bugün

parasızlığın insana eziyet ederek öğrettikleridir. parasızlık, gerçek anlamda kocaman bir okul niteliğindedir. insana kendini daha çok sorgulatır, diğer insanların kendisini ne kadar sahiplendiklerini ve sevdiklerini de net biçimde göstermeye yarar. parasız kaldığın zaman sesin soluğun kesilir, çok rahat davrandığın bir insana ''bi sigara'' gözüyle bakmaya başlarsın. ''paramı ne kadar boş şeylere harcadım, keşke biraz kıyıda köşede param olsa'' diye bol bol hayıflanırsın. aslında yakınındaki insanlar senin bir şey isteyemeyeceğin kadar uzaktadırlar, bunu çok net ve çıplak bi şekilde öğrenirsin. içinden gezip dolaşmak gelmez, kibar da olamazsın çünkü parasızlık insanı katılaştırır. sevmeye korkarsın, sevgi de para demektir, sevgilini çoğu zaman bu yüzden görmek istemezsin. hobilerin olmaz, ihtiyaçlarında kulaç atarsın. özel zevklerin ve bolca tatmin ettirdiğin bir egon olmaz, genelde kalender takılırsın. bunların hepsini toplarsak parasızlık sana haddini bilmeyi öğretir, daha da önemlisi kimlerin kaç paralık adam ve kaç karış haddinin olduğunu pürüzsüz ve kusursuz biçimde öğretir. aspidistra romanındaki gordon comstock gibi bakarsın hayata, kızgın ve gözlerini kısarak.
kimseden sigara istememektir.
zengin günlerin savruk anlarına küfredilebilceği öğrenilir.
başkasında olanın sende olmamasına boyun eğmek.
açlığa nasıl dayanılacağı.
2 simit 1 ayranla karnını doyurabileceğini öğrenirsin. cebinde bozukluklardan oluşan eve dönüş parasına gözün gibi bakmayı öğrenirsin. hava soğuksa eğer sen herkesten daha çok üşürsün. evde vakit geçirmekte uzmanlaşırsın. ama çevrende sen söylemeden bu durumu anlayabilen, aynı duruma zaman zaman düşmüş ve buna göre davranabilen insanlar varsa dünyanın aslında o kadar kasvetli bir yer olmadığını öğrenirsin.
paranın kıymeti.
hayatın gerçeği.
aslında o kadar parayı harcamasanda olurmuş, bunu öğrenirsin. para varken giden para artık gitmemektedir ama yinede karnın doymuştur. paranı çar çur ediceğine aklını başına toplayıp kenara birkaç kuruş atda zor durumda kalma birdaha fikrini doğurur. tembelliye lüzum olmadığını hatırlatır. çalışıp "damlaya damlaya göl olur" atasözümüzü yaşatır. kimseye muhtaç olmamak için çok çalışmayı ve ne durumda olursan ol bugünümüze şükür dedirtmeyi öğretir.
Haftalarca fındık ezmesi ve ekmekle yaşayabilmektir.
Kaynakları tasarruflu kullanmayı.
Kisiye gercek dost sayisini ve tek basina ayakta durabilmeyi ogretir.
Evde vakit geçirmenin faydaları.
Elektrik sobasini yan cevirmek suretiyle ocaga donusturup bir hafta boyunca uzerinde yumurta kizartip cezvede cay yapmayi ogretir.
(bkz: şükür)
özellikle askerdeyken parasız kalınmışsa çarşı izninden öğle yemeği saatinde dönmeyi öğretir.
aynı kirli çorapları defalarca giyme ve kendinden iğrenmeyerek sabırla iradeni geliştirme,
ütü olmayınca koltuk altında tshirt, pantolon düzleme, borç alma teknikleri bu konu başlığına örnek olabilecek hareketlerdir.
sevgiliyi, kapalı mekanlardan (kafe,bar vs.) sıkıldığına ve açık havada dolaşmayı sevdiğine ikna etmeyi öğretir.
paranın önemli bir şey olduğu.
aşkın meşkin.. yok efendim evlenice sıcacık yuvamızmışların.... hepsinin yalan olduğunu öğretir.. evet artık tek bir gerçek vardır hayatta ve sadece o varsa güçlüsündür.. para para para...
insanların, parasız insanlara öğrettiğidir.
paran varken ve yokkenki ara dönemde önemli konular işlenir.
kredi kartlarını ödedikten sonra 1 ay boyunca 100 lirayla yaşayabilme.. bir sonraki aya kadar yine kredi kartlarına yüklenilir tabikiii..
Paran varken ve yokken insan psikolojisinin nasıl değiştiğidir.
yemek yerken bir sonraki öğünü düşünmek, yemeğin bir kısmını ayırmak.
kimseye bunu hissettirmemeyi öğretir. yanında hava atan 'ay şu 3ün 5in hesabını yapan insanlara gıcık oluyorum yea' diyerek, it gibi zengin olan, babasının parasıyla konuşan bir arkadaşın varsa eğer, parasızlığını kimseye hissettirmemeyi öğretir. maaşına göre yaşamayı, elindekiyle idare etmeyi öğretir. (bkz: buna da şükür)