapilan,icerisine katilan baharat ve tuz ile uzun zaman dinlenmeye birakilarak pisen,etin yumusak olmasi icin etrafi cemen ile kapatilan , kayseri altini.
osmanlı zamanında uzun yola çıkılmadan önce, etlerin ince ince doğranıp daha sonra atın vücudu ile semerinin arasına konulup, birkaç gün at üstünde gidilip etin orda o sıcaklıkta pişmesi sağlandıktan sonra çıkarılıp yendiği yiyecek. tabi ki günümüzde böyle yapılmıyor. *
kayserilerin ünlü pastırması ne hikmetse nadide sultanın konyalıdan başkasına bastırmayacağını idda ettiği yiyecek türü.. ayrıca ne zaman bir eşek görülse bunu neden pastırma yapmamışlar diye adından söz ettiren gıda çeşitidir.
çoğunlukla kayseriye mal olmuş et..çiği bir şekilde yenilir...memeletinde bile pahalıdır...
orta ve fakir kesimin yediği en son 3.jeolojik dönemde görülmüştür...kısacası marketlerde tadına bakmak bahanesiyle götürülmediği sürece pastırma yemek türklerin jüpitere astıronot göndermesi kadar imkansızdır...
pastirma yedikten sonra özellikle yaz aylarinda kollar asla yukariya kaldirilmamalidir. mümkünse robot gibi kollarinizi koltuk altlariniza dogru bastirarak yürünmelidir, aksi takdirde koltuk altinizdan çikan kokular etrafinizdaki insanlarin köse bucak kaçmalarina sebep olabilir.
yendikten sonra bünyenin attığı terde kekremsi,çivit,mide bulandırıcı kokular barındıran yiyecek. öyle ki yazın kayseri'nin her yerinde böyle bir koku hakimdir. kayseri'de "pastırmacı fikret" bu işin erbabıdır.
orta asya türklerinin evlerinden uzak kalacakları zaman yanlarına aldıkları et parçalarının, güneşte kuruması sonucu ortaya çıktığı rivayet edilen yiyecek.
kızarırken etrafa yaydığı koku her şeye değerdir ..
tamamen türk kökenli bir yemek olmasına rağman , romenler ve ermenilerde kendilerine ait olduklarını iddia ederler .. gerçi onlar eskiden ne idi ki ?! ..
