her işten dönüşte insanı derin düşüncelere iten sorun.
örneğin anthrax işten eve her dönüşünde e-5'te ilerlerken bir yandan bay j dinlemekte bir yandan da "acaba bugün evin etrafında kaç tur attıktan sonra park yeri bulacağım?" diye kendine sormaktadır.
istanbul'un belirli semtlerinde insanlığın en büyük problemlerinden biridir. hayattan soğur arabayı oraya bırakıp gitmek istersiniz.
daha sakin bir şehirde en azından park anlamında sakin micrs uno tarzı bir arabam olsaydı keşke dersiniz.
son birkaç yıldır istanbul'un önemli sorunu haline gelen ciddi tespit.
masumiyet'inde zikrettiği gibi özellikle bazı ilçelerde olay çığırından çıkmış. sokaklara ikili park etmeler başlamış. e öyle olunca da içte kalan araç sabahleyin erken gidiyorsa sıkıntı oluyor çıkamıyor. millet onunda çözümünü bulmuş. eğer erken çıkan bir araçsanız camınıza "ben saat .... da çıkacağım lütfen aracımın yanına park etmeyin" vb. bir yazı iliştiriyorsunuz. yeni yapılan binaların muhakkak otoparkları olmalı. başka çözüm göremiyorum.
özellikle cumartesi günleri saat 10'dan sonra istanbul'un merkezi yerlerinde yaşanır, otopark girişlerinde arabalar sıra için kuyrukta bekler. onu da hiç anlamam ha, bir araba çıkacak diye saatlerce kuyrukta nasıl beklenir ya, gelme arabayla sen de, taksiyle gel, ne gereksiz insanımız var haa...
istanbulu yirmi yıldır kim yönetiyorsa sorumlusu olduğu durumdur. toplu taşımayı kim geliştirememiş ise sorumlusu odur. altı tarafı denizle çevrili istanbulu kim üç beş tane deniz hattına mahkum etmişse sorumlusu odur.
her seçim öncesi on milyon santimetre metro yapacağız diye önünüze kısır projeler koyup oy istediyse sorumlusu odur.
yoksa gideceğin yere taksiyle gitmeyen sen değilsin sorumlusu. boşuna suçlama kendini. senin sorunlu olduğun yer yöneticilerini seçememek başka da bir yer değil, unutma.